Dünü Unutmadık, yarından vazgeçmiyoruz

Adana Emekliler Dayanışma Sendikası Merkez Yönetim Kurulu adına bir basın bildirisi yayınlayarak,Ülkeyi Yöneten, Yönetmek İsteyen Siyasilere Seslenerek, “Dünü Unutmadık. Yarından vazgeçmiyoruz” dediler.

Dünü Unutmadık, yarından vazgeçmiyoruz
Yayınlama: 12.05.2023
A+
A-

İLKGÜN HABER – Adana Emekliler Dayanışma Sendikası Merkez Yönetim Kurulu adına bir basın bildirisi yayınlayarak,Ülkeyi Yöneten, Yönetmek İsteyen Siyasilere Seslenerek, “Dünü Unutmadık. Yarından vazgeçmiyoruz” dediler.

Günlerdir siyasilerden sokaktaki insana kadar herkes CB ve 28. Dönem Milletvekilliği seçimlerini ve önemini konuşuyor. Önemli sözcüğünün içini farklı biçimde dolduruyor ve çözümler öneriyorlar. Tercihleri iktidar ve iktidara bağlı muhalefet belirliyor.
İktidarın küreselleşmeci politikaları, ideolojik hegemonyacı uygulamaları. Hukuki olarak da suç sayılan yanıltma, aldatma, korkutma yöntemlerinin yarattığı irade sakatlığı seçmen tercihlerinde çok etkili.

Sadece Bölgedeki Belediyelere değil insanların beyinlere de kayyum atanmış sanki!
Bugün 2000 yılından bu yana sosyal güvenliğin özelleştirilmesinin ticarileştirilmesinin emeklilik hakları ve hukukunda yarattığı büyük tahribatı yaşıyoruz. Emeklinin sorunlarını çözmeyen öteleyen sıkışınca iyileştirme yapan Hükümetlerin günü bile kurtarmayan resmi düzenlemeleri sosyal güvenlik politikası olarak toplumun önüne kondu.

Deprem gibi doğal bir afeti felakete dönüştüren Ülkeyi acıya öfkeye çaresizliğe boğan milyonlarca insanın canını yakan vurdum duymaz zihniyet yirmi bir yıldır iktidarda değilmiş gibi her alanda yaptığı tahribatları inkar ederek hala vaatlerde bulunabiliyor.
Bugün geniş bir demokrasi bloğu kurulmuş gibi davranılıyor! Nasıl bir ekonomi politikası ile bu güçlendirilmiş parlamenter sisteme dönülecek, nasıl geçilecek! Sermayenin farklı gruplarını önceleyip onlarla kol kola geçip! birazda sosyal politikalarla toplumun geniş kesimlerinin ağzına bir parmak bal mı sürülecek!
Ülkenin bütün kurumları ve kadroları siyasal ve ekonomik alt yapı imha edilmiş bir durumun içerisindeyiz. Barınma yeme içme giyinme eğitim sağlık yerle yeksan olmuş durumda. Restorasyonla kurtulamaz durumdayız! Yoksulluk sınırı 30 bin TL’yi aşmışken asgari ücret ve en düşük emekli aylığı için ifade edilen resmi rakamlarla on milyonlarca insanın geçinmesi isteniyor! inanılmaz bir durum! Öfkeli endişeli bir toplum olduk! Siyasilerin muhtaç etmeyecek bir ekonomik ve sosyal politikalarla gelmesi gerekiyor.
Hayat pahalılığı derinleşen yoksulluk işçi sınıfına inanılmaz saldırının ve sınıf sömürüsünün sonucu değilmiş gibi görmezden gelinerek yoksulluğa çözüm aramak nasıl bir samimiyetsizliktir. Sırtını siyasi iktidara dayayarak iş cinayeti işleyenler, işçiyi işten atanlar ne olacak? Yasaları askıya alarak örgütlenme özgürlüğünü engelleyenler ödüllendirilmeye devam mı edilecek? Adil yargı denince akla gelen sadece para pul çalmak mı? Cezaevleri düşüncesi, kimliği, varlığı suç sayılan binlerce insanla dolu. Cinayetler işleniyor, durdurulamıyor, faili yok!
Milyonlarca insanın ölümüne, bir ülkenin yıkımına, on milyon insanın göçmen olmasına sebep olan Suriye Savaş politikasının hesabını kim verecek? Suriye’ye ve Suriyelilere yapılanların, Türkiye’ye dönük yaratılan düşmanlığın hesabı nasıl ve kimlerden sorulacak!
Sermayenin farklı grupları ile iş tutan sınıfsal tercihi net işçi sınıfına esnafına üreticisine bakmayan emeklilerini yaşlılarını yok sayan bu iktidar isim değiştirerek devam mı edecek? İktidara alternatif olan siyasilerin sınıf tercihi nedir? Sağ iktidardan sağ iktidara devir teslim töreni gibi olamaz! Yeniyi eskide arayarak bir restorasyonla bu durumdan kurtulmak mümkün değildir.
Ekonomik kriz var derinleşen yoksulluk var ama başka bir şey daha var. Toplumsal yıkım var! Devlet yurttaş ilişkilerinin yeniden kurgulanması gerekiyor. İnsanlar yaşamlarıyla ilgili endişe duyuyor. Herkes bilmeli ve emin olmalı ki yaptığı hatanın cezasını mutlaka çekecek, suçlar cezasız kalmayacak!
Sosyal Güvenlik Reformu dul ve yetim kadınların emeklilik haklarını iptal etti sınırladı onları ekonomik güvenceden yoksun bıraktı.

