Zafer Partisi Genel Başkanı Ümit Özdağ 28 Mayıs Seçim sonucunda Recep Tayyip Erdoğan’ın tekrar cumhurbaşkanı seçilmesinden dolayı tebrik etmeyeceklerini açıkladı.
İLKGÜN HABER – Zafer Partisi Genel Başkanı Ümit Özdağ 28 Mayıs Seçim sonucunda Recep Tayyip Erdoğan’ın tekrar cumhurbaşkanı seçilmesinden dolayı tebrik etmeyeceklerini açıkladı.
Özdağ, 28 Mayıs’ta yapılan cumhurbaşkanlığı seçimlerinin 2. Turunu AK Parti genel başkanı Recep Tayyip Erdoğan kazanmıştır. Bu seçimi Erdoğan sayısı Türk vatandaşlarından gizlenen vatandaşlık verilen yabancıların oyları olmadan kazansaydı kendisini tebrik ederdim. Ancak, Erdoğan seçimleri büyük ölçüde Türk halkının seçme ve seçilme hürriyetini kısıtlayan yabancı seçmen ithali ile kazanmıştır. Zafer Partisi olarak Erdoğan’ı TEBRİK ETMEMEKTE kararlıdır dedi.
Zafer Partisi, Mayıs 2023 seçimlerinden istediği sonucu rakamsal olarak alamamıştır. Partimiz 1 milyon 529 bin 119 oy ile yüzde 2.2’de kaldık. Sonucun böyle olmasında Türk siyasetinin “Erdoğan’a nefret” ve “Erdoğan’a sevgi” ekseninde Millet ve Cumhur ittifakları şeklinde ikiye bölünmüş olmasının büyük etkisi olmuştur. Bu duygu seli seçmenin rasyonel program üzerinden oy vermesini büyük ölçüde engellemiştir.
Keza, Zafer Partisi’ne uygulanan büyük medya ambargosu, anket firmalarının bilinçli görmemezlikten gelme politikaları bu sonucun doğmasına katkı vermiştir. Partimizin seçim bütçesinin olağanüstü küçük olması da bu sonucu ortaya çıkaran bir diğer faktördür. Bu ağır şartlar altında çalışan bütün Zafer Partisi teşkilatlarına ve adaylarına içten teşekkürlerimi sunuyorum.
Zafer Partisi’nin aldığı oylar bizim mutlu etmemekle beraber aldığımız sonucun politik sonuçları açısından önemli bir başarı olduğunu görüyoruz. Zafer Partisi’nin öncülüğünde kurulan ATA ittifakı adayı Sinan Oğan yüzde 5.12 oy almıştır. Bu sayede Cumhurbaşkanlığı seçimleri 2. Tura kalmıştır. Zafer Partisi’nin ATA ittifakına öncülük yapması ile bölücü siyasetin ülke siyasetine şekil verme girişimi başarısızlığa uğratılmıştır.
Zafer Partisi, siyasetten tasfiye edilmek istenen Atatürk çizgisinde Türk milliyetçiliğini tekrar siyasetin gündemine belirleyici güç olarak taşımıştır. Zafer Partisi, sürekli tartışmaya açılan Türkiye Cumhuriyeti’nin Anayasamızın ilk dört maddesi ve 66. maddesinde dile getirilen kuruluş felsefesini yapmış olduğu politik çıkış ile vazgeçilmez olarak Millet ve Cumhur ittifaklarına teyit ettirmiştir. Zafer Partisi, terörle mücadele konusunda Millet ve Cumhur ittifaklarına kararlılık gösterme gerekliliğini kabul ettirmiştir. Zafer Partisi 2 sene önce hiç konuşulmayan 13 milyon sığınmacı ve kaçağın vatanlarına dönmesi politikasını Türk siyasetine kabul ettirmiştir. Özetle ısrarla yok sayılmak istenen, görmemezlikten gelinen Zafer Partisi Türk siyasetinin parametrelerini belirlemiştir.
