HÜKÜMETİN EN SON BULUŞU

A dan Z ye, her şeye zam. Ekmeğe, suya, ete, süte, aklınıza gelen ne varsa zam. 
Vergilere zam, kdv ye, ötv ye zam. Vergiler eskiden yılda bir alınırken, şimdilik yılda sadece 4 defa ama zamlı alınacak….. 
İşçinin, emeklinin, asgari ücretlinin maaşı TÜİK in uyduruk rakamıyla, açlık sınırının üçte birine denk getiriliyor. 
Bu hükümete oy veren vatan sevdalısı halkımız çok mutlu, memnun ve refah içinde yaşıyor. 
Yalana inanıp, iftiraya iman edip, din tacirine tapan, gerçeği ve hakikati elinin tersiyle iten yüzde 52 seçmen. Hükümetin en son buluşu, günlük, haftalık, aylık ve saatlik zamlarına ülkenin tek kurtuluşu olarak ilahi bir inançla iman ediyor. 
Bizim şarapçı Zeki, bıyığı tütünden sararmış şişko Memet bu işe yan bakıyor. 
Bizim Haso da diyor ki! Ula gardaş bunun Allanı ben yapardım. 
Madem böyle yapacaktınız.
Devlete, hükümete, bakana helede Memmet Şimşeğe ne gerek var. 
Verin devlet yönetimini bana, size dünyanın en kazzık zamlarını, en allengirli vergisini size koymazsam yazıklar olsun bana. 
He yav. 
Ne gerek var bu gadder yalana, iftiraya, seçimlere. 
Ülkede bir zam saati uygulayalım. Zamanı gelince, iğneden ipliğe otomatik zam gelsin. 
Biz neden bu zamcı beylere, çifte, hatta üç beş tekrar maaş. Huzur hakkı, zıkkımın kökü, Anasının namına, ne gerek var. 
Her Bakana on yardımcı, 50 çalışan, en son model lüks makam arabası, ne gerek var. 
Ben bu halkı bir türlü anlayamıyorum. 
Madem bizim için bir güzellik yapmayacaksınız. 
Hiç bir sorunumuzu çözmeyeceksiniz. Derdimizde derman olmayacaksınız. Peki? Biz neden ömür boyu bu sülükleri sırtımızda taşıyoruz?
Neden?