Değerli Okurlarım ! Yaklaşık olarak, üç hafta kadar yazılarıma zorunlu ara vermiştim. Sizlerden ayrı kaldığım bu süreç içerisinde,Demokrasi adına, Ülke ve halkımın bir sevdalısı olarak sizlere duymuş olduğum özlem’le tekrar herkese merhabalar… Bu hafta yazıma Halk şairi Ali sultanın kaleme almış olduğu bir şiirinden; Üç dörtlüğü yazarak başlamak istiyorum. Aman gazeteci gel bizim köye bizim halları da yaz / Şehirde ojeli parmakları yazma […]
Değerli Okurlarım !
Yaklaşık olarak, üç hafta kadar yazılarıma zorunlu ara vermiştim. Sizlerden ayrı kaldığım bu süreç içerisinde,Demokrasi adına, Ülke ve halkımın bir sevdalısı olarak sizlere duymuş olduğum özlem’le tekrar herkese merhabalar…
Bu hafta yazıma Halk şairi Ali sultanın kaleme almış olduğu bir şiirinden; Üç dörtlüğü yazarak başlamak istiyorum.
Aman gazeteci gel bizim köye bizim halları da yaz / Şehirde ojeli parmakları yazma / Bir de bizim köyde nasırlanmış elleri de yaz / Yaz gazeteci yaz.
Bankada parası olan kulları yazma / Onlara aldanıp yolundan azma / Şehirden asfalt geçen yolları yazma / Bir de bizim köyden eşşek geçmeyen yolları da, Yaz gazeteci yaz.
Şöhretten bunalmış dilleri yazma / Kendi bahçendeki gülleri yazma / Haksız yere genç öldüren elleri yazma / Doğuda doktorsuz ölen kulları da,Yaz gazeteci yaz.
Hepinizin çok iyi bildiği “ZÜĞÜRT AĞA filmini hatırlamanızı isterim. Köyde (ŞIH) geçinen bir düzenbaz cennet tapusu dağıtarak köylünün oylarını alarak, Ağaya karşı kazanmış oluyor. Mevcut iktidarın dindar geçinen siyasetçileri ne yaptı, aynı oyunlarla meydanlarda Halka kendini öyle bir dini bütün tanımladılar’ki hem cennet vaatlerinin yanı sıra ekonomiyi uçuracaklarını, özgürlüklerin olacağını ,Demokrasiyi yeşerteceklerini, Halkların kardeşliğini, ayrıştırıcı dil değil de birleştirici dili esas alacaklarını tek tek sıraladılar.
Şimdi ülke yaşantısına bakınca ne görüyoruz? Söyledikleri vaatlerin tam tersini; yani kısacası oyları aldılar milleti cehenneme yolladılar. Halkın oylarıyla seçildiler Halkın üzerinde yönetim denemesi yapıyorlar. O kadar basiretsiz iktidar biçimine sahibiz’ki, Bakanlıklar deneme tahtasına dönmüş. Günübirlik atamalar milletin aklını öyle bir uyuşturdu’ki resmen milleti “Kadavra” gibi kullanıyorlar. Utanmadan hala hiçbir şey yokmuş gibi iyi senaryoları yazmaya devam ediyorlar.
Peki şimdi ne yapıyorlar. Efendim neymiş Ekonomiye can gelsin diye sınır kapılarına talimat verilmiş yabancı Turistler kimlikle içeri girebilirler. O Turistlerin getirdiği can bir liraysa senden götürdüğü canın bin lira olduğunu hiç düşündünmü ? Bak gelin size söyleyeyim; Tarihi eserden tutun da, para ve altın olmak üzere, onlarca değerimizi kaybedebiliriz.
Dahası ülkeyi yol geçen hanına çevirdiler. Gelenlerin kim olduğunu hiç kimse bilmiyor. Casus’mu , Ajan’mı ,Hırsızmı, Katil mi, katliamcımı Terör örgütü mensuplarımı, Cemaatçiler’mi bilen var mı? Hayır…
Peki sorun bakalım. Bu ülke nasıl ve niçin kimler tarafında bu hale getirildi ? Bence sağduyu ele alınarak herkes cesaretli bir şekilde, ülkemiz için gerekli olan çalışmaları bir an önce yapmaları artık kaçınılmaz olmuştur diyor ve haftaya tekrar İLKGÜN Gazetesi ve ilkgunhaber.com’da görüşmek dileğiyle hoşca ve dostca kalın.