Bu süreçte Zafer Partisi olarak, bizimle görüşme talep eden Kılıçdaroğlu ve Kurtulmuş ile görüşmeler gerçekleştirdik. Bu görüşmelerde odak noktamız, Türkiye’nin ana sorunları ve çözüm yolları üzerinde mutabakat aramak olmuştur. Özellikle 13 milyon sığınmacı ve kaçağın vatanlarına dönüşü konusunda muhataplarımızın pozisyonunu anlamak istedik. CHP Genel Başkanı Sayın Kılıçdaroğlu, Zafer Partisi’nin Anadolu Kalesi projesini kabul etti. Sayın Numan Kurtulmuş ise “Siz bize destek verin, biz halledelim” dedi.
Ben de kendisine gülerek şu cevabı verdim, “Bana tek parti döneminin Ankara Valisi Tandoğan’ı hatırlatıyorsunuz. Komünist olunacaksa da biz oluruz diyorsunuz. Hayır, Numan Bey siz sığınmacıların geri dönüş politikasını gerçekleştiremezsiniz. Bizden destek istiyorsanız şartımız bu desteği size ancak sığınmacıları size sığınmacıların vatanlarına geri dönüş sürecini Zafer Partisi olarak biz yönetirsek destek veririz” şeklinde oldu. Sonradan bazı iktidar çevrelerinde Zafer Partisi bizden bakanlık istedi diye yorumlar yapıldı. Ne istememizi bekliyordunuz? Yeni bir hükümetin kurulma sürecinde bizden destek istiyorsunuz da biz sizden ne isteyecektik? Yapamadığınız, beceremediğiniz ve becermeye niyetiniz olmadığı bir konuda Türkiye’ye fayda sağlamak, Türkiye’de örtülü işgali durdurmak için görev istedik. Sizin böyle bir niyetiniz olmadığı için de sizinle birlikte olmamız mümkün olmadı.
Bu arada Sn. Sinan Oğan’ın Cumhur ittifakı adayına destek vereceğini açıklaması, kişisel siyasi tercihi olmuştur. Bu açıklamanın Zafer Partisi’ni bağlamadığını daha önce dile getirdik. Ve biz Zafer Partisi olarak AKP hükümetlerinin yarattığı yıkımı durdurmak, enkazı kaldırmak ve Milletimize çözüm yolunda taze bir başlangıç yapmak için Sn. Kılıçdaroğlu ile 2. kez görüştük. Bu görüşmeler neticesinde Cumhuriyetimizin kuruluş ilkeleri ve felsefesinin savunulacağını teyit ettik. Kimse anayasamızın ilk 4 maddesini, Türk Milleti tanımının yapıldığı 66. Maddeyi sorgulayamaz.
Bu süreçte FETÖ, PKK ve IŞİD’e karşı izlenecek stratejik bir terör mücadelesi, Ülkemizi adeta dünyanın lunaparkı yapan Türk Milletinin kaynaklarını sömüren 13 milyon sığınmacı ve kaçağın 1 sene içinde ülkelerine yollanması hususlarını da kapsayan bir protokol CHP genel Başkanı Sn. Kılıçdaroğlu ve Zafer Partisi arasında imzalanmıştır.
Zafer Partisi ve CHP genel başkanı Kılıçdaroğlu arasında imzalanan bu protokol 2. Tur öncesi yepyeni bir sinerji yaratmış ve seçmene umut aşılamıştır. Zafer Partisi Genel Başkanı olarak benim ve Zafer Partisi kadrolarının saha ve sosyal medya çalışmaları, ittifak ortaklarının daha önceki çalışmalarından daha fazla etkileşim ve olumlu geri dönüş almıştır. 2. Tur verilerine baktığımızda seçime katılım oranının düşmesine rağmen Sn. Kılıçdaroğlu’nun oy sayısı ve yüzdesi artmış, ilk turda iki aday arasında bulunan yüzdesel makas, 2. Turda kazanmaya yetmese de Sn. Kılıçdaroğlu lehine kapanmıştır.
