Neymiş efendim! Tasarruf Genelgesi…

Cumhurbaşkanlığı Tasarruf genelgesi kapsamında kamu kurum kuruluşlarında, yerel basına destek amacıyla ilan vermek yasakmış…

Eeee ne olacak şimdi? Bu genelgeyi fırsata çevirenlere peki ne diyelim…

Zaten zar zor kendi yağıyla ayakta durmaya çalışan yerel basın üzerinden bir darbede,gazeteciye bu genelge ile vurulmak isteniyor.

Nedenmi?

Her geçen gün ardı ardına gerçekleşen zamlar nedeniyle, gazete gider maliyetleri çığ gibi artıyor. Yerel basın zor durumda, yayınlanan bu genelge bahanesi ile ne yapılmak isteniyor, gerçekten anlamış değilim…

Tasarruf yapılacak o kadar alanlar var’ken neden yerel basın hedef seçilerek bu karar alınmıştır. Bunun taktirini’de kamuoyunun vijdanına bırakıyorum.

Yerel belediyeler ve nice kurumlarda emek vermeden, gününü gün ederek haksız kazanç sağlayan,nice kartçılar, köçekler ve fırıldakların cirit atmış olduğu ortamı görmezden gelenler,yayınlanan bu genelge üzerinden fırsatı ganimete çevirme çabaları, sizce ne derece doğrudur.Bunun taktirini’de yine kamuoyunun vicdanına bırakıyoruz…

Bu arada var olan bir gerçeği’de açıklamadan edemiyeceğim. Sözüm ona bazı yerel belediye’de basın müdürü olarak görev yaptığını sanan kişinin, takındığı tavır ve tutumları ise işin cabası.

Nedir kardeşim havanız kime? Siz kimsiniz yahu…

Telefonları açmamak veya telefonlara cevap vermemek neyin nesi. Adamın tepesini attırmayın. Sabrın da bir sınırı vardır. Madem o görevi yapıyor ve başkan’la basın sorumlusu arasında bir köprü olma görevini üstlenmişin. Makamına yakışır şekilde davranmak daha iyi olacağını hatırlatırım….

Gelin birazcık’ta yapılan tasarruf’un sırrına erişelim!

Yerel basına ilan vermek yasak, ancak binlerce pankartlar, flamalar ve afişler yaparak, alanlarda çevre kirliliği yaratmak serbest.

Yandaş kişilere el altındandan her türlü imkanları sunmak serbest…

Bir iki üç yetmiyor. Onlarca yer üzerinden yönetim kurumlarına girmek veya buralar üzerinden maaşlar almak, haksız kazanç sağlamak serbest. Allah islah eylesin, ben ne diyeyim…

Ülkemizde zaman zaman, bazı kişiler yarattıkları belirli gündemler çerçevesinde vatandaştan helallik alarak aklandıklarını sanırlar. Ancak bu alışkanlıklar bir türlü bunların yakasını bırakmadığına bazen şahit olabiliyoruz…Helallik almak,arınmak elbette güzel bir şey…

Ancak hemi helallik alacaksın, hemi kalkıp ardından haksızlıklara fırsat vereceksin veya göz yumacaksın. İşte bu yanlış. Tabi’ki bu yanlışlardan dolayı’da Hak’kında elbet yeri zamanı geldiğinde, elbet size bir çift söz söyleyeceği gün gelir. Kul hakkı ve vatandaşlık hakkı, çok önemli kavramlardır. Önemli olan bu kavramlara sahip çıkabilmektir.

Haksızlığa bilinçli olarak göz yummak, haksızlığı yapan kadar en az göz yuman’da suçludur. Ne diyor güzel şahım. Kalsın benim davam divana kalsın. Haklı haksız, hak divanı kurulduğunda belli olur…

Şahsen bir Türkiye Cumhuriyeti Vatandaşı olarak, ülkem adına bir vatandaş olarak, maddi manevi hiç bir fedakarlıktan kaçmadan bu güne kadar, vatandaşlık asli görevlerimizi yerine getirmeye çalıştım.

Mesleğimiz gereği, Vatandaşın her türlü haber alma özgürlüğü adına, tüm sıkıntılara rağmen, kendi yağımızla kavrularak, elimizden gelen her türlü fedakarlığı göstermenin gayreti içerisinde olduk.

Ancak gelin görün’kü bu gazetecilik görevinin olmaması adına, her türlü zulmü meslektaşlarıma reva görmeyi marifet sayanları İLKGÜN Gazetesi Adına Yusuf KAHRAMAN olarak kınıyorum.

Ne yaparsanız yapın, önümüze hangi engelleri çıkartırsanız çıkartın. Mesleği ilke edinmemiz nedeniyle, gerçekleri yazmaya ve yolumuza devam edeceğimizi asla unutmayınız. Buda böyle bilinsin…

Selam olsun ülkemin güzel insanlarına. Selam olsun emeğiyle, yüreğiyle, ülkesi için çaba sarfedenlere selam olsun…