Büyükler Dünya Şampiyonasında bronz madalya kazanan ve müsabaka sonrası tribünde bulunan babasına bağırarak madalyayı ona armağan eden Yunus Emre Başar, Her şeye beraber ortak olduğumuz için babamın da burada olması, tribünde onun varlığını bilmem gerçekten beni çok mutlu ve onore etti. Tabii ki altın madalya alıp öyle armağan etmek isterdim ama üçüncülük madalyasını da baba diye bağırarak babama armağan ettim dedi.
Büyükler Dünya Güreş Şampiyonası’nda grekoromen stil 77 kiloda bronz madalya kazanan Yunus Emre Başar, babası Şakir Başar ile birlikte duygu ve düşüncelerini basın mensuplarıyla paylaştı. Ülkeye madalya ile döneceğinden dolayı çok mutlu olduğunu belirten Yunus Emre Başar, geçen yıl Dünya Şampiyonası’nda ufak bir talihsizlikle yenildiğini belirterek, “Son iki senedir Avrupa Şampiyonası’nda final yapıyorum. Final müsabakalarında kaybetmem, ikincilik madalyası almam beni buraya daha bir hırslı getirmişti. Altın madalya almak için geldik ama maalesef olmadı. Ama yine de elimiz boş dönmüyoruz. Üçüncülük madalyasını aldık. Buna da şükür diyebiliriz” diye konuştu.
“SENEYE DÜNYA ŞAMPİYONASI’NDA İLK 5’E GİRMEM GEREKİYOR”
“Benim sıkletim 77 kilo, olimpik sıklet” diyen milli güreşçi, “Ara sıklet olduğu için birçok şampiyonların bulunduğu bir sıklet. Burada üçüncülük maçı yaptığım Güney Koreli olimpiyat şampiyonu bir sporcuydu. Tabii ki bu sporcular seneye de Dünya Şampiyonası’nda olacaktır. Hedefimiz her sporcunun hayali olduğu gibi tabii ki olimpiyatlara gidip ülkemizi en iyi şekilde temsil etmek. Bunu yapabilmek için de seneye Dünya Şampiyonası’nda ilk 5’e girmem gerekiyor. Tabii ki hedefimiz şampiyonluk ama şampiyonluk dışında bir şey olursa ilk 5’e girip olimpiyata gitmem gerekiyor” açıklamasında bulundu.
“TRİBÜNLERDE BABAMIN OLMASI BENİ ÇOK MUTLU ETTİ VE MADALYAYI ‘BABA’ DİYE BAĞIRARAK ONA ARMAĞAN ETTİM”
Madalyasını, maçlarını salondan takip eden babasına armağan eden Yunus Emre, “Ben çocukken başladım spora. Benim ilk antrenörüm babam diyebilirim. Gerçekten biz çok yol kat ettik, çok çaba sarf ettik. Beraber başardığımız, yenildiğimiz zaman… Her şeye beraber ortak olduğumuz için babamın da burada olması, tribünde onun varlığını bilmem gerçekten beni çok mutlu ve onore etti. Tabii ki altın madalya alıp öyle armağan etmek isterdim ama üçüncülük madalyasını da ‘baba’ diye bağırarak babama armağan ettim” ifadelerini kullandı.
“GÜREŞÇİ OLMAM ANNE KARNINDA KARAR VERİLMİŞ GİBİ BİR ŞEY”
Güreşe başlama hikayesini de anlatan milli güreşçi, “Anne karnında karar verilmiş gibi bir şey. Çünkü güreş sporu Başar ailesinde dedelerden, amcalardan geldiği için Hakkı Başar, Zafer Başar amcamdan oradan Metehan Başar ağabeyimden bize doğru yeni kuşağa doğru aktarıldığı için kuşaktan kuşağa gidiyor. Hepimizin içerisinde böyle bir sevgi var. Tabii ki bu başarıların baş mimarı babam kadar annem de var burada. Annemin de büyük bir rolü var. Buradan anneme de çok teşekkür ediyorum. Her ne kadar baba diye bağırsam da kalbim her zaman anne diye bağırıyor” dedi.
ŞAKİR BAŞAR: OLİMPİYATA KATILACAĞINI UMUT EDİYORUZ
Duygularını paylaşan baba Şakir Başar ise şunları söyledi:
“Gerçekten çok küçük yaşta başladı. Güreş aileden geldiği için bu spora devam etmek istedik. Kardeşim Zafer Başar da güreşçiydi, sakatlık geçirdi. O bizim içimizde biraz ukde bıraktı. Gerçekten uzun süreçli bir çalışmanın ürünü. Büyüklerde iki senedir üst üste final yaptık. Buraya da iyi hazırlandık ama bazı sakatlıklar yaşadı Yunus. Gerçekten çok zor şartlarda çıktı diyebilirim, hem ayağından hem de elinden… Sonuçta üçüncülük iyi derece. Şampiyonluk küçük nüanslarla gitti. Yunus’un da bahsettiği gibi önümüzdeki yıllarda bunu telafi edecek, 77 kiloda dünyanın en iyilerinden biri. Önümüzdeki sene olimpiyat vizesi alıp Fransa’da yapılacak olimpiyat şampiyonasına katılacağını umut ediyoruz ve çalışmalarımızı o yönde devam ettireceğiz. Çok disiplinli çalışıyor.”