AKP hükümeti 20 yıl iktidarı sonunda milleti nana muhtaç edip yolun sonuna gelince yeni avutucu, uyutucu ve aldatıcı oyunlarına başladı. 2023 seçimlerinde şimdiye kadar halka verdiği sözlerin hiç birini yerine getiremeyip büyük bir belirsizlik içine girdi. İlk iktidara geldiklerinde en iddialı politikaları yoksulluğu, yolsuzluğu, terörü bitireceklerdi. Demokrasi, insan hakları yani adaleti ve kalkınmayı sağlayacaklardı. Bunların […]
AKP hükümeti 20 yıl iktidarı sonunda milleti nana muhtaç edip yolun sonuna gelince yeni avutucu, uyutucu ve aldatıcı oyunlarına başladı. 2023 seçimlerinde şimdiye kadar halka verdiği sözlerin hiç birini yerine getiremeyip büyük bir belirsizlik içine girdi.
İlk iktidara geldiklerinde en iddialı politikaları yoksulluğu, yolsuzluğu, terörü bitireceklerdi. Demokrasi, insan hakları yani adaleti ve kalkınmayı sağlayacaklardı. Bunların hiç birisini yapamadıkları gibi daha da beter bir durumda ülkeyi tam bir enkaza dönüştürdüler. Şimdi hiç yapmadıkları, tövbe de yapmayacakları solun söylemlerini dillerine dolamaya başladılar. Sosyal devlet, tasarruf ve üretim ekonomisi diye solun söylemlerine sarılıverdiler.
Bende bu yolun çok doğru bir yol diye hükümeti destekliyorum. Hatta bütün muhalefet ve bütün halk bu yeni kurtuluş savaşına katılmalı diye düşünüyorum. Bu ülkenin karanlıktan aydınlığa çıkması için ikinci bir kurtuluş savaşına kesinlikle ihtiyaç var ve olmalıda.
İlk önce tasarruftan başlayıp hemen Sarayı boşaltıp ya bir Kütüphane, ya da bir Üniversiteye tahsis edilmeli. Bir daha ülkenin lideri dört kişilik ailesinin bütün masraflarını devletin kasasından karşılayıp Saraylarda yaşatamamalı diye de bir kanun çıkarılıp örtülü, gizli bir ödenek tamamen kaldırılmalı. İsrafın önüne geçmek için, devletin elindeki Uçaklar ve makam araçlarının hepsi satılmalı.
Şimdiye kadar yirmi yıllık iktidarın bütün kişisel çıkar gözeten uygulamaları didik, didik aranıp kim devleti haksız yere soymuş ise bulunup bütün mal varlıklarına el konulmalı. Geriye dönük bütün ihaleler adam kayırmalar ve başka yolsuzluklar araştırılıp hesabı sorulmalı.
Devlet kurumunda çalışıp ta başka üç, beş yerden vurgun düzeyinde kimler maaş almışsa bütün mal varlıklarına el konulmalı.
Yüz yıllık Cumhuriyet hükümetlerinin birikimi olan bütün kamu kurumları ve devletin özelleştirilen fabrikaları geri kamuya kazandırılmalı.
Vatandaştan sadece tek bir gelir vergisi alınıp dolaylı vergiler kaldırılarak, asgari ücretten alınan vergi hemen kaldırılmalı. Hiçbir devlet yöneticisinin, Cumhurbaşkanı, Bakan, Milletvekili, genel müdür, müdür, Müsteşar ve yüksek devlet memurlarının maaşları bir kalifiye işçinin bürüt maaşından kesinlikle fazla olmamalı.
Devlet yöneticilerinin, memurun ve İsçisinin ücreti, asgari ücrete ne kadar zam geliyorsa o düzeyde artırılmalı. Asgari ücret
gerçekçi bir anlayışla çalışanlarca belirlenmeli. Hiçbir devlet yöneticisi ve yüksek Memurun sade vatandaştan ayrı, farklı ve fazla bir yasayla belirlenmiş bir hakkı olmamalı.
İktidara yakın olan beşli çete gibi hazineyi soyan Cengiz İnşaatın silinen vergi borçları yasal faiziyle geri alınıp silenler yargılanmalı. Devlet Bankalarını yandaşlara geri ödemesiz krediler verip üstüne yatan Demirören, Nagehan Alçı gibi daha niceleri en ağır cezalara çarptırılıp hepsi geri alınmalı.
Şimdi AKP hazineyi ve devlet Bankalarını kendi yandaşlarına ucuz kredi vermek için faizi hiçbir bilimsel ve Ekonomik veriye dayandırmadan düşürmek istiyor. Bunun tek nedeni dinci sermayeye ucuz faizsiz krediler verip onları daha zengin yapmak.
Yap-işlet devret modeli kaldırılıp bütün işler devlet kurumlarınca yapılmalı.
Devlet kurumları güçlendirilip dünyanın en büyük şirketleri düzeyine getirilmeli. Kar amacı değil bütün halkın ihtiyaçlarını giderecek kamucu üretime dayalı bir yol izlenip Devlet Planlama Teşkilatı bu düzenlemeyi yapmalı. Çok kazanandan çok, az kazanandan az vergi alınıp halkın sırtından bu ağır vergi yükü kaldırılmalı.
Çiftçi ve hayvancılık desteklenip Ziraat Bankası sadece halkın yatırımı için kullanılmalı. İmam Hatipler meslek ve Teknik Liselere dönüştürülüp toptan bir teknik eğitime gidilmeli. TÜBÜTAK sadece bilim insanlarının elinde tam bir bilim kurulu görevi yapmalı.
Dini kurumların ticaret, Okul, Yurt, Kurs, Radyo, TV açmaları yasaklanmalı. Hiçbir dine ve Mezhebe devlet yardımı yapılmayıp din dersleri zorunlu olmaktan çıkarılıp, din dersleri de tamamen kaldırılmalı.