ALEVİLİĞİN DEVLETE BAĞLANMASI

Yirmi yıllık iktidarında AKP Aleviler için hiçbir artı koymazken, oyları buzdağı gibi erimeye başlayınca yine Alevileri hatırladı.

Yayınlama: 09.10.2022
A+
A-

Yirmi yıllık iktidarında AKP Aleviler için hiçbir artı koymazken, oyları buzdağı gibi erimeye başlayınca yine Alevileri hatırladı. Aslında Alevileri nasıl devletin güdümüne alırız, onları nasıl asimile edip Sünnileştiririz derdi ta Osmanlıdan bu güne hiç fire vermeden devam etmektedir.

AKP Aleviler için nasıl bir yol izleyeceğini bir türlü kararlaştıramadı. Bazen yok sayıp inkâr ettiler, bazen İslam’ın özüsünüz diye İslam a davet ettiler ama Aleviler bunların hiç birine şimdiye kadar yanaşmadı. Bakalım bundan sonra ne olacak.

AKP en son hamlesinde Aleviliği ve Cem evlerini Kültür Bakanlığına bağlayıp, ham Alevileri hoş tutup hemde Alevileri nasıl Sünniler gibi zapturapt altına alırız diye hesap yapıyor. AKP bunu yaparken AKP yanında ki Alevilerden ve başka akıl danelerinden akıl devşiriyor.
Beşiktaş’ın Çarşısı gibi her şeye karşı olan, yetmez ama eh diyen, havada uçup, yerlerde sürünen ne dediğini kendisinin de bir türlü anlayamadığı ilginç Alevi akıl daneleri var ki evlere şenlik. Şimdi bunlar Alisiz Alevilik diye yeni bir Alevilik teorisi üzerinde çalışıyorlar, buna da Alevilikte dönüşüm diyorlar. Şimdiye kadar Alevi tarihinin bütün ulularını, ilkelerini toptan rafa kaldırıp kendilerinin de anlayıp netleştiremedikleri bir yol içersindeler.

Bunlara göre Ali, Muhammed, Hak yok, Hasan, Hüseyin İmam, 12 İmam, tarikat, dede, yok. Bu Alisiz Aleviler aslında kendilerine göre yeni bir, din ve inanç olmayan ama adının Alevilik olduğu bir Alevilik icat ediyorlar. Bunları hiçbir şey tatmin etmiyor, Yunusu, Kaygusuzu, Pirsultanı ne biliyorlar ne de onların ne dediğini anlayıp
dediklerine de katılmıyorlar.

Alevi adından da pek hoşlanmıyorlar ama henüz ne koyacaklarını onlarda kararlaştırmış değiller. Alevilik bir yaşam biçimi, kültür, sanat etrafında dönen, hiçbir inanç ve hiçbir dine benzemeyen accayyip bişeymiş. AKP tam da bunların isteğine uygun diye Aleviliği Kültür Bakanlığına bağlayacağım diyor.

Kimileri Cumhurbaşkanlığına bağlansın ya da Diyanete bağlansın diye şaşım, şaşım şaşırıp ne diyeceklerini bile kestiremiyorlar. Hacıbektaş Veli Anadolu da devlet olmayan bir devlet gibi, bir üst örgütlenme olmayan,
tamamen tabana, halka dayalı bir sivil örgütlülük kurmuş.

Hiçbir zaman hiçbir devlet örgütlülüğüne bağlanmadan, gözlerden ırak, yeraltında gizli bir Bâtıni örgütlülük yaratmış. Her şeyin rızalığa esası alınıp ilkesel bir yol çizmiş. Kim ki o Alevi yolu ve ilkelerini[ Eline, beline diline hâkim ol] benimseyip ikrar vermişse, bu yeni Alevi dünyası içersinde kendine bir yer bulmuş. Yargısı, yürütmesi kendi içersinde kuvvetler ayrılığı olan sağlam bir otokontrol sistemi kurmuş.

Ocaklar, Dergâhlar, dedeler,mürşit ve rehberler ile yolu aydınlatıp hiçbir devlet düzenine gerek duymadan kendi yoluna devam etmiş. Aleviler Hacıbektaşın yolundan gidecekse, devletin hiçbir kurumuna bağlı olmadan, bağımsız bir yolda devam etmelidirler.

Ne Cumhurbaşkanlığına, ne bir Bakanlık ne de Diyanete kesinlikle bağlanmamalıdırlar. ‘’Gavurun ekmeğini yiyen gâvurun kılıcını çalar’’ derler. Aleviler bu ülkede eşit yurttaşlık temelinde tam Laik bir devlet düzenini ilke edinmeliler. Laik bir ülkede, Diyanet, olmamalı devlet hiçbir dine ve dini kuruma hiçbir şekilde karışmayıp finanse etmemeli. Ne Cami İmamının ücretini ne de Cem evinin dedesine maaş bağlamamalıdır. Zorunlu din dersi diye Laiklik karşıtı bir uygulama olmamalıdır demeli.

Aleviler hiçbir dönemde Teslim Abdalın dediği gibi ‘’ Devlet sofrasına elim sunmazam – Sadetli sultanın yâri böylolur ‘’ dediği gibi o sofraya kesinlikle oturmamalıdır.

Bir Yorum Yazın
Ziyaretçi Yorumları - 0 Yorum

Henüz yorum yapılmamış.