Kanlı Maraş katliamının yapıldığı, aydır Aralık ayı. Her yıl, her gün, her saniye de olsa, biz bu kanlı Maraş katliamını, hiç unutmayacağız. Peki, neden böyle büyük çaplı bir katliam özenle planlanıp yapılmıştı? Sivas, Çorum derken ülkenin her yanı yangın yerine dönmüştü. Bu gün bile bu olayların neden yapıldığı, kimler tarafından tezgâhlandığı, tartışma konusu. Esas suçlu […]
Kanlı Maraş katliamının yapıldığı, aydır Aralık ayı. Her yıl, her gün, her saniye de olsa, biz bu kanlı Maraş katliamını, hiç unutmayacağız. Peki, neden böyle büyük çaplı bir katliam özenle planlanıp yapılmıştı?
Sivas, Çorum derken ülkenin her yanı yangın yerine dönmüştü. Bu gün bile bu olayların neden yapıldığı, kimler tarafından tezgâhlandığı, tartışma konusu. Esas suçlu ve suçlular halen bulunamadı, olayda yakalananlar, öldürdükleri Alevileri suçladılar. Katiller aklanıp Milletvekili ve devletin değerlileri oldular. Anadolu’da yüzyıllardır böyle kitlesel katliamlarda her zaman, ölen ve öldürülen masum insanlar suçlu ilan edildi. Her yüzyıl hatta on yılda bir Osmanlıdan bu yana, Aleviler katledildi, suçlu Aleviler oldu.
Seksen öncesinde, Sol dalga bütün ülkenin her yerinde, çok güçlü ve hızlı esmeye başlamıştı.Yetmişlerde 68 kuşağının etkisiyle, kısa sürede Solun, yükselişi devletin bütün çabalarına karşın önlenemez bir şekilde yükseliyordu.
Ortaokuldan Liseye, Üniversitelerden, Fabrikalara, kırsalda,köyler, tarlalarda çalışan ırgatlara kadar, sol varlığını artırıyordu. DİSK ülkenin bütün fabrikalarında,hızla örgütleniyor, sermaye bundan ürküyor ve müthiş korkuyordu. Dünyanın başka ülkelerinde de, özellikle,Latin Amerika’da,Asya da,Sosyalizm mücadelesi,önlenemez yükselişte idi.
Solun ve işçi sınıfının, demokrasi ve hak alma mücadelesinin gelişmesini engellemek için.Ülkede sağ,sol kavgasıyla, önlenemez bir anarşiyi peydahladılar. Kardeş kardeşi vuruyor, halkın kendi canından endişe ettiği ve sokağa çıkamadığı bir karmaşayla. Artık halkın bir kurtarıcı aradığı, bu terör ortamından bizi çıkarsında ne olursa olsun dediği. On iki Eylül gibi askeri bir diktatörlüğe, halkı razı eden bir psikolojiye sokarak. Bütün demokratik hakların kaldırıldığı, solun tamamen ezildiği, Meclisin fes edilip, Sendikaların kapatıldığı, güllük, gülistanlık bir düzeni getirmek için, Maraş katliamı yapıldı.
Amerika Ankara büyükelçisi, olaydan çok önceleri, Maraş a gelip, zengin ve önemli esnaflarıyla toplantılar yaptılar. Maraş sermaye guruplarına, Alevilerin zenginleşip, bir gün bütün işlerin liderliğini ele alacaklarını. Maraş a hâkim olup, Sünnileri iş dünyasından, silip süpüreceklerini söylüyorlardı. Bu korkuyu, bütün Maraş’taki, kalburüstü, varlıklı insanlara anlatıp. Alevilerin Maraştan silinmesiyle, Alevilerinde mal varlıklarının, Sünnilerin olacağını anlattılar. Seksen öncesi Devletin sivil milis gücü, Ülkücüler, katliamın yapımcılığını çoktan üstlenmişlerdi.
Emperyalizm dünya egemenliğini sürdürürken, elli, yüz yıl sonrasını düşünerek, ilerisi için, projeler hazırlar. Türküye de siyasi ve sosyal bir devrim, ya da bağımsızlıkçı ve özgürlükçü iktidarların gelmesinden korkuyordu. Demokrasiyi yerleştirip, halkın bütün ihtiyaçlarını, kendi bünyesinde üreten, uluslararası sermayeyi takmayan bir hükümetten daha da çok korkuyorlardı. Demokrasi geliştikçe, eğitim bilimselleştikçe, halkın her şeyi öğrenip, ülkenin güçlenip, kendi ayakları üstünde durması onları korkutuyordu. Bu ulus ötesi sermayenin, pazarını kaybetmesiydi ki buna tahammül edemezlerdi.
Ülkede her zaman Emperyalizmin güdümünde olan bir iktidarlar silsilesinin sıralanması için kanlı Maraş tertiplendi. Bilimden, laiklikten, Cumhuriyetin kazanımlarından uzak, din ve mezhepçi bir iktidarların Emperyalistlerin işine geliyordu. Mezhepçi ve ırkçı politikanın, iç ve dışta devamlı sorun yaratıp yanlışlarından, düştükleri zorluklardan, kurtulmak için. Her zaman egemen devletlerin kucağına itilip, Emperyalist ülkelere büyük ödünler vereceklerdi. Suriye iç savaşındaki yanlış politikaların sonucunda olduğu gibi. Bir Amerika, olmadı Rusya derken, sonuçta tam da bu gün ki bir iktidarın yaratılması için Kanlı Maraş katliamı yapıldı. Anlatılan senin hikayendir, bu böyle biline.