Alevilik, evrensel ve yaşayan bir öğretinin adı ise, Alevilik çağın gerisinde değil ilerleyen çağdaş dünyanın modernize edilmiş şekli içerisinde kendini yenileyen insanı merkez kılan bir yaşam biçimidir. Alevilik’te, İnsana sevgi saygı vardır. İlimin bilimin çağdaşlığın olmadığı yerde Alevilikten bahsedilemez. Alevi felsefe inancında güneşin sonsuzluğu kabul edilen bir gerçekse, doğanın ve canlının varlığı, yıldızların varlığı ve insan’a […]
Alevilik, evrensel ve yaşayan bir öğretinin adı ise, Alevilik çağın gerisinde değil ilerleyen çağdaş dünyanın modernize edilmiş şekli içerisinde kendini yenileyen insanı merkez kılan bir yaşam biçimidir.
Alevilik’te, İnsana sevgi saygı vardır. İlimin bilimin çağdaşlığın olmadığı yerde Alevilikten bahsedilemez. Alevi felsefe inancında güneşin sonsuzluğu kabul edilen bir gerçekse, doğanın ve canlının varlığı, yıldızların varlığı ve insan’a olan sevgi sonsuzdur.
Alevilik ilim ve bilimden yanadır, insandan ve insanlıktan yanadır, mazlumdan yanadır, Haksızlığa karşı, haklıdan yanadır. İyiden ve güzelden yanadır. Alevilikte temel öğreti sevgi ve barıştır. Sevgi ve barışın olduğu dünya düzeninde savaştan bahsedilebilirmi? Yazıklar olsun insanlar arasına duvar örmeye çalışanlara…
Alevi inanç ve kültür anlayışında 72 millete bir nazarla bakılır. Ne diyor Hünkar Hacı Bektaşı Veli: İlimden bilimden gidilmeyen yolun sonu karanlıktır. Karanlığa ışık tutanlara ne mutlu. Kadınları okutunuz. İncinsende incitme. Eline beline diline aşına işine sahip ol. Hak birlik ve sevginin içindedir.
Bu nedenledir’ki: insanı sev’ki hak yaşasın denilir. İnsan’ın olmadığı bir dünya düzeninde haktan emekten bahsedilebilirmi? Hak emek ve insan içiçedir. İnsan olmanın onurunu gururunu bilelim. Hak ademi yaratır’ken en büyük vasvını insan’a vermiştir. Peki insanlar arasına nifak sokarak, dilinden inancından ve örf adet ve geleneklerinden dolayı, araya kin tohumları ekilerek insanlar arasına duvar örmek ayrıştırmak, çıkar menfaat ve rant kavgasından başka bir şey değildir. Oysa dünya büyük, paylaşmasını ve insan onurunu bildikten sonra sanırım herkese yeter ve artarda…
Yazıklar olsun yaşadığımız dünya üzerinde insanları kendi çıkar ve menfaatleri için ayrıştıran kutuplaştıran zihniyet ve uzantılarına. İnsan ayrımı yapmak çok kötü bir anlayıştır. Alevi öğreti ve düşüncesinde, insan ayrımı ve ırkçılık kafatasçılık asla olamaz olmamalıdır.
Her inanç ve kültürde, elbette bağnaz bir yaklaşım içerisinde olanlar çıkabilir. Bağnazlık ve yobazlık çok kötü bir şeydir. İnanç ve kültürlerin sömürülmek maksadıyla yozlaştırılması, amacı dışında kullanılması, emperyalist sömürgeci yaklaşımın adıdır.
Yozlaştırma ve asimile etmek, emperyalist düzen içerisinde bulunan ağa babaları ve piyonlarının işlerine gelir. Önemli olan, onların bu yaklaşımlarına fırsat verilmeden, insan onurunu rencide etmeden, bir insan olarak yaşayabilmek ve insanları yaşatabilmektir.
