99 YILDIR AÇIK OLAN HALK KAPISI, ŞİMDİ OLMUŞ KALE KAPISI

Sevgili Okurlarım.!

Şimdi sizlere mevcut iktidarın yapısından biraz olsun söz edelim. İktidar zaten yirmi yılda yaptıklarının hesabını veremez halde olduğu için bocalanma dönemini yalanlarla ,oyalama taktikleri uygulayarak geçiştirmeye bakıyor. Ama şansıda rast gidiyor. Bakın bu ülkede Faşist düzenin zorbalarına karşı bir çok sanatçı ŞİİR, BESTE ve Sözler yazdıkları için bu sanatçılar yargılandı yasaklandı ve kasetleri toplatıldı.

 Bu sanatcılar zaman zaman öyle bir hale geldiler’ki ekmek bulamaz duruma dahi düşebildiler. Ancak dik duruşlarından asla

taviz vermediler. Yazdıkları bestelerin arkasında durdular…

Bazı sanatcılar canlarıyla ağır bedeller dahi ödediler. Bunları kimse bu kadar gündeme taşımadı. Bu toplum yapısı bu kadar çok balık hafızalımıdır’ki olanları çabuk unutsunlar. Anlamakta zorlanıyorum…

2019 İstanbul seçimlerinde, gelecegini hesaplıyarak hafif bir dayanışma desteği vermeye çalışan bazı sanatcılara, mevcut iktidar tarafından höööt ne yapıyorsun diyerek sindirilebiliyor. Bu sanatçı otuz dört ay sonra kafasını çıkartıyor “GEÇ ÇEK” deyince, ne geççek diye soruyorlar. Korana vüris için Geççek diye besteledim diyebiliyor. Millet’te bu her tarafı oynayan sermayeci adamdan medet umuyor… Haydaaaa buyuur burdan yakın ! Neyse bu konuyu geçmiş sanatçıların çektiklerini ızdırap ve duruşlarını unutmamak için hatırlatmak istedim.

Şimdi Halk kapısına bakalım’ki bize olsun Hak kapısı. Hep yurtiçi ve yurtdışı örgütlerinden konuşuyoruz  Bu sorun giderilmedikce’de konuşacağız ve arkasınıda bırakmıyacağız…

Çünkü haklı olduktan sonra mücadele esastır haktır. Yurt içinden veya yurtdışından sivil toplum kuruluşları Akademisiyenler , iş insanları vede parti emekçileri Sayın Genelbaşkan Kemal Kılıçdaroğlu ile görüşmek için Milletvekileri veya Genelbaşkan yardımcıları aracılığıyla Randevu talep ediyorlar.

Peki sonuç Özel kalemlere İletiliyor onlarda örgütlerden sorumlu kişileri arıyorlar soruyorlar böyle bir talep var onlarda aman ha sakın ha randevu verme Genelbaşkanında haberi olmasın diyebiliyorlar.

Dönüyorlar randevu talebinde bulunanlara Genelbaşkan görüşmek istemiyor. Örgütlerden sorumlu kişiyle görüşsünler. İyide örgütle ilgili olduğunu nerden çıkardınız. Belki destek amaçlı Genelbaşkanla görüşmek istiyorlar. Tabi eger herkesle görüşen Genelbaşkan gerçekten bu Almanyadan ve türkiyeden görüşmek isteyen iş insanlarıyla görüşmek istemiyorsa, işte o daha’da vahimdir. Tabi’ki bu konuda o zaman gerçekleri her yerde anlatmak dile getirmek kaçınılmaz olacaktır.

Yok etrafını sur duvarlarıyla örmüş olan bu özel kalemler ve örgütlerden ve yerel yönetimlerden sorumlu kişilerin oyunu ise, hiç merak edilmesin o zaman onların bu oyunları uzun sürmez diyoruz.

Sizin o saltanatınızın sonuda gelecek bu halk sizin  bu yaptıklarınızın karşılığını verecek, çünkü bende bu haklı temellerin arkasını bırakmıyacağım diyor ve bu haftaki yazımı PİR SULTAN ABDALIN bir dörtlüğüyle kapatayım.

Hızır paşa bizi berdar etmeden. Açılın kapılar Şah’a gidelim. Siyaset günleri gelip çatmadan. Açılın kapılar Şah’a gidelim.

Bunda bilmeyeni bildirirler mi? Eli bağlı namaz kıldırırlar mı? Yoksa ŞAH diyeni öldürürlermi? Açılın kapılar Şah’a gidelim.

Pir sultan abdal’ım güzel Şah canım. Ağlamaktır benim demim devranım. Arşta melek yerde çeşm-i efganım. Açılın kapılar ŞAH’A gidelim…

Haftaya tekrar ilkgunhaber.com’da ve İLKGÜN Gazetesinde görüşmek dileğiyle hoşca ve dostca kalın.