Bu matematiksel durum bizlere Sn. Sinan Oğan’ın oylarının ağırlıklı olarak Kemal Kılıçdaroğlu’na yöneldiğini göstermektedir. Eğer bu süreçte elimiz kolumuz adeta bağlanmasa idi yarattığımız olumlu etkinin çok daha yüksek olacağını düşünmekteyiz. Zafer Partisi 3.5 günlük süreçte üzerine düşeni yapmıştır. Millet ittifakının içindeki belirli müdahalelerden dolayı Zafer Partisi’nin Kemal Kılıçdaroğlu’na verebileceği destek konusunda elimiz kolumuz bağlanmıştır. Eğer elimiz kolumuz bağlanmasaydı etkimiz çok daha yüksek olurdu ancak bu 3.5 günlük süre içerisinde Zafer Partisi üzerine düşeni fazlasıyla yapmıştır.
Bu geç kalınmışlığın ve yenilginin yaşanmaması, seçimlerin Zaferle taçlanması için 6 Nisan 2022’de adayın Mansur Yavaş olması gerektiğini ve bu durumda başta Zafer Partisi olmak üzere halkın büyük çoğunluğunun desteğinin alacağını dile getirmiştim. Yine 19 Ocak 2023’te Mecliste düzenlediğim basın toplantısında Sn. Kılıçdaroğlu’na çağrıda bulunarak; 1921 Anayasası yerine kurucu 1924 Anayasasını benimsemesi, Anayasanın değiştirilemez maddelerinin tartışmaya açık olmadığı yönünde vurgu yapması, Atatürk’ün partisini bölücü unsurlardan temizlemesi ve sığınmacı ve kaçakların amasız fakatsız vatanlarına geri dönüşü hususunda uzlaşılması durumunda hiçbir karşılık beklemeden kayıtsız-şartsız kendisini destekleyeceğimizi beyan etmiştim. Maalesef bu çağrılarımız cevapsız kaldı. Keşke bu çağrılara zamanında cevap verilseydi bugün Türkiye çok farklı bir noktada olabilirdi. Yine bu seçim sonucu bizlere göstermiştir ki vatandaşlık almış olan sığınmacılar seçimin kaderi noktasında belirleyici olmuştur.
Zafer Partisi kurulduğu günden bu yana sığınmacı ve kaçakların yarattığı ekonomik kriz, milli güvenlik krizi, demografik krizin yanında vatandaşlık verilerek oy kullandırılmalarının Türk Milletine haksızlık olduğunu dile getirmiş, 10 yıl süreyle yapılacak seçimlerde oy kullanmamalarına yönelik yasa teklifimize destek istemiştik.
Maalesef bu çağrımız da cevapsız kaldı…Ve görüyoruz ki, önemsiz görülen ithal seçmen oyları sonucun belirlenmesinde büyük rol oynamıştır. Özetle 6’lı ittifak yanlış bir ittifaktı ve bu çağrılarımıza kayıtsız kalınması Atatürkçü, Türk milliyetçisi seçmene haksızlıktı. Bu seçimin sonucu göstermiştir ki Atatürk çizgisinde Türk milliyetçisi kurucu ideoloji tasfiye edilemez. Bölücü unsurların her şeyi belirleriz anlayışı dayanaksızdır. Türk halkı sığınmacı ve kaçakların vatanlarına geri dönüşünü istemektedir. Bu kayıtsızlıklar sonucu yaşanan yenilginin bedelini maalesef Türk milleti olarak birlikte ödeyeceğiz.
Neden mi? Çünkü AKP Hükümetlerinin hedefledikleri “2023 Ekonomik Vizyonu” çökmüştür.
2003 yılından bu yana; ülke varlıklarının neredeyse tamamına yakınını satmalarına rağmen, arsa/konut karşılığı; Türk vatandaşlığı satmalarına rağmen, ülkemize menşei belirsiz kayıt dışı 75 milyar dolara yakın döviz girmesine rağmen, Türk Milleti gelir adaletsizliğine, işsizliğe, enflasyona, borç ve faize maruz bırakılmıştır. Buna karşılık rant ve faiz lobileri ile oluşturdukları yandaş şirketler zenginliklerine zenginlik katmıştır.
Gelinen noktada sürdürülebilir olmayan borçlar, baskılanmış olsa da yükselmeye başlayan kurlar, yüksek faiz oranları, daralan yerli üretim ve sayıları her yıl artan 20 milyona yakın yoksullaştırılmış Türk insanıyla karşı karşıyayız.
Seçim sonuçlarının kazananı olan Erdoğan için bu galibiyet PİRUS ZAFERİ’dir. Bir diğer ifade ile galibiyet gibi görünen mağlubiyettir. Tüm kaynakları yanlış kullanarak geldiği bu noktada ekonomiyi gireceği büyük türbülanstan çıkarma görevi Erdoğan’ın üzerindedir.
Ancak üzülerek söylüyorum ki AKP hükümeti Türk Milleti’nin son varlıklarını, BOTAŞ, THY, DDY gibi değerlerini de satmaya hazırlanıyor. Bunlar modern kapitülasyonlardır. Türk ekonomisi hızla varlıklarını ve bağımsızlığını yitirmektedir. AKP hükümeti Türk Milletini kendi toprağında kiracı yapmaya çalışıyor. Sığınmacı tehdidi ve ekonomik tehdit artarak devam ediyor. Ak Parti’nin ekonomik yıkım devam ederken başta Suriyeliler olmak üzere Araplara vatandaşlık verme politikası hızla devam edecektir. Vatanımız her geçen biraz daha işgal edilecektir.
AKP hükümetlerinin neden olduğu büyük yıkıma karşı Zafer Partisi olarak Türk tarihinden, İstiklal Harbimizden ve Atatürk’ten aldığımız inanç ile direneceğiz. Sevgili Türk halkı, sevgili genç kardeşlerim, moralinizi bozmayın.
Artık ne küresel güçlerin ne de Türk siyasi unsurlarının yok sayamayacağı Zafer Partisi var. Zafer Partisi, kuruluşundan bu yana geçen 1.5 yılın sonunda kıyı başını ele geçirmiştir. Türkiye’nin göçmenistan olmaması için sizi Zafer Partisi’ne davet ediyorum. Sığınmacılara yılda 11 milyar dolar harcanmaması, 8 milyar dolar insani yardım adı altında dünyanın değişik ülkelerine para aktarılmaması için sizi Zafer Partisi’ne davet ediyorum.
Sokaklarımızın güven içinde olması, kadınların; eşlerimizin, kızlarımızın, annelerimizin sokaklarda taciz edilmeden yürüyebilmesi için sizi Zafer Partisi’ne davet ediyorum. Kiraların düşmesi, enflasyonun azalması ve hayat pahalılığının kontrol altına alınması için sizi Zafer Partisi’ne davet ediyorum. 21 yıldır bir mağlubiyetten diğerine sürüklenen yurttaşlarımızı Zafer Partisine davet ediyorum. Bütün Türk milliyetçilerini, bütün Atatürkçüleri Zafer Partisi’ne davet ediyorum. Zafer Partisi sizin eviniz. Burada 6 Ok da temsil ediliyor 9 Işık da temsil ediliyor. Milli üniter laik devletin yılmaz ve tavizsiz tek savunucusu Zafer Partisi’dir. Zafer Partisi’nde sağ-sol yok. Zafer Partisi’nde Atatürk çizgisinde Türk milliyetçiliği var. Türk bayrağını en yükseklere taşıyacak, Türk Milletinin Zaferini birlikte kazanacağız diyerek sözlerini tamamladı.