Her toplum yapısında olduğu gibi ne yazık’ki kısıtlıda olsa Alevi toplumu içerisinden’de sistem çarkına bilerek veya bilmeyerek hizmet edenler olabiliyor. Son yıllarda Aleviliğin içini oymaya çalışanlara hizmet etmek, nerdeyse moda haline geldi. Bu inanç ve kültürü bir geçim kaynağı olarak gören bazı sözüm onlara, Alevi inanç tüccarları, sistemin ayak oyunlarına hizmet ederek, insanların güzel duygularını istismar ediyorlar. Bu bezirganlar kendilerine siyasi alan’da bir misyon veya istikbal yaratabilmenin gayreti içerisinde olduklarını üzülerek’te olsa görmekteyiz. Aleviliği hiç kimse kendi şahsi çıkar ve emelleri için kullanamaz ve kullanılmamalıdır.
Sistem çarkı içerisinde görevlerini icra eden bu bazı zevatlar, bu çabalarıyla böl parçala mantığına hizmet ettiklerinin bilmem farkındalarmı? Son yıllarda Alevilik veya yöre dernekleri adına değişik isimlerle mantar gibi il ilçe ve neredeyse semt ve mahalelerde oluşturulan bu gibi yerler üzerinden, kendilerine makam,misyon ve rant yaratmanın gayreti içerisindeler. Onların bu çabaları Aleviliğe yapılan en büyük kötülük olacağını bir kez daha hatırlatmak isteriz.
Bizim inanç ve duygularımızı kullanmak, hiç kimsenin haddine değildir. Bunu yapan babam dahi olsa,afedilir bir yanı yoktur. Bu duygu ve düşünce içerisinde olanların Aleviliğe en büyük ihanet içerisinde olduklarını bir kez dahi hatırlatmak isterim.
Günümüz şartlarında, Havanda tuz dövenler mangalda köz bırakmayanlar, bizler 88 yıllarından başlamak üzere, bu güne kadar bu mücadelenin hamuruyla yoğrularak, belirli şart ve zorluklara rağmen mücadele etmenin gururu içerisinde olduk. Bu gün belki resmi olarak bu yerlerde görevden uzak durmuş olabiliriz. Ancak yola ve meseleye hizmet etmekten hiçbir zaman kaçınmadık. Dün olduğu gibi bu günde,bulunduğumuz her alanda, mücadelemiz birlik ve örgütlenmeden yanadır.
Ancak çalışmalarımızda yola zarar vermemek adına, her adımımızı atar’ken dahi adımlarımızı düşünerek atmaktayız. Alevi inancından, örf adet ve geleneklerimizden asla taviz vermez’ken, bu gün kalkmışlar bu bezirganlar utanmadan sıkılmadan, yaşamları Alevi iştahatıyla hiç uyuşmayan bazı insanlar bizlere Alevilik adına sösüm onlara bizi temsil etmeye kalkıyorlar.
Onlar olsa olsa şahsi çıkar ve menfaatleri uğruna, bir yerlere hizmet ederek, bir yerlere gelmenin gayreti içerisinde olabilirler. Ancak bu tür insanlara bakış açısı, gerçekten bu yola gönül vermiş, Hz Hüseyine bend olanlar tarafından rağbet görmediği görülebilmektedir. Bu yol kıldan ince,kılıçtan keskindir. Bu yol yanlışı asla kabul etmez. Yolun delisi vardır.Velisi vardır. Hani derler ya, mutlak çıkar aheste aheste…
Aleviliğin öğreti ve inancı gereği Hz Hüseyin ve bu yola şayet, birazcıkta olsa, eğer inancınız kaldıysa özünüzü dara çekin ve yola bend olun. Unutmayın bu yol yanlışı götürmez. Elinize belinize dilinize özünüze sahip çıkmanız gerekiyor.
Aksi hali Zülfikar boynunuza olacaktır. Sakın ha bunu unutmayın. Bu yolda verilen emek ve emekler sizi bir gün mutlaka alaşağı edeceğinden asla şüphemiz olmayacaktır.