Kene, Bit, Pire başka canlıların vücudunda yaşayan ve yaşadığı canlının kanını emerek beslenen dış parazitlerdir. Başka bir hayvanın derisine ve en yumuşak yerine yapışıp defedilmez ise bir ömür boyu bedavadan yaşarlar. Doğada gözle pek görünmese de her yerde bu parazitler gözden uzak gizlice yaşarlar. Daha çok yeşil olan otlarda, çalılarda ve ağaçlarda olur ama bir […]
Kene, Bit, Pire başka canlıların vücudunda yaşayan ve yaşadığı canlının kanını emerek beslenen dış parazitlerdir. Başka bir hayvanın derisine ve en yumuşak yerine yapışıp defedilmez ise bir ömür boyu bedavadan yaşarlar.
Doğada gözle pek görünmese de her yerde bu parazitler gözden uzak gizlice yaşarlar. Daha çok yeşil olan otlarda, çalılarda ve ağaçlarda olur ama bir hayvan kokusu alsınlar hemen atlayıverirler üzerine. Bunlar doğada başka hayvan ve canlılar gibi avlanıp, yiyecek arayıp emek çekmeden hep başkasının sırtında onun kanını emerek yaşarlar.
Doğadaki Keneleri ve parazitleri Kuşlar, Keklikler ve Tavuklar yer bir tek onların beslenmesine yararlı olup başka hiçbir
canlıya yarar sağlamazlar. Avcılar sağ olsun Keklikleri, Kuşları uçan kaçan her şeyi vurarak Kenelerin çoğalmasına ve başka canlıların başına büyük belalar açmasına yardımcı oluyorlar. Parazitlerden kurtulmanın yolu temizlik, ilaçlama ve bu parazitleri yiyen başka canlıların yaşamını sağlayıp doğal dengeyi korumaktan geçer. Yoksa insanlara da yapışıp kanını emip Kırım Kango gibi bulaşıcı hastalık taşıyıp öldürebilirlerde.
Bu Keneler en çok insan emeğine konup onun üstüne çöken en büyük baş belalarıdır. Bir devletin içine girdimi seksen milyonun hatta tüyü bitmemiş yetimimde kanını somururlar. Bu kenelerle mücadele çok basit ve kolaydır ama bu Kenelerden fayda sağlayanlar Kenelerle mücadeleye hep karşıdırlar.
Savcı, Polis, İstihbarat istemediği bir ses duysun, bir koku alsın yıldırım hızıyla üşüşürler. Şimdi ülkeyi Keneler istila etmiş, lağımlardan pislikler fışkırıyor pis kokudan durulmuyor ama devlet erkânı hiç oralı bile değiller. Ülkede yeni yatırımlar, teknolojik ve çağın gelişimine uygun gelişmeyince üretim dışı mafya ve yasa dışı işler gelişiyor. Bugün ülkenin en tepesinden hükümetin her tarafından tutup her yanı sarmışlar. Birde dini sömüren asalak keneler var ki beterin beteridirler.
Dini sömüren keneler hiçbir üretimde yokturlar ama en lüks yatlar, katlar, Jeep ler ve ihtişamlı yaşam onlarındır.
Bize hiç inandırıcı gelmeyen bu din sömürücü keneler din, iman sarmalına yakalanmış saflar için Tanrının küçük kardeşleri gibi geliyor. Hep deriz ya emek en yüce değerdir diye, Marksın emeğin yabancılaşması dediği olay üretenin ürettiğini ihtiyacı olduğunda alamamasının tarifidir. Evleri yapan işçi bütün ömrü boyunca bir ev alamaz.
Otomobil, mobilya, beyaz eşya üreticisi ihtiyacı olduğunda ona öyle yabacılaşır ki sadece vitrinlerde seyreder ona sahip olacak bir gücü kendinde bulamaz. Aslında bu yeryüzündeki toprak, hava, su ve ateş bütün canlılara ömür boyu yaşam sunacak bir enerjiye sahip