Tabip Odalarına Nasihat-2

Yıllar önce Tabip Odaları ile ilgili yazdığım yazının başlığı. Nasihat….Şimdi Nasihat-2 başlık.
Tabip Odaları tüm hekimlerin, her türlü sıkıntılı dönemlerinde sığınacakları liman dedik.
Yoksa açık denizde başlarına neler gelebileceğini yazdık.
Sonunda dedik odanıza sahip çıkın….Sığınacağınız tek liman Tabip Odalarıdır diye de yazıyı bitirdik.
Bugün geldiğimiz noktada aynı şeyleri tekrar söylemek zorunda kaldık.
Odaya kayıtlı hekim sayısı giderek azaldı. Hekim sayısının artışı ama kayıtlı üye sayısının azalışı.
Herkes konuştu kendince…Tabip Odası ne yapıyor?
Hiç sormadı kendisine …Ben hekimlik için ne yapıyorum…
Odanın yolunu, yerini bilmedi…Üye olup ama odasının yerini bilmeme..
Sonra hep aynı nakarat…Tabip Odası ne yapıyor?
Oda yönetenlerinin merkezi olarak yaptıkları hatalar da bu düşünceyi sanki haklı gibi göstermeye başladı.
Odanın hekim birliği, hekim hakları için mücadele eden insanlar da aynı kefeye konuldu çok kişi tarafından.
Uzaklaşma çözüm mü?
Odana sahip çık…Daha iyi bir oda için mücadeleni ver…..
Türk Tabipler Birliğinin hekimlik dışı siyasete karışması, konuşması ne kadar rotası yanlış bir iş ise, odadan uzaklaşma bana ne yapıyor demek te o denli yanlıştır.
TTB iyi hekimlik , çalışma ortamlarının düzgünlüğü, güvenliği için, daha iyi ekonomik koşullar için , hekimlerin birliği , hekimlik onuru için siyaset yapmalı….
Bulunduğumuz il Tabip Odası içinde uzun süredir iyi ve onurlu hekimlik için kendimce uğraş vermekteyim.
Son iki dönemde uyumlu çalıştığımız bir yönetim oluştu. Sosyal komite içinde olabildiğince çalıştık.
Hekimlik için yapılan tüm eylemlere katıldık.
Son seçimlerde bazı konularda kırılsak da aynı ekibi destekledik.
Son seçimlerde Matruşka bebekler gibi……. grup içinden grup çıktı…Biz kimiz dedi..
Biz kelimesi belki de ben kimim idi…
Keşke biz kelimesini hep söyleselerdi.
Hekimlik için uğraşan herkes biz içindedir…..Bunu idrak etmeyen kendi kendisine el olur. El yabancı anlamında kullanılmıştır…
Kibir sonun başlangıcıdır….
Genel olarak yazdım….Kibirden uzak durun…
Hiçbir zaman ben demeyin…Biz kelimesine alışın…
Ayrıştırıcı olmayın ..Birleştirici olun….
İçinizde kötülük olmasın….kötü düşüncelerden uzak durun….
Konuşacaklarınızı önce düşünün….sonra dilinizden çıksın kelimeler…
Bilmeden cahiller gibi konuşmaktan uzak durun…..
Kaybetsen de ayrışma….
Düşüncen hekimlik ise iyi , onurlu hekimlikse…Ekonomik yönden güvenlikli hekimlikse….
Köle gibi değil insanca hekimlik yapmaksa…
Mücadele ayrışarak değil birleşerek olur bunu da unutmayın…
İyi hekimlik öncelik iyi insan olmaktan geçer…
İyi olun…kötü zaten ortalıkta çok…
Adalet insanın içindeki vicdandır…..
Victor Hugo ne demişti?
Vicdan insanın içindeki Tanrıdır…..
İçinizdeki Tanrıyı kaybetmeyin……………….
Tabip odası ne yapıyor diyenlerden olmayın…….
Ben yoksam demeyin..
Yeni dönemde …
Daha iyiyi bulmak için…
Tabip Odaları geminin sığınacağı limandır.
Bunu unutmayın.
Tabip Odanıza sahip çıkın…
Şimdilik Nasihat bu………
Nasihat -2…..
Ha….bu arada unutmayın…
Hasan Sabbah’ın hikayesini de okuyun..
Bilenlerden dinleyin…
Selçuklu hükümdarı ile elçi arasındaki konuşmayı bilin..
Ders çıkarın……