Ruh sağlığınız için denge şart: Beden, iş ve başarı, ilişkiler ve gelecek beklentilerinize eşit enerji harcayın
Psikiyatrist ve Psikoterapist Doc. Dr. Rukiye Hayran, “Ruhen ve bedenen sağlıklı bir bireyin temelini denge modeli oluşturur. Beden ve duyular, iş ve başarı, ilişkiler, gelecek ve fantezi olarak özetleyeceğimiz bireyin ruhsal açıdan sağlıklı olması bu dört alanın denge içinde olmasına bağlıdır. Bir alana aşırı ağırlık verildiğinde, diğer alanlarda sorunlar ortaya çıkar. Ancak teraziyi dengede tutarak, yaşam dengesi sağlanabilir ve kişi daha huzurlu bir hayata adım atabilir” diyor.
Teknolojinin gelişmesiyle hızlanan yaşam, maruz kaldığımız bilgi bombardımanı, pandemi, iklim krizi, ekonomik bunalımlar ve savaşlar hepimizin dengesini bozdu. Sürekli olarak sinirli, sabırsız, erteleyen, “dönüp duran”; günlük meselelerle başa çıkmakta, uyumakta zorlanan, gelecekteki herhangi bir zorluktan aşırı derecede korkan (her zaman felaket olarak algılanan); bir zamanlar basit görünen durumlar karşısında felç olan insanların sayısı giderek artıyor. 2021 yılında Tıp dergisi ‘The Lancet’te yayınlanan araştırmaya göre, pandeminin sert etkisinin hissedildiği 2020’de, küresel çapta depresif ve anksiyete bozuklukları sırasıyla yüzde 28 ve yüzde 26 oranında arttı. Türkiye, Arjantin, Güney Afrika Cumhuriyeti gibi ülkelerde bu oran depresif bozukluklarda yüzde 38,7, anksiyete bozukluklarında ise yüzde 28’in üzerinde artış gösterdi.
Peki, dünyanın dertleriyle dertlenip dengemizi kaybetmek yerine başka bir çıkış yolu var mı? Psikiyatrist ve Psikoterapist Doç. Dr. Rukiye Hayran, çıkış yolunun “pozitif psikoloji”de olduğunu söylüyor. “En genel tabiriyle, pozitif psikolojinin, insanı daha iyiye götürmeyi amaçlayan bir alan olduğunu söyleyebiliriz” diyen Hayran, “Psikoloji bilimi, yıllardır varolan hastalıkları iyileştirmeye, semptomları gidermeye çalışıyor. Fakat son zamanlarda bir hastalığımız olmasa dahi, iyi hissedemediğimizi fark etmeye başladık. Birçoğumuz kendimizi stresle, erteleme problemleriyle, potansiyelini nasıl gerçekleştireceğini bilememenin verdiği iç huzursuzlukla hayatı olabileceğinden daha az kaliteli yaşıyor halde bulduk. İşte pozitif psikoloji de tam olarak bu sorunu hedef alarak genişliyor. Kısaca, geleneksel psikoloji insanlarda neyin “yanlış” olduğuna odaklanırken pozitif psikoloji neyin “doğru” olduğuna odaklanıyor” diyor.
Pozitif psikoterapinin, insanın içinde bulunduğu duruma farklı açılardan bakabilmeyi amaçladığını kaydeden Hayran, şu önerilerde bulunuyor:
Dört Temel Denge Alanı
Beden ve Duygu Alanı: Bütün bedensel ihtiyaç ve faaliyeti kapsayan alandır. Yeme-içme, uyku, cinsellik, hareket etme gibi her türlü bedensel ihtiyaç bu alandadır. Bedensel olarak iyi ve yeterli olmak, diğer alanlara da olumlu olarak yansımaktadır.
İş ve Başarı Alanı: Özgüven, başarı, yetkinlik ve güç gibi ihtiyaçları kapsayan alandır. Hem günlük hayattaki hem iş hayatındaki görev ve sorumluluklar bu alandadır.
İlişki ve Bağlantı Alanı: Sevmek, sevilmek, takdir etmek ya da takdir görmek, bağ kurmak gibi ihtiyaçlarla ilgilidir. Dolayısıyla anne-baba, eş, arkadaş veya iş arkadaşlarıyla kurulan bütün ilişkiler bu alandadır.
Gelecek ve Fantezi: Geleceğe dair düşünce, beklenti ve hayaller bu alanla ilişkilidir. Hayata dair bazı değerlere sahip olunması, hayatı anlamlandırmaya çabası ve bütün manevi inançlar bu alandadır.