Bu dünya kimin dünyası diye bir soru sorar isek, ne cevap alırız. Bu dünya insanların, ya da insanlığın dünyası, insanlık için yaratılmış cevabı üstün gelir diye düşünüyorum. Dünyadaki her şey insan içindir, insanın doğayla, mücadelesi ya da savaşı. İnsanlığın doğadaki maceraları, insanın yarattığı kültürler vs diye sırasıyla, insanlık dizeleri sıralanır. Evet, sadece insan, insanlık, insanoğlu, […]
Bu dünya kimin dünyası diye bir soru sorar isek, ne cevap alırız. Bu dünya insanların, ya da insanlığın dünyası, insanlık için yaratılmış cevabı üstün gelir diye düşünüyorum.
Dünyadaki her şey insan içindir, insanın doğayla, mücadelesi ya da savaşı. İnsanlığın doğadaki maceraları, insanın yarattığı kültürler vs diye sırasıyla, insanlık dizeleri sıralanır. Evet, sadece insan, insanlık, insanoğlu, bu dünyada insandan başka bir varlığın adı hiç anılmaz.
Bugün bu dünyanın tümü, toprakları, denizleri, madenleri, havası, suyu her şeyi insanoğlunun hâkimiyetine girmiş durumda. Hiçbir başka canlının insanların hakkı olduğu kadar, binde birini hak iddia edecek bir hak sahibi değiller ve yok sayılıyorlar.
İnsanoğlu bu dünyanın sahibi olmuş ama bu dünyaya yaptığı kötülüklerin hiçbirini başka hiçbir canlı yapmamış. Neredeyse bu dünyanın sonunu getirmek üzere, dünya yeniden bir bin- bang diye patlarsa hiç şaşmamak gerek. Toprağı, havayı zehirlenmiş, denizleri, suları kirletilmiş, dünya insanoğlunun yüzünden yanmak üzere. İklim krizleri, küresel ısınma, radyasyon, say sayabildiğin kadar.
Esas doğanın, toprağın bu dünyanın sahibi değilse de ortakları olan diğer canlılar,artık kendilerine yaşam alanları bulamıyorlar. Maymunlar isyan etmiş durumda, Ayılar böğürüyor,insanlığın ızdırabından hepside dertli. Dünya üzerindeki binlerce canlı türü yok olmuş ve yok olmaya aday türler sıraya girmiş. Albert Einstein arılar yok olursa, insanoğlunun yaşam süresi bir yıl zor sürer demiş.
Bütün bitkileri, ağaçları vs dölleyen arılar, olmaz ise, bütün bitkiler kısır kalır ve açlık başlar diyor. Bütün bunları bu dünyanın sahibi, insanlar bilip söylüyor ama sermaye takmıyor, demek ki bu dünyanın esas sahibi sermaye.
Bu dünyanın sahibi devletler övünüyorlar ya, büyüyen ekonomi, işte bu yıl yüzde falan kadar büyüdük, bütçe fazla verdi, bravo. Bütün devletlerin derdi, ekonomilerini büyütmek, başka dert yok.
Büyümek ne demek, yeni fabrikalar, üretim yerleri, iş alanları açmak. Peki, ne olacak böyle büyüyerek, bütün toprakları, sanayi ve fabrikalarla dolduracaklar. Geriye bütün canlıların nefes alacak, yaşam alanları kalmayacak. Nüfus büyüyor, sanayi büyüyor, ekonomi büyüyor ama bu büyüme canlıların yok olması pahasına.
Hani bir şarkı vardır ya. Büyüde baban sana, büyüyüp de on yedine, geldiğine baban sana,idamlar alacak diye. Ekonomi büyüdükçe, yaşam küçülecek, insanlık güdükleşecek, ahlak yok olacak,vicdan ve merhamet ortadan kalkacak. Ne olacak ortalıkta, Fabrikalar, Bankalar, Gökdelenler çarpık çurpuk ucube şeyler kalacak.
Kızılderililer ne güzel demiş, beyaz adam bir gün paranın yenmediğini öğrenecek ama geriye dönüşü olmayacak. Biz bu dünyayı atalarımızdan değil, çocuklarımızdan ödünç aldık, onların geleceğini düşünecek şekilde, geri onlara verelim der. Sürdürülebilir bir yaşamı ve dünyayı yeniden yaratmaz isek, geleceğimizin düşmanları biz olmuş oluruz.