Kadim Degerlere saldırı

Türkiye hayati bir seçime hazırlanırken ve sayın Kılıçdaroğlu’nun olası adaylığına pek muhakkak nazarla bakılırken, bazan meczup varsayılan 3. kişiler, bazan Diyanet İşlerinden bir muhterem, bazan da bilmem hangi caminin imamı üzerinden Alevi inanç çevrelerine, kadim değerlerine bir saldırı, terazisiz bir beyan, ya da tahrik edici, küçük düşürücü bir fetva orta yere çıkıvermekte. 

Haliyle de Alevi kişi ve kurumlardan birbirini izleyen tepki açıklamaları. 

Kişisel kanaatim, bu ve benzeri vakalar, kimi toplum kesimindeki kadim Alevi alerjisini açığa çıkarmak, Alevi inancını kriminalize etmek ve adli olaylarla çağrıştırmak, ilkel mezhebi reaksiyonları güncelleyip, seçime kadar diri tutmak amacına matuftur. 

Elbette ki, münhasır, münferit saldırılar da olasılık dahilindedir.

Ancak, derin devlet aklını miras almış muktedirler, sayın Kılıçdaroğlu’nu, inanç aidiyetiyle  tartışmaya açmak, medeni,  modern ve demokratik değerler yerine mezhebi dar alana hapsetmek saiki ile hareket edebilirler.

Bu şekli ile de, özelde, AKP’den ve MHP’den kaçmış kararsız seçmende, genelde tüm geniş kitlelerin  ilkel, hoyrat düşünce ve kanaatleri yeniden muhasebe etmesi amaçlanmış olabilir.

Kaldı ki günün sonunda; İyileşmek zorundayız elbet’te. Alevisi, Sünnisi, Türk’ü ve Kürt’ü ile, sağcısı, solcusu ile iyileşmek zorundayız. Yüz yıllık, bin yıllık sorunlar bugün çocuklarımıza da yetişmiş ise, iyileşmek zorundayız.

Birbirimizi anlamak, başkalaştırmadan, ötekileştirmeden, empati kurarak, vicdanımızı eğiterek, daha da insanileştirerek, anlamak zorundayız. Bırakın deli, hoyrat dalgalar duvarları yalasın dursun. Bırakın karanlık dehlizlerde kapkaranlık entrikalar, aşağılık planlar yapılsın dursun. Ama bizi onurlu bir ulus, kaynaşmış bir halk olmaktan alıkoyamasın….

Yunusun, Mevlana’nın, Pir Sultan’nın, Ergenokan’dan çıkıp yurt arayanların, zalim Dehak’ın saltanatını yıkan Demirci Kava’nın yolundan ayırmasın…