Ortadoğu bir çelişkiler yumağı

Ortadoğu insanlık tarihinde, dünya insanlığının başına bela olan bir çelişkiler yumağıdır. Bütün dinler Ortadoğu ve Arap topraklarından çıkmış, binlerce yıllık hikâyeler ve birer hayal ürünü olarak. Yahudilik ve Hıristiyanlık doğduğu topraklardan çıkıp, daha gelişmiş toplumların içinde yayılmış. Kuzey ülkelerine, Avrupa’ya batıya dağılmış olan Yahudi ve Hıristiyanlık, oralarda huzur bulmuş. İslam doğduğu topraklarda kalmış, başı beladan […]

Yayınlama: 13.02.2020
A+
A-

Ortadoğu insanlık tarihinde, dünya insanlığının başına bela olan bir çelişkiler yumağıdır. Bütün dinler Ortadoğu ve Arap topraklarından çıkmış, binlerce yıllık hikâyeler ve birer hayal ürünü olarak.
Yahudilik ve Hıristiyanlık doğduğu topraklardan çıkıp, daha gelişmiş toplumların içinde yayılmış. Kuzey ülkelerine, Avrupa’ya batıya dağılmış olan Yahudi ve Hıristiyanlık, oralarda huzur bulmuş. İslam doğduğu topraklarda kalmış, başı beladan hiç kurtulmamış, belaların belası olmaya da devam ediyor.
Yahudilik dünyaya dağılıp, her ülkede sığıntı yaşamış, 1948 yılında, devlet kurup, yeniden doğduğu topraklara gelmiş, geldiğine bin pişman başı belada.
Arap ve Ortadoğu, Emperyalizmin hiçbir zaman vazgeçemediği topraklar, nedeni yer altı kaynakları. Petrol, Doğal gaz, dünyaya yetecek kadar, enerji kaynakları, Ortadoğu’da, onun için herkesin gözü orada.
Emperyalizm dünyanın büyük abisi ya, istediği yere, özgürlük, Demokrasi ve insan hakları götürüyor, tabi biz bunları yemiyoruz ama yiyene iyi geliyor. Amerika yüz yılı aşkın, Ortadoğu’da gezeleyip duruyor, amacı kendi güdümünde, devletler yaratıp, kendi çıkarlarını korumak. Irakta Saddam gibi bir manyak vardı, ara sıra, kafası bozulunca, eski defterleri karıştırır, orayı burayı ilhak ederdi. Amerika’ya kafa tutardı ama Amerika içinde, dünya içinde, aslında en doğrusu Saddam’dı.
Amerika dış politikasının öngörüsüzlüğü, Saddam ı devirip, güya Irak a özgürlük getirip, birde kendi güdümünde bir iktidar tasarlıyordu. Evdeki hesap çarşıya hiç uymazmış ya, Irakta bir özgür seçim yapıldı. Amerika nın baş düşmanı İran, Irakta resmen iktidar oldu, Ortadoğu’da Amerika, kendi öngörüsüzlüğü nedeniyle bir olan İran ı ikiye katladı.

Amerika Saddam’dan bıkan Irak halkının,Amerika ne derse ona, oy vereceklerine safça inandılar. Hâlbuki bin dört yüz yıldır ki, Şii, Sünni
çelişkisini hesaba katmadılar, al başına belayı. Irak nüfusu, Sünni nüfusun yüzde ellisinden fazla, ilk seçimlerde, Şiiler ezici çoğunlukla, iktidar oldular.
Aynı belayı Türkiye AKP hükümetiyle, Suriye’de başına sardı, kardeş Esadı, Emperyalizmin Suriye’ye topladığı teröristlere değişti. Bu öngörüsüzlüğü nedeniyle, başına öyle belalar açtı ki,kapatılacak gibi, bir bela değil. Eskiden Suriye’den, Türkiye’ye hiçbir, saldırı olmazken şimdi, koca bir Kürt devletini kendi eliyle peydahlamış oldu. Amerikan yanlış politikasına uyup, Emevi Caminde namaz kılacağız diye, hayal kuranlar, şimdi çırpınıp duruyor.

Çırpındıkça daha da çıkmaza giren, dış politikamız, bizi büyük bir savaşın içine, sokacak gibi. Umarız birilerinin aklı başına gelir de, yanlıştan dönüp, başımızı büyük bir beladan kurtarır, yoksa iş ciddi. Şimdi dünya basını bize, Türkiye teröristler için, kendi askerlerini yok ediyor diye yazıyor. Uluslar arası politikalarda, dini ve mezhepçi tutum,çıkmaz sokağa sokar ki bir daha çıkamazsın.

Bir devleti yönetenlerde, derin bir Tarih bilinci ve ileri bir öngörüsü yoksa devlet yönetmesi çok zordur. Devlet yönetmek, Şirket, Holding yönetmeye benzemez, Makyavelliyi boşuna okutmuyorlar. Devlet yönetmek bir ince sanattır, köklü bir uluslar arası ilişkiler uzmanlığı ve ileri bir öngörü ister. Kısa süreli başarılar ve çıkarları başarı sayanlar, evdeki bulgurdan olup, ömür boyu bu yaptıkları yanlışın, bedelini öderler.
Türkiye Suriye de Emperyalizmin başlattığı terörist saldırlar da, Suriye devletinin yanında durup, Suriye’nin askeri gücünü yitirmesine izin vermeseydi. Ne PYD ne, beş milyon Suriyeli göçmeni başına bela etmeyecekti. Ortadoğu’da ABD ve İsrail’in en korktuğu ülkeler, İran ve Suriye, Suriye’ye düşman ABD ye dost tur. Akılsız başın belasını ayaklar çekermiş, ayaklar daha ne kadar dayanacak.

Bir Yorum Yazın

Ziyaretçi Yorumları - 0 Yorum

Henüz yorum yapılmamış.