Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Adana İl Başkanı Dr. Anıl Tanburoğlu, 17 Ekim Dünya Yoksullukla Mücadele Günü nedeniyle yazılı bir açıklama yaptı.
İLKGÜN HABER – Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Adana İl Başkanı Dr. Anıl Tanburoğlu, 17 Ekim Dünya Yoksullukla Mücadele Günü nedeniyle yazılı bir açıklama yaptı.
Yoksulluğun Türkiye’nin kaderi olmadığını söyleyen Tanburoğlu şunları söyledi. “Bugün Dünya Yoksullukla Mücadele Günü”, küresel yoksulluğun azaltılması ve dünya çapında yoksulluk konusuna dikkat çekmek” BM’nin farkındalık oluşturmak için ilan ettiği bir gün. Yoksullukla mücadele dendiğinde kulağa hoş gelse de ülkemizde uygulanan ekonomik, sosyal ve siyasi politikalara baktığımızda zengin daha zengin, yoksul daha da yoksullaşıyor. Ülkenin içinde bulunduğu durum her geçen gün daha kaotik bir hal alıyor. Dünya’nın her yerinde olduğu gibi ülkemizde de yoksulluk en çok çocukları etkiliyor, çünkü savunmasızlardır. Yoksul aile çocukları doğumdan erişkin olana kadar birçok zorlukla karşılaşıyor. Okula giderken beslenme çantasının boş olması, yeterli ve dengeli beslenememesi çocuğun kişisel ve zihinsel gelişimini engelliyor.”
‘’Ülkemizdeki yoksulluğun nedeni yolsuzluklar ve adaletsiz yönetim anlayışıdır’’
Yoksullukla mücadelede mevcut yöntemlerin yeterli olmadığını söyleyen Anıl Tanburoğlu açıklamasını şu şekilde devam ettirdi. “Yoksulluğun temel sebebi, gelir dağılımındaki adaletsizliklerden kaynaklanmaktadır. Başta fırsat eşitliği olmak üzere her türlü eşitliğin sağlandığı hak temelli yaklaşım yoksullukla mücadelenin en temel faktörü olacaktır. Ülkemizdeki yoksulluğun en önemli nedenlerinden biri de yolsuzluktur. Devlet yönetimindeki adaletsizlik, kayırmacılık, yandaşlık esasına dayanan iş ve ihale dağıtımları maalesef bir avuç mutlu azınlığı daha da zenginleştirirken; toplumumuzun büyük bölümünü yoksullaştırdı. Sosyal yardımlar için kapılarda utançla bekleyen kadınların ve çocukların yaşadığı mahçubiyet bunu yaşatanların utancıdır. Sosyal yardımları bile insan onurunu zedelemeden yapamayan bu siyasal iktidar karşısında; insanı odağına alan, her türlü eşitsizliğe karşı, halkçı ve sosyal bir devlet yönetimi anlayışına ihtiyaç duyulmaktadır. Ülkelerin ve insani yardım kuruluşlarının yoksullukla mücadele politikaları yeniden ele alınmalı mevzuatın gerektirdiği kadar değil, yoksulluğu ortadan kaldıracak kadar olmalıdır” dedi.