Alevi örgütlenmesinde Alevi derneklerin rolü her ne kadar geçmişte büyük olsa’da, günümüzde yaşanılan konum itibariyle, kurumların durumlar hiç’de iç açıcı görülmüyor. Dernekler adeta kendi amaçları dışına çıktığı görülüyor. Bu alanlar kişilerin kendi hobilerini tatmin etme arenası haline getirilmişse büyük bir sorun var demektir. Bu gibi kurumlarda yöneticiler çok dikkatli olmak zorundadır. Yaşananlara bakılınca insanların adeta kurumlardan […]
Alevi örgütlenmesinde Alevi derneklerin rolü her ne kadar geçmişte büyük olsa’da, günümüzde yaşanılan konum itibariyle, kurumların durumlar hiç’de iç açıcı görülmüyor. Dernekler adeta kendi amaçları dışına çıktığı görülüyor. Bu alanlar kişilerin kendi hobilerini tatmin etme arenası haline getirilmişse büyük bir sorun var demektir. Bu gibi kurumlarda yöneticiler çok dikkatli olmak zorundadır. Yaşananlara bakılınca insanların adeta kurumlardan uzaklaşması için her türlü olumsuzluklara davetiye çıkarırcasına bir yöntem uygulanıyor. O tür arenalar belirli siyasi partilerin arka bahçeleri değildir. Alevi kurumlarını yönetmeye çalışan yönetici veya başkan kendi çıkarları için kullanamaz.
Kişiler Elbette siyaset veya ticaret yapabilirler. Ancak, kişi siyaset yapacaksa, mevcut siyasi arenalar vardır. Gidersiniz aslanlar gibi siyasetinizi oralarda yaparsınız. Buna kimsenin bir şey demeye hakkı olamaz. Ancak, kişi hem siyaset yapacak, hemi’de Alevi kurumunda gelip yönetici veya başkan olarak görevde bulunarak, kurumu kendi şahsi çıkarı için kullanacak bu doğru değildir. Alevi kurumlarının hassasiyetleri ve kudsiyeti vardır. Lütfen o kutsiyetleri kendi şahsi çıkarlarınıza alet etmeyin. Ülkede elbette Alevi toplumunun toplumsal hak talep ve istemleri vardır. Bu hak ve taleplerin oluşumu için, Alevilik dik ve omurgalı durmayı gerektirir. Hiç eğilmeye bükülmeye gerek yoktur. Gerçek anlamda örgütlü yapı ile bu işler elde edilir. Bilindiği üzere, bu işler öyle lay lay lom’larla gümdem ve amaç dışı şeylerle vakit geçirerek yöneticilik yapılmaz. Yöneticilik kararlılık gerektirir.
Bu nedenlerle gecde olsa, Alevi kurumlarında yöneticilik yapanlar ya asli görevlerine dönerek toplumsal sorunların çözümünde kararlı bir şekilde hiçbir zümreye biat etmeden, yasal hak ve talepleri yerinde ve zamanında örgütlü bir biçimde kamuoyu oluşturarak elde etmeli veya yapamıyorlarsa yapacak kişlere görevi teslim etmelidirler.
Toplumu ilgilendiren bu alanların doğru ve şeffaf biçimde toplumun örf adet gelenek görenek ve inançsal boyutunu yaşatmak ve korumak için yönetilmelidir. Aksi türde davranışlar inanç ve kültüre zarar vereceğini yönetime gelen yöneticiler iyi bilmelidir. Alevilikte bireye biat etme kültürü yoktur. Hiçbir fert toplumun değerlerinden üstün değildir. Bu gibi görevlerde bulunanlar kendilerine çeki düzen vermek zorundadır. Hani diyoruz ya merkezimiz insandır. İnsana saygısı olmayanın, kendisine ve topluma saygısı olamaz.
Alevilik insanı merkeze koymuş, Hak’kı insanın gönlünde vicdanında arayan kendine özgü bir inanç sistemidir.Yüz yıllardır alışıla gelmiş asimile politikaları, bu toplumu inanç ve kültüründen asla alıkoyamadı. Alevi derneklerinde görev yapmanın kudsiyeti büyüktür.O kudsiyete zarar vermeyelim. Yok eğer bu inanç ve kültürden bihaber şekilde görev yapmaya devam ediliyorsa, bu tür davranış içerisinde olanlar gaflet ve delalet içerisindedirler.
Bu tür görevler emek cesaret ve yürek gerektirir. Bu işler eğilip bükülmek veya biat etmekle, kendi şahsi siyasi hayelleri peşinde koşarak bu alanları kullanmakla olmaz…
Alevilerin kırmızı çizgisi vardır. “Cemevi “ Alevilerin ibadet yeridir. Cemevleri hiç bir inanç mabedine alternatif değildir. Bu ülkede bir cami hangi haklardan yararlanıyorsa Cemevine de o haklardan yararlanma olanağı sulandırılmadan verilmelidir.
Burada egilmeye bükülmeye hiç gerek yoktur. Bu talepler yasal bir haktır. Geçmişte veya günümüzde bazı yerel yöneticilerin cemevleri konusunda’ki bazı yaklaşımları bir lütuf gibi gösterilerek, Ben şunu yaptım, ben bunu yaptım gibi bilbortlara afiş astırmakla olmaz.
Hizmetler adil ve şeffaf biçimde eşit olmalıdır.Her mahallede iki üç tane cami yapılması için olanaklar yaratılıyorsa, ayni hassasiyetin, genel ve yerel yöneticilerin cemevleri içinde göstermeleri ve cemevlerini yasal olarak tanımaları gerekir.
Alevilerin eşit yurttaşlık hakları, hiç kimsenin tanımlamasına gerek kalmayacak şekilde, TBMM’de ele alınmalı ve derhal yasal bir çerçeve oluşturulmalıdır. Aleviler bu ülkede eşit yurttaşlar olarak, Devletin bütçesinden pay istemeleri eşit yurttaşlığın bir gereğidir.
Alevi Dedeleri hiçbir zaman için maaş talebi ile, hak talebinde bulunmamışlardır.Ancak, Toplumsal hak talebinde bulunmuşlardır. Alevi pirleri yüzyıllardır sarayın sultanına asla kulluk yapmamışlar. Aleviler kendi içlerinde Hizmet verenlere hizmet karşılığını gönüllü olarak verir ve hayır duasını alırlar. Dedelik ve seyitlik unvanını hiçbir fakülte veya hiçbir iktidar veremez. Bu unvan alevi ocak kurucuları tarafından destur ve himmet ile verilen bir unvandır. Bilmek ve anlamak istemeyenler bunu böyle bilsinler….