Siyasiler ve diyanetin Alevilerle alıp veremediği nedir? Alevi toplumu üzerinde oyun kurmaktan vazgeçin artık. Her seçim arenası siyasiler tarafından değişik vaatlerle oyalanan alevi toplumuna bakış açışı ne zaman değişecek? Nedir bu Alevilerden alıp veremediğiniz…. Seçimler geldimi Aleviler hep hatırlanır,seçim geçtikten sonra verilen sözler ve her şey havada kalıyor. İktidarlar gelip geçicidir. Ancak,bu ülkede ne yazık’ki Alevilere bakış açısı […]
Siyasiler ve diyanetin Alevilerle alıp veremediği nedir?
Alevi toplumu üzerinde oyun kurmaktan vazgeçin artık. Her seçim arenası siyasiler tarafından değişik vaatlerle oyalanan alevi toplumuna bakış açışı ne zaman değişecek? Nedir bu Alevilerden alıp veremediğiniz….
Seçimler geldimi Aleviler hep hatırlanır,seçim geçtikten sonra verilen sözler ve her şey havada kalıyor. İktidarlar gelip geçicidir. Ancak,bu ülkede ne yazık’ki Alevilere bakış açısı sabit kalıyor. Alevilerin istem ve talepleri göz ardı ediliyor.
Gerçekten laik damokratik bir yönetim anlayışında, devlet insanların inaçlarına karışmaz,her kesime eşit mesafede olmak zorundadır. Toplumsal konularda devlet adil olmak zorundadır. Devlet vatandaşları arasında ayrım yaptığı an, sorunların yaşanmasına davetiye çıkarmak değil’de nedir peki….
Cem evlerinin yasal statüye kavuşma sorunu hala güncelliğini korumaya devam ediyor.
Aleviler bu ülkede ikinci sınıf vatandaş değildir. Aleviler bu ülkenin kurucu temel taşıdır. Onları ve ibadet haneleri olan Cem evlerini yok saymak iki yüzlülüğün ta kendisidir. Ülkemizde birlik ve beraberlikten bahsedilmeye çalışılıyorsa, yönetenler asimile politikalarından derhal vazgeçmeli ve inançlardan elini çekmelidir.
Eşit yurtaşlık hakkı tekrar gözden geçirilmelidir. İnsanların inançlarıyla uğraşılmamalıdır.
Bundan bir süre önce, 2014 yılında Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi tarafından karara bağlanan davada, Yenibosna Cemevi’nin bir ibadethane olduğu sonucuna varmıştı. Kararda, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin ayrımcılığa ilişkin 14. maddesi ile din ve vicdan özgürlüğüne ilişkin 9. maddesinin ihlal edildiğine oy birliğiyle karar verilmişti.
Türkiye’nin iç hukuk mekanizmasında buna benzer kararlar olmasına rağmen ne hikmetse bir türlü cemevleri hala yasal olarak iktidar ve diyanet tarafından kabul edilmek istenmiyor.
Yargıtay, Mayıs 2015’te elektrik faturalarını ödemediği gerekçesiyle Cem Vakfı hakkında başlatılan icranın devamına karar veren yerel mahkeme kararını bozmuş ve cemevlerinin ibadethane olduğuna hükmetmişti.
Tüm bunlara rağmen iktidar ve diyanetin Alevilere bakış açısı kabul edilir bir durum değildir. Ülkede bilinçli olarak toplumlar karşı karşıya getirilmek isteniyor. Bu tutum ve davranışlar, ülke’de yaşan bu toplumu germek ve hiçe saymaktan başka bir işe yaramıyor.
Cem evlerini ibadethane olarak tanımak, adil olabilmenin ve hak hukukun bir gerekliliğidir.
Anayasa’nın eşitlik ilkesi kapsamında değerlendirildiğinde cem evlerinin kamusal hizmetlerden faydalanması, camilerin, havraların ya da kiliselerin faydalandığı oranda faydalanması gerekmezmi? Peki Aleviler bu oranda faydalanabiliyorlarmı?
Örneğin bir belediyenin cem evlerine su, elektrik, doğalgaz gibi hizmetleri sağladığı durumda, Sayıştay denetimine takılabiliyor ve bu hizmetleri hangi yasaya dayanarak sağladığı sorulabiliyor,bu tutum istenmeyen bir durum değilde nedir….
İktidarın yasa yapıcıları cem evlerinin, Alevilerin ibadethanesi olduğu gerçeğini bir an önce kabullenmesi gerekir. Aksi birlik ve beraberlikten söz edilemez.
Karanlık düşünce,safsata tutum ve davranışlardan vazgeçmelidir.
“Cemevi ibadethane değil, cümbüş evidir” gibi akla mantığa sığmayan anlayış ve düşüncelerinden bir an önce vazgeçilmelidir. Cem evlerinin, Alevilerin ibadethaneleri olduğu gerçeğinin kabüllenilmesinin zamanının gelip geçtiğini,toplum birlikteliğinin sağlanması için mutlaka Anayasal çözüm yolu aranmalıdır. Bu görevin tüm sorumluluk sahibi olanlara düştügünü belirtiyorum.