Kadına yönelik şiddetin her türlü güvencesizlikten bağımsız olduğunu düşünmek gidişatın devam etmesini istemektir. Yoksulluğun kendisi en aşağılayıcı şiddettir. Kadınlar yoksul, yaşlı kadınlar daha da yoksul oldu!
Emekliler Dayanışma Sendikası olarak taleplerimiz:
Kısa vadede emekliler ekonomik güvenceye kavuşturulmalıdır. Aylık bağlama oranı yükseltilmeli. Aylıklara yapılacak artışlar prim gün hesabı temelinde yapılmalı.

İşçi ve Bağ- KUR emeklilerine uygulanan eşitler arası eşitsizlik yaratan uygulamalara son verilmeli. Emeklilere Milli Gelirden, Ülkenin büyüme hızından, bütçeden pay verilmelidir. Ek göstergelerde yapılan düzenlemeler bütün kamu çalışanı emeklilerini kapsamalıdır.

Tüm emeklilik işlemlerinde norm ve standart sağlanmalıdır. Emeklilerin bayram ikramiyesi aylıkları tutarında olmalı ve ayırımsız bütün emeklilere verilmeli.

Ayrıca emeklilere yılda iki kere bir aylık tutarında ikramiye verilmelidir. Banka promosyonları yükseltilmeli, otomatik olarak emekli aylıklarına yansıtılmalı bu konudaki mağduriyet giderilmelidir.

Bu düzenlemelerle emekli aylığı güncellenecek alım gücü yükselecektir. Kısıtlayıcı ve yok sayan uygulamalara son verilerek kadınların dul ve yetimlerin emeklilik hak sahipliği teslim edilmelidir.

Emeklilikte yaşa takılanların emeklilik işlemleri işe başladıkları kurallar dikkate alınarak yapılmalıdır.
Orta vadede ise emeklilikle ilgisi olmayan ekonomik güvence ve sağlık hizmeti hakkı sağlamayan bireysel emeklilik sisteminden vazgeçilmeli. İktidarların ideolojik hegemonyalarını hakim kılma aracı olarak kullanılan sosyal yardım ve sosyal hizmet sistemi uygulamasından vazgeçilmeli. Sağlık hakkını reddeden sağlıkta dönüşüm programı uygulamasından vazgeçilmeli. Emeklilerin ücretsiz güvenli erişilebilir sağlık hizmeti hakkı teslim edilmeli, ilaç muayene tedavi için ödetilen katkı payları kaldırılmalıdır.

Özel ayrıcalıklı giderleri bütçeden karşılanan askeri sivil bürokrat bakan ve yardımcıları ve milletvekillerine sağlanan sınırsız lüks sağlık hizmeti uygulamasına son verilmeli. Milletvekilliği meslek değil ulusal bir görevdir. Görev süresini tamamlayan milletvekilleri kendi işlerine dönmelidir. İki yıl hizmet süresi sonunda emekli olma uygulaması kaldırılmalıdır. Milletin sırtında ve sürekli artan bu yük kaldırılmalıdır.
Sosyal güvenlik sistemi toplumun sağlığının sosyal ilişkilerinin ahlakının güvencesidir. Bu nedenle emeklilik; yaşlılıkta ekonomik güvence, ücretsiz erişilebilir sağlık hakkı ve sosyal hakları sağlayan devlet güvencesinde kamu emekliliği statüsüne kavuşturulmalıdır. Bu amaçla sosyal güvenlik reformu yeniden yapılmalı, şirketlerin çıkarı değil toplumun yararı gözetilmelidir.
Emeklilerin haklarına sahip çıkmak korumak geliştirmek için yürüttükleri sendikal çalışmalarının örgütlenmelerinin önündeki engeller kaldırılmalıdır.

Gerçek demokrasinin toplumsal yaşamın her alanında uygulanmasını sağlamayarak engel olanları! temel insan hak ve özgürlüklerini tanımayanları Devletin yönetim kadrolarında, TBMM de görmek istemiyoruz!
“Adaletsizlik hukuk olursa direniş görev olur.”
Ülkemiz, çocuklarımız ve kendimiz için taleplerimizin takipçisiyiz

Haber : Yusuf Kahraman 

Bir Yorum Yazın
Ziyaretçi Yorumları - 0 Yorum

Henüz yorum yapılmamış.