Değerli Okurlarım !
Hepinizin bildiği gibi yirmi yıldır ülkemizin üzerinde dönen bazı oyunların sonucunda, ekonomik ve sıkıntılı
günlerin yanı sıra toplumda can ve mal güvencesinde büyük endişelere yol açmıştır.
Halkın ifade özgürlüğünde sosyal medya ve haber alma hakkı kısıtlanarak bir çok konuda, insan hakları uygulamasında ihlal edilmiş’ken yasakçı yönetim biçimine, bu Halkın kararı elbette karşı durmak olacaktır. Bunlar net olarak bilinmektedir. Ancak; muhalefet partilerinde, Demokrasi, Özgürlük, Şeffaf yönetim ve hesap verebilirlik, yerelde ve genelde adil paylaşım derken, vaatler söz vermeler tek tek sıralanıyor.
Onlar kendilerini çok akıllı sandıkları için, aman ne olacak canım söz verdiklerimizi yapmadığımızda, yeni bir bahane buluruz diye düşünüyorlardır.
Tamam akıllı değil de kurnazsınız diyelim. Allah aşkına hiç aklınıza geliyormu, bu halkın size olan güven durumu nedir diye…
Acaba hiç kendinize sorup’ta bir gün olsun,vijdan muhasebesini yapabildinizmi ?
Hayır yapmadınız,Çünkü yapmak istemiyorsunuz, yapamıyorsunuz. Çünkü sonuç, istediğiniz gibi olmayacağını bildiğiniz için, kendinizi ancak söz ve vaatler vermekle oyalama taktiği yürüterek, Demokrasi, özgürlük ve Adalet kelimelerini dilinizden düşürmeden, kelimeleri süsleyerek, milleti uyutmaya çalışıyorsunuz. Nasıl olsa her tür oyun ve sanaryoları mazallah çok iyi ögrendiniz….
“DEMOKRASİ ve ÖZGÜRLÜK” İnsan açısında büyük önem arzediyor. Bunu çok iyi bildiğiniz için,toplumun
genleriyle resmen oynuyorsunuz. Bakın; parti içinde, birileriyle ilgili iddialar ispatlanarak Genel Başkana kadar iletilmiş ve basında yer almış olmasına rağmen, Genel Başkan hala bu duruma kayıtsız ve vurdum duymaz kalıyorsa ? Olup bitenlere rağmen, o kişilere yeni görevler veriliyorsa, işte bu çuvaldaki tuz kokmuş demektir.
Kendi partilerinde her türlü yolsuzluk, hırsızlık ve rüşvet gibi dönen dolapları arındırmayı bilmeyen, pisliklerin temizlemesinde etkin olmayan bir lider veya Genel Başkan Ülkeyi de yönetemez, Devleti de yönetemez….
Halk da bunlara kanmadığı gibi, elbette yeri zamanı geldiğinde, bunları kokmuş tuz çuvalına geri koyar.
O nedenle daha geç kalınmış değil’ken, yapılması gereken önemli işler hakkında, iddia ve ispatlı olan isimleri derhal uzaklaştırmalısınız.
İki dönemden fazla Milletvekilliği yapamaz diye verdiğiniz sözleri, Ne kadar tutacağınıza bakacaksınız.
Emek vermiş partinin öz evlatları arasında, ön seçim yaparak, hak ettikleri değerlerini vermeniz halinde, Halkın güvenini kazanmak için çaba göstereceksiniz….
Yoksa; ülkücü kardeşlerim, Türkücü kardeşlerim demekle bu işler olmaz. Bu şekilde örgütü ve tabanı şahlandıramazsınız.
Oturduğunuz koltuklar sizi rahatlattığı için, dışarda sorosçular, masada torosçular, kimsenin rahatsız olduğu yok, nasıl olsa hepsinin tuzu kuru ve keyfi yerinde. Genel başkanlık makamında oturan birileri, bu gün Türkiye’nin önemli zenginleri arasında. Sanırım bu durum çok tatlı geliyor olabiliyor….
Bilgi ve belgelerle çok kısa zamanda ifşa edilirse şaşılmasın.Ne söylenirse söylensin. Söylediğiniz an, o zaman önce eylem diye size sorulacaktır. Eylemsiz söylem gerçekçi olmadığı gibi, size inanmak ta doğru olmaz.