DURUŞ…..BİR ASLAN MİYAV DEDİ

Duruş yazımızın başlığı….ekleri de var.
Duruş davranış, tutum, tavır….
Yazıda dik duruş da anlatılacak. Ayakta dururken başımız dik….çenemiz yere paralel…İnsanlar için.
Bunu sağlayan omurga. Kıkırdak ve sert kemik dokudan oluşmakta. Bu destek sistemi içinde sinir sistemi dediğimiz omurilik…..
Bazı canlılarda omurga dikey değil yatay….At, inek , koyun gibi………
Omurgasız canlılar da var. Bunlarda iç iskelet sistemi olmaz. Bazılarında dış iskelet denen vücudu destekleyen oluşum…yengeç…böceklerdeki gibi.
Çekirge , örümcek, kelebek, sinek, solucan , yengeç, deniz anası omurgasız canlılara örneklerden……
Bu arada çoğunuz dediniz yılan ne?
Omurgasız sandınız önce…omurgalı ama sürüngen canlı…..
Üç metreden öteyi göremez….
Koku almada burun değil dillerini kullanır…Uzun ve çatallı olan…..
Yazımızda geçen tarifler ,bilgilerin hiçbir canlı ile ilgisi yoktur. Tamamen sanal …bilginize…..
Dik durmayı yazdık. Omurga önemli dedik.
Mecazi anlamda duruşu yazacağız.
Dik duruş sergileme nasıl ……olmazı yazacağız…Abdest almadan namaz olmaz…..
Omurgasız….mecazen dik durmayanlara da söylenen bir kelime….
Rüzgar gülü…..de denir. Yakıştırma ne güzel…Rüzgar gülü…..Nasıl acaba diye de düşünmedim değil.
Aklıma kırmızı …beyaz ..pembe…renkler gelse de dedim bu gül özel …
Olsa olsa gök kuşağı gibidir. Gökkuşağı renkleri….Öylesi daha çok güzel durur….fesatlık yok….renk benzetmesi yapmayın…..
Rüzgar gülleri nasıldır? Omurgasız demeyeceğiz sonraki cümlelerde rüzgar gülleri ile devam edeceğiz.
İlkesiz oldukları söylenir….Düşüncelerini çıkarları doğrultusunda değiştirebilirler…. Bunun en önemli özellik olduğu söylenir.
Rüzgarın yönü belli olmaz…onu da derler…..Ne yönden eserse o tarafa dönerlermiş…
Belirgin bir duruşları yokmuş…Dik…yatay…..bazen eğik….
Esneklermiş….Her biçime kolayca girdikleri söylenir….
Sıvı gibi bulundukları kabın şeklini alırlarmış….
En sevdikleri kap, koltuk biçiminde olanlarmış…Koltuğa oturmak için alçalırlarmış….ayar için…
Koltuk bağışlayana rüzgar gülü diyetini ödermiş.
İtaat eder, her söyleneni yaparmış…
Rüzgar güllerinde hafızanın önemi yokmuş…
Rahmetli Süleyman Demirel’in sözünü çok severlermiş. ‘’Dün dündür…bugün bugün…..’’
Rüzgar hızlı eserse günü saate çevirirlermiş.
Değişime kısa sürede ayak uydurur…..her değişimde Pinokyo gibi burunları uzarmış.
Kafasından geçenler dillerinden farklı çıkarmış…
Çıkarları en çok Lidyalının bulduğu kağıt parçacıkları olurmuş.
İdealleri gülün yetiştiği toprak parçası….Toprakların ana vatanı….
Yan cebime azıcık koy ana hedef derler…
Lafla peynir gemisi yürütmeye çalışırlarmış….
Ambardaki fareleri görmezlermiş.
Çayda şekeri karıştıran kaşık gibi…şeker eridikten sonra işi bitenlerden olurlarmış..
Rüzgar gülü özellikleri belki daha fazla ..Çok uzun yazı ……olmasın…
Zaten okuma özürlü topluma uzun yazı sıkıcı olur..
Okuyanlar hariç….
Yazıyı yazarken ben müziksiz yazamam..
Bir baktım….
Kayahan söylemekte….
Onun sözleri ile bitirelim yazımızı……
Bir aslan miyav dedi……
Minik fare kükredi……
Fareden korktu kedi….
Kedi pır uçuverdi………..
Yalan mı?
Tuhaf mı?
Yoksa inanmadın mı?
Ne anladınız bilemem….
Hayali bir yazı yazdık…
Modaya uyduk..
Sanal alemin kralları gibi…
Bir aslan miyav dedi….
Minik fare kükredi…….
Kedi pır uçuverdi……………………………………………
Dik durun eğilmeyin………..
Dedik bizde sizlere…………………..