Gülnar, Bu zulüm durmalı

İLKGÜN HABER – Türk-İş 4. Bölge Temsilcisi Edip Gülnar, kan ve göz yaşının hakim olduğu Filistin de barışın bir an önce tesis edilmesi gerektiğini söyledi.

İsrail’in Filistin’e yönelik başlattığı saldırılara bir tepki de Türk-İş 4. Bölge Temsilcisi Edip Gülnar’dan geldi. Yaşanan gelişmeleri kaygıyla izlediklerini söyleyen Gülnar, “Başta Filistin olmak üzere Ortadoğu’da yaşanan gelişmeleri büyük bir kaygıyla izliyoruz. Savaşlar en çok temel insan haklarını tahrip etmekte ve insanların yaşam hakkını elinden almaktadır” dedi. Türk-İş Başkanlar Kurulu adına yazılı bir açıklama yapan Türk-İş 4. Bölge Temsilcisi Edip Gülnar,  “Ortadoğu’da savaşlar nedeniyle yıllardır kadınlar, çocuklar ölmekte, aileler yok olmaktadır. Gazze’de Filistin vatandaşlarına uygulanan ambargolar, İsrail tarafından uygulanan baskılar nedeniyle insan onuruna yakışır yaşam koşullarını ortadan kaldırmaktadır” ifadelerini kullandı. Türk-İş 4. Bölge Temsilcisi Edip Gülnar, yaptığı açıklamada şu görüşlere yer verdi: “Dar bir bölgede yaşamaya mahkûm kılınan 2.5 milyon insan elektrik, su, gıda, yakıt, eğitim ve sağlık gibi temel hizmetlerden yoksun kalmaktadır.

HOŞ GÖRÜ BUGÜN YERİNİ KAN VE GÖZYAŞINA BIRAKTI

İş yerleri, fabrikalar yıkılmakta savaş ve yıkım koşullarında yeni işyerleri için yatırım yapılamamaktadır. Kudüs, Müslümanlar ve tüm dinler için kutsal sayılan bir şehirdir, ancak bugün hoşgörü yerine kan ve gözyaşının döküldüğü, şiddetin hâkim olduğu bir bölge haline gelmiştir.  İsrail güçlerinin Gazze Şeridi’ne yönelik ağır bombardımanı sonucunda, aralarında dört yüz kadın, çocuk ve bebeklerin de bulunduğu binden fazla kişi hayatını kaybetmiştir. Cuma günü, dini ibadetlerini yerine getirirken bombardıman devam etmiştir. İsrailli yetkililerin Gazze Şeridi’ni boşaltması veya bir kara harekâtı düzenlemesi insani krizin boyutlarını daha da derinleştirecektir.

BU ZULÜM DURMALI

Bu zulmün sona ermesi için BM kararlarına uyulmasından ve iki devletli bir çözümden başka yol yoktur. Tarafları itidalli olmaya, yıkıp, yok etmek yerine barışı, sivil halkı korumaya ve orta doğuyu yeniden dinlerin, insanların barış ve huzur içinde yaşadığı bir coğrafya haline getirmeye davet ediyoruz. Uluslararası toplumu BM çatısı altında köklü bir çözüm üretmeye çağırıyoruz.”