“Cemevlerine inanç merkezi statüsü verilmeyecekmiş, verilirse diğer tarikatlar da aynı kelamla ve taleple gelecekmiş” Bu zırvaları Zafer Partisi genel başkanı muhterem etmişti, hatırlayınız. Alevi tarihini ve içselleştirdiği kadim değerleri ve inanç sembollerini yersiz ve gereksizce tartışmaya açmak niyedir? Milliyetçi geçinen, milli kıymetlere anlam yükleyen Ümit Özdağ hocanın ıskaladığı ve malesef henüz kavrayamadığı çok şey var. Alevilik, Hoca […]
“Cemevlerine inanç merkezi statüsü verilmeyecekmiş, verilirse diğer tarikatlar da aynı kelamla ve taleple gelecekmiş” Bu zırvaları Zafer Partisi genel başkanı muhterem etmişti, hatırlayınız.
Alevi tarihini ve içselleştirdiği kadim değerleri ve inanç sembollerini yersiz ve gereksizce tartışmaya açmak niyedir?
Milliyetçi geçinen, milli kıymetlere anlam yükleyen Ümit Özdağ hocanın ıskaladığı ve malesef henüz kavrayamadığı çok şey var. Alevilik, Hoca Ahmet Yesevi, Şeyh Edebalı, Ebulvefa, Ahi Evren, Yunus Emre, Pir Sultan Abdal, Hacı Bektaş Veli’dir. Alevilik, sözlü edebiyat, tasavvufi derinlik, sufi yorumdur.
İlahi hakikat arayışında ruhsal coşku, semahta Tanrısal arınma, Kırklar Meclisi ‘nde erkek ve kadının, Peygamberle her bir canın eşitlenmesi, her türlü nefisten azade kılınmasıdır.
Alevilik, yurtsever bir inanç hareketidir.
Toprağı bölmez, tamlar, insanı ayırmaz, bu gerçeği bilemez hamlar. Alevilik kuru ibadeti yeterli görmez, Hak ile halk olur, Hak nuru ile hemhal olur. Yaradanını Yemen çöllerinde, ya da bilmem nerelerde aramaz, oralarda arasa da bulamaz.
Şah damarından daha yakın yerde, yani yürekte bulur da aşk sarhoşu olur da döner de döner. Pervaneler gibi bu kor ateşte yanar da yanar…
“Arabi, Farisi bilmez, dile minnet eylemez, Rızkını veren Hüda’dır, kuluna minnet eylemez. Zalimin talim ettiği yolda yürümez”
Tarih sahnesine Sufi dervişler ile Rum Erenleri ile çıkan, uhdesinde Ebul Vefa El Horasani, Baba İlyas ve Babaileri, Şah Hatayii, Mevleviliği, Bektaşiliği barındıran, merkezi ana akım ya da Ortadoks müteşerri din dayatmalarına direnen ve Arabi yaşam tarzına yüksek sesle itiraz eden tarikat örgütlenmeleri, zaman içerisinde derin devlet operasyonlarına maruz kalmış, dağıtılıp tanınmaz hale getirilmiş ve bugünki hallerini alarak gerici kurumlara dönüşmüştür.
Alevi inanç öğretisi, bir çok halk akide, itikat ve Sufi gelenekleri kendi kültür havuzunda harmanlamış, varlık nedenlerine uygun hale getirerek başkalaşmasının önüne geçmiştir. Ondandır ki tarikat değil, bin yıllık birikim, dervişane sufilik, güzel ahlak ve batıni özdür. Moğol istilasına uğramış halkımızın, toprağımızın başı dik, kaderi kötü, umudu diri manevi silahı, dayanışma, kucaklaşma dili, direnci olmuştur Alevilik…
Büyük dedesini ve üç büyük amcasını, hayalperest, kuru milliyetçi Evren Paşa’nın saldığı Sarıkamış dağlarında şehit vermiş bir Alevi yurtsever olarak demem o ki , sayın Özdağ, bu halkın kadim inanç değerleri ve diyeti ödenmiş birikimine, sen sen ola bir daha sataşma, kasaba siyasetini bahane edip de bir daha dalaşma!
Tıpkı cami, mescit, kilise, havra, sinagog gibi Cemevi de bir ibadethanedir. Nokta!
Bu lakırdı senin boyunu aşar, tarihi Ebusuud Efendinden İdris i Bitlisi’den okur isen böyle, aklın, ahlakın, izanın şaşar mı şaşar!