1844 Haziranın dördünde Prusya [ Almanya] Silezya dokuma işçilerinin hak alma mücadelesi Prusya ordusunca acımasızca ezilir. Silezyalı kadın işçiler isyan bayrağını açmış geriye dönüş gemilerini çoktan yakmıştır. Silezyalı işçilerin o kutsal direnişi destanlaşmıştı. Alman işçi sınıfının ilk kitlesel ve bağımsız direnişidir. Maskın da çok iyi bir dostu ve arkadaşı olan şair Heinricih Heine bu isyanı […]
1844 Haziranın dördünde Prusya [ Almanya] Silezya dokuma işçilerinin hak alma mücadelesi Prusya ordusunca acımasızca ezilir. Silezyalı kadın işçiler isyan bayrağını açmış geriye dönüş gemilerini çoktan yakmıştır. Silezyalı işçilerin o kutsal direnişi destanlaşmıştı. Alman işçi sınıfının ilk kitlesel ve bağımsız direnişidir.
Maskın da çok iyi bir dostu ve arkadaşı olan şair Heinricih Heine bu isyanı bir şiiriyle ölümsüzleştirir. Silezya işçilerinin isyanı sadece kendilerini işsiz bırakan işlerini elerliden alan yeni makinelere değildir. Patronların, Bankerlerin iktidarına, Burjuvaziye ve özel mülkiyetedir. İsyan dünyayı yaratan yaratılan bütün her şeye toptan bir karşı çıkıştır.
Yuf o Tanrıya, taptığımız Tanrıya. Soğuk kış gecelerinde bizi, aç çıplak, Yalvardık yakardık umutlandık, bekledik boşuna…
Koymadı bizi insan yerine. Aldattı bizi, alay etti acımızla
Dokuruz ha dokuruz, dokuruz ha dokuruz, dokuruz ha dokuruz.
Yuf o Krala zenginlerin adamına
Halkın yoksulluğuna hiç aldırmayan o Krala
Birde soyar bizi varana dek, son kuruşumuza
Kurşunlatır köpekler gibi sokak ortasında bizi.
Yuf o Anayurda, bağrımıza bastığımız Anayurda
Yalnız alçaklığın, utancın çiçeği yetişir üzerinde
Ve çiçekler soluverir, çiçekler açar açmaz aniden
Solucanlar büyür ve kurtlar, kokuşmuşluğun kucağında
Dokuruz ha dokuruz, senin sonunu dokuruz gece gündüz
İnleyen tezgâhlarda makinelerimiz savrula, savrula
Sana kefen dokuruz, ey koca Almanya, sana kefen dokuruz
Dokuruz sana bir yuh, bir yuh daha, bir yuh daha
Dokuruz ha dokuruz, dokuruz ha dokuruz, dokuruz ha dokuruz.