Anadolu Kadın Hareketi Derneği Başkanı Birsen Temir Saraç, Umarım iktidar %50’nin, yani bu nüfusun yarısının buna karşı olduğunun bilinciyle, tüm toplumun kucaklamaya çalışır.” dedi.
İLKGÜN HABER – Anadolu Kadın Hareketi Derneği Başkanı Birsen Temir Saraç, Cumhurbaşkanlığı seçiminin ikinci turunun ardından değerlendirmelerde bulundu. Toplumun yarısının değişim istediğine dikkat çeken Saraç, “Umarım iktidar %50’nin, yani bu nüfusun yarısının buna karşı olduğunun bilinciyle, tüm toplumun kucaklamaya çalışır.” dedi.
Cumhurbaşkanlığı seçiminde belirleyici olan kadınlar, sandıkta söz hakkını kullandı. 21 yıllık AKP iktidarı döneminde yaşanan sorunları ortaya koyan Anadolu Kadın Hareketi Derneği Başkanı Birsen Temir Saraç, kadınların toplumun dışına itilmeye çalışıldığının altını çizdi. Cumhur İttifakı ve ortaklarının İstanbul Sözleşmesi’nin kaldırılması, 6284’ün tartışmaya açılması, karma okulların kaldırılması, kadının eve kapatılması, sahiplendirilmesi gibi açıklamalarını hatırlatan Saraç, kadınların mücadeleden vazgeçmeyeceğini belirtti.
“21 YILLIK İKTİDAR KADINLAR AÇISINDAN ÖFKE VE KAYIP”
Saraç’ın açıklamalarından öne çıkanlar şöyle:
21 yıllık AKP iktidarının yeni artı 5’e başlamadan önce değerlendirmek gerekirse, kadınlar için ve kadın hareketi açısından acı, öfke ve kayıp olarak nitelendirebiliriz. 21 yıllık sürecin her aşamasında, gerek yoksulluk, gerek pandemi dönemi, gerek deprem; hemen her aşamada kadınların sistemin dışına itildiği, yok sayıldığı, bütün yükün yüklendiği bir süreci yaşadık.
“NE ÇOK MESELEYLE MÜCADELE ETMEK ZORUNDA KALDIK”
Aydınlanamamış onca kadın cinayeti, onlarca yüzlerce çocuk tecavüzü ki bu ortaya çıkanlardı, basına yansımayan daha çokları var… Ne çok meseleyle mücadele etmek zorunda kaldık, geçinemiyoruz dedik, açız dedik, yoksulluk dedik, pandemide kaybettiklerimiz dedik, hak arayan kardeşlerimiz dedik, hakkını arayan sessiz kalan çocuklarımız dedik…
“KADINLAR MÜCADELEDEN VAZGEÇMEYECEK”
Velhasıl, bir neslin neredeyse kayboluşuna tanıklık ettik ve onlarca yüzlerce binlerce çocuğumuzun bu ülkeden göç etmesine şahit olduk. Kim bilir? Bir daha ne zaman gelecekler ya da hiç gelmeyecekler. Tüm bunları yaşayan bir nesil olduk biz ve on dönemde İstanbul Sözleşmesi’nin kaldırılması, 6284’ün tartışmaya açılması gibi daha birçok kadın hakkının yeniden kazanılmasına savaşırken son dönemde bir de “Hüda paramız çıktı”, karma okulların kaldırılmasından tutun da kadının eve kapatılmasından sahiplendirilmesine gibi bir sürü tamamen Arap İslamiyet’i, sadece Arap yarımadasının İslam anlayışına göre hareket eden, saldırgan, tehlikeli bir yapıyı da meclise taşıyarak, kadınlar için geleceğin daha da karamsar olacağı gibi bir tablo çıktı. Ancak, kadınlar mücadeleden vazgeçmeyecek.
“DEVLETİ DEVLET YAPAN FARKLILIKLARI BİR ARADA YÖNETMEYİ BECEREBİLMEKTİR”
Umarım iktidar %50’nin, yani bu nüfusun yarısının buna karşı olduğunun bilinciyle, tüm toplumun kucaklamaya çalışır. Bu topraklarda yaşayan herkes halktır. Elbette bir halk homojen olması beklenemez. Kimse kimseye benzemek zorunda değildir. Bir sürü çeşitli inançlardan, milliyetlerden oluşur. Devletleri devlet yapan en önemli özellik, bütün bu farklılıkları bir arada yönetmeyi becerebilmektir.