Halk arasında, çok abartılmış şakalara Eşek şakası derler. Öyle şakalar yapılır ki, şiddet diyebileceğimiz, hareketler içerir. En samimi arkadaşlarına karşı öyle şakalar yapılır ki, özellikle önceden tasarlayıp, döver gibi iyice bir bellettikleri olur. Bu Eşek şakalarının, sonunun nereye varacağını bilmeden ve hiç düşünmeden, akılsızca yapılır. Bizim memlekette, dilinle b..k at elinle Gül atma derler, şakayı […]
Halk arasında, çok abartılmış şakalara Eşek şakası derler. Öyle şakalar yapılır ki, şiddet diyebileceğimiz, hareketler içerir. En samimi arkadaşlarına karşı öyle şakalar yapılır ki, özellikle önceden tasarlayıp, döver gibi iyice bir bellettikleri olur. Bu Eşek şakalarının, sonunun nereye varacağını bilmeden ve hiç düşünmeden, akılsızca yapılır.
Bizim memlekette, dilinle b..k at elinle Gül atma derler, şakayı dilde yap elinle ve Fiziki bir şaka yapma demek bu. Bizim çocukluğumuzda, el şakaları en çok düğünlerde yapılırdı, TV, Radyo, İnternet yok, insanlar eğlenmek için kendi kendilerine eğlencelik işler çıkarırlardı. Düğünler Cemler, bizim köylerde, Sonbahar ve kış aylarında yapılırdı. İş güç bitmiş, yaza kadar, ibadet, eğlencelik işler, düğünler bu zamanlarda yapılırdı. Çocuktum ama iyi hatırlıyorum, bir düğünde, damat tarafını temsilen kız tarafına gelen, Yozucu diye bilinen elçiye olmadık işler yaparlardı.
Hayvanların su içtiği kürüne,Yozucuyu basarlardı, adam suda boğulmak üzere, zor çıkar kurtulurdu. Kağnı tekerleklerinin arasına [
Mazıya] adamı iple sarıp, Medetsiz tepesinden, aşağıya yuvarlarmış. Adam feryat figan, seksen km hızla, yuvarlanarak aşağıya inermiş. Kafası bir taşa değse parçalanır, feci şekilde kesin ölür. Bunu yapanlar köyün ipe, sapa gelmez gençleri ama aklı başında olanlar hiç mi buna dur demez. Ben şahit oldum, Yozucuya toprağa su döküp o suyu içirdiklerini, Eşeğe ters bindirip köyü gezdirdiklerini. Biz siz kız veriyoruz, bunun bedelini ödeyin der gibi, akıl mantık dışı işler yaparlardı, neyse ki artık bu Eşek şakaları köylerden kalmış ve de iyi olmuş. Eskiler bizden büyükler anlatırlardı, köyün sert erkekleri [ Kazak] kendi aralarında konuşuyorlarmış. Ya kadın dövmek bir tatlı oluyor, bir zevkli oluyor ki, tadına doyulmuyor, saftirik yeni evli biri kafaya koymuş, bende bu zevki tadayım diye. Eve gelip başlamış karısını dövmeye, kadın da şaşırmış derken, nasıl olduysa, kadının kötü bir yerine vurmuş ve kadın ölmüş.
Akıl veren arkadaşları gelmiş, ne yaptın ula sen? Valla ben bir şey anlamadım, sizin dediğiniz gibi yaptım, avrat öldü, yav yine avradı dövemedik diyormuş. Şimdi bizim siyasi iktidar, ne yapıyor ben anlamış değilim, bizim oralarda buna tam tamına Eşek şakası derler. Ekonomi dibe vurmuş, işsizlik almış başını gitmiş, zamlar tavan yapmış, halkın hiçbir kuruma güveni kalmamış. Siyasi iktidar bir çıkış yolu arıyor ama bu Eşek şakalarıyla bir yere varamayacağını birilerinin kulaklarına fısıldaması lazım. İdlip denilen yer, dünyanın bütün
teröristlerinin biriktiği bir bataklık, belanın ortası. Bizim orada ne işimiz var, bu ne vatan savunması, ne beka, ne PKK ya karşı bir mücadele, hiç birisi değil. Amerika, İsrail bize iyi gaz veriyorlar, İdlipte bir Sünni devlet kurmak düşüncesi varmış onların. Amerika, İsrail ve biz, Suriye’de terör lanetinin bitmesini istemiyoruz, böyle devam etsin deniliyor. Bu iş karakolda bitecek gibi, çok büyük bir savaşın eşiğindeyiz, bizi yönetenler, bu Eşek şakalarından vazgeçseler iyi olacak. Binlerce askerimiz Suriye topraklarında, Uçaklarımız uçamıyor, dengeler eşit değil, bu nasıl bir cahil cesaretidir, benim aklım almıyor. İran, Suriye ve Rusya ile büyük bir savaşın içinde mahvolacağız, birde Libya çıktı. Rusya, Amerika ve Batılılar çok rahat, savaş bizim topraklarımızda olacak, çimen gibi bizler ezileceğiz. Bu işler şakaya gelmez, hele, hele de, Eşek şakasına hiç gelmez.