Siyaset öyle bir hal aldı’ki deyme keyfine gitsin. Kişi parti değiştirilebilir, kişi partisinden’de istifa edebilir.Buna kimsenin bir şey demeye hakkı olamaz. İnsan süreç içerisinde bazen değişebilir.Fikir ve düşüncesi’de başkalaşabilir. İdeolojik olarak’ta değişebilir.Bambaşka pencereden’de dünyaya bakabilir. Ancak partiler kurumlar kutsal, liderler mukaddes varlıklar değildir. Ama gelin görün’ki sizin, hiç birinizin partiden istifa eder’ken böylesi bir haklı, makul ve makbul gerekçesi […]
Siyaset öyle bir hal aldı’ki deyme keyfine gitsin. Kişi parti değiştirilebilir, kişi partisinden’de istifa edebilir.Buna kimsenin bir şey demeye hakkı olamaz. İnsan süreç içerisinde bazen değişebilir.Fikir ve düşüncesi’de başkalaşabilir. İdeolojik olarak’ta değişebilir.Bambaşka pencereden’de dünyaya bakabilir.
Ancak partiler kurumlar kutsal, liderler mukaddes varlıklar değildir. Ama gelin görün’ki sizin, hiç birinizin partiden istifa eder’ken böylesi bir haklı, makul ve makbul gerekçesi var mı Allah aşkına? Bireysel ya da grupsal yararlarınızı, kamusal menfaatler gibi göstermeniz anlaşılır gibi değildir.
Kiminiz cumhurbaşkanı adaylığını kazanılmış bir hak gibi görme pervasızlıgında, kiminiz aday olduğunuz makama seçilememe hazımsızlığında, kiminiz kendini bilemeyecek kadar özgüven fütursuzlugunda, kiminiz’de en arkadan gelipte, en önde fotoğraf çekilme arsızlığında…
Tüm bunları sayar’ken daha’da neler neler var, bunun gerisinde. Şimdi diyiverin gayrı, haydi bakalım, asalet saygınlık bunun neresinde?