Bartın da ölen işçileri iktidar, Diyanetin başıyla beraber şehit ilan ettiler. Şehit din için savaşan savaşçılara denilirdi, bu ölen maden işçileri geçim savaşı veriyorlardı. Olayın üstünü kapatmanın en iyi tarafı dinsel bir kılıf bulmaktı ve bulundu.
Her üzücü ve acı ölümlerden sonra, devlet büyükleri ve konunun asıl muhatapları, sonuna kadar araştırılacak ve sorumlular cezalandırılacak sözü verilir. İktidarların en iyi yaptığı iş, olaydan sonra bütün Bakan, Başbakan ve Cumhurbaşkanıyla olay yerine gelip, ölenlerin cenazelerinde dini laflarla, dualarla ve sonunda el Fatiha çekip gitmeleri.
Bartın da ölen işçileri iktidar, Diyanetin başıyla beraber şehit ilan ettiler. Şehit din için savaşan savaşçılara denilirdi, bu ölen maden işçileri geçim savaşı veriyorlardı. Olayın üstünü kapatmanın en iyi tarafı dinsel bir kılıf bulmaktı ve bulundu.
21 yüzyılda teknoloji ve bilim öyle gelişmiş ki, madenlerde ki gaz kaçakları, olumsuz bütün sonuçlar geliştirilen makinelerce yüzde yüz bilinip önlenebilmekte. Kılıçtaroğlu bu yüzyılda maden kazalarında, neden dünyada sadece bizim ülkemizde toplu ölümler oluyor diye haklı olarak feryat ediyor. Hükümet muhalefetin ve o konuda ki uzmanların eleştirilerini, yandaş medyayla tatlı, süslü ve yanıltıcı açıklamalarla hemen işlevsiz hale getiriyor. Bu konuda çok becerikli ve yaratıcılar.
Sekiz yıl önce Somada 301 işçimiz ölmüştü ama onlar nedense şehit ilan edilmemişti, iktidarın nasılda o zaman aklına gelmedi, eyvah ki eyvah. Soma, Tren kazası ve başka ihmalden olan ölümler için verilen sözler ‘’suçlular bulunup en ağır şekliyle cezalandırılacak’’. Bu sözlerin hepsini biz 20 yıldır hep şöyle gördük. Ölümlerde ihmali olan devlet, özel ve iktidar sahipleri, devletin olmayan hukuk sistemiyle hiçbir ceza almadan aklanıp, tertemiz ortaya çıkarılmalarıdır.
SOMA, ZONGULDAK ve TREN kazalarında işçilerin ve kaza zedelerin gönüllü Avukatlığını yapan hukuk insanları, Selçuk Kozanoğlu ve avukat Can Atalay iktidar eliyle ikisi de bu gün cezaevindeler. Her kazadan sonra mecliste CHP, İYİ PARTİ ve HDP tarafından soruşturma önergesi ve komisyon kurma teklifine AKP Ve MHP
milletvekilleri tarafından oy çoğunluğuyla reddedilir.
20 yıldır Roboski, kazalar, faili meçhullerden hiçbir sonuç çıkmadı. Urfa da AKP milletvekilinin kardeşleri tarafından öldürülen baba ve oğlun dört yıldır ki mahkemeleri olmadı. İktidarın vurgun, soygun, ihaleye fesat, rüşvet iddialarının bir teki bile, bir Cumhuriyet savcısı tarafından dava açılamadı. Bir zamanların AKP iktidarının en sağlam adamı Sedat Pekerin yüzde yüz kesin ve doğru olan hiçbir iddiası, yandaş medya tarafından hiç duyulmadı. Sayıştay raporu gerçek dışı kabul edilip, Mecliste ki çoğunlukla hiçbir doğru ve gerçeğin açığa çıkarılmasına izin verilmiyor.
Son sansür yasası [ Dezenformasyon] 2023 seçimlerine yönelik kazanılan iktidarın en büyük kozu ve dayanağı olacak. Büyük bir korku iklimi yaratılıp, iktidarın hiçbir eksiği, yanlışı ve hukuksuzluğu hiç kimse tarafından dillendirilemeyecek. Kim ki iktidarın tersine bir laf ederse, hemen içeri atılıp sonra yargılanmaya başlanacak. AKP 2023 seçimlerinde küme düşeceğini çok iyi bildiğinden, seçim sonuçlarını ‘’ Atı alan Üsküdar’ı geçti’’ diyerek son noktayı koyacak. Hiçbir Gazeteci, Televizyon kanalı gerçeği söyleyemeyecek. Bu yasa iktidarın son şansı ve tutunacağı tek dal, onun için ona sımsıkı sarılıyor.
Osmanlıdan bu güne, yalan ve iftiralarla gerçeklerin üzerini örtenleri halk iyi biliyor ama yönetenlerin gücü galip geliyor. Dinen iktidara kara sevdalı ve liderin her dediğini ayet bilip âmin diyen yüzde otuz seçmenin yanında bizde yanıyoruz. Sorgulamayan bir toplumdan ahlak, adalet ve iyi şeyler beklemek biraz aptallık olsa da biz umudumuzu yine yitirmiyoruz.