Doğruları yazdık. Yanlışa muhalif olduk. Sonra toplum düzeldi mi? Yok…..Nevşehir’de Kapadokya’da Japon, Çinli balona binerken arkasında gökyüzündeki balonlarla selfie yapan vatandaşlarım,Buğday taban fiyatı düşük açıklanmış iken üzerine bir lirada teşvik primi alacağını düşünen ama borsada buğdayını taban fiyatın altında satmak zorunda kalan çiftçi kardeşlerim….
Çok uzun süredir toplumun daha düzgünlüğü için yazılar yazdık. Bir adım yol alamadığımı gördüm. Kendi öz eleştirimi de yaptım…
Sonuç ORTADA…. Yazma dedi içimdeki.
Çok şey yazdık.. Bir çok platformda ….
Doğruları yazdık. Yanlışa muhalif olduk. Sonra toplum düzeldi mi? Yok…..
Nevşehir’de Kapadokya’da Japon, Çinli balona binerken arkasında gökyüzündeki balonlarla selfie yapan vatandaşlarım,
Buğday taban fiyatı düşük açıklanmış iken üzerine bir lirada teşvik primi alacağını düşünen ama borsada buğdayını taban fiyatın altında satmak zorunda kalan çiftçi kardeşlerim,
Şimşek çakması beklerken enflasyona çarpılan ülkem insanları,
Cebinde mahallesine gidecek dolmuş parası olmayan ama sergilenen TOGG yanında takla atan ülkemin kanaatkar insanları,
Pandemi ardından deprem ile uzaktan eğitim alan mezun olana ama iş arayan gençler,
Uzay yolunda Kaptan Kirk, Mr.Spock ile mutlu olan şimdi uzaya turistik giden Cacabey(astronot) ile mutluluğunu devam ettiren orta yaş grubu,
Deprem bölgesinde resmi açıklama 50 bin ölü , enkazı kaldırılmamış binalar ve kaldırılanlar içindekileri de eklerseniz yüz bin üzeri kayıp varken……ölülerinin üzerinde, sokaklarında seçim günü oynayan deprem görmüşler,
Karadeniz gazına uçan…karnındaki doğal gazın farkında olmayanlar,
Ülkeyi krallıkla yönetiyorlar diye eleştiren ama kendisi 7 dönemdir vekil olan muhalif parti vekili,
Pandemi…deprem derken okula gitmeyen…..öğretmen yüzü görmeyen ,göremeyen Ahmet Sefa’m….,
Deprem bölgesinde seller altında çadırlar gezinirken toprak suya kavuştu diyen devlet büyüğüm,
Seçimi geçiminden üstün tutan öne alan güzel ülkemin vatandaşları,
Asgari ücretli parayla saadet olmaz diyen yol, köprü ile sevinen kardeşlerim,
Okuduğu duanın anlamını bilmeyen ama Ayasofya açıldı diye şükreden orayı görmek isteyen din kardeşlerim,
Orta yaş grubunun çok iyi bildiği ABD dizisi Dallas’ı aratmayan magazin programlarına çakılı kalan ev halkları,
30 yıl önceki Beyaz Toroslar masalı ile uyuyan Toros sever kardeşlerim,
Hayalleri Avrupa ama şartları Afrika olanlar,
Adaleti ararken adaletsizliğe mahkum olan azınlık vatandaşlar,
Sol’a sinyal verip sağ’a dönüş yapan sürücüler,
Vizesiz Halep, Şam derken ….Vizesiz Antep, Hatay olayını görmeyenler,
Referandumda Anayasa ,HSYK ne olduğunu bilmeden evet ya da hayır oyu kullananlar,
Kuruluş, Kurtuluş, Vatanım Sensin dizileriyle Osmanlı’yı yaşayanlar,
Ben Kemal geliyorum diyeni eski Türk filmlerindeki kurtarıcısı Komiser Kemal sananlar,
Bacak testere yaralanmaları ve benzeri eşi görülmemiş yayınlarla akademik hayata merhaba diyenler,
Kanal kanal elinde cep telefonu Google amcasının yardımıyla öter olan televizyon kadrolu konuşganları,
Öğleden sonra magazin programlarında evden başkalarına kaçan karısını defalarca kabul eden aile bireyleri,
Böyle sağlık sistemi olmaz diyerek eleştirdiğim bir günde 150-200 hasta baktığını sanan kendisini hekim gören sevgili meslektaşlarım,
Akademik yayın ahlaksızlıklarıyla sahte yayın ile akademik kariyere masa başından ulaşan ,kariyer elde eden gıymatlı hocalarım,
Temiz bir dünya diyerek karbon nötr bir dünya diyerek çalışan öte tarafta dünyayı kirleten bilim adamları ve ülkeleri,
Asgari ücretle ya da işsiz yaşama pozitif bakan ,güzel aldırmazlık ruh halinde olan emekçi kardeşlerim,
Deve sidiği ve deve dikeni faydalarını televizyonlarda tartışan güzel insanlar,
Özal döneminde orta direkken şimdi kazığa geçiş yapanlar,
Başıboş gezen, sevgisiz büyüyen saldırgan sokak köpekleri,
Ülkemde herkesin kendi çapında kralı olduğu tüm krallar,
Biz yazmaktan korkmazken yazılarımızı okumaktan korkanlar………….
Biz öz eleştirimizi yaptık…
Takdir-i İlahi diyeceğiz……..
Yazmak zor.
Yazdıklarımı anlayanları bulmak daha da zor..………
Yazmasak daha mı iyi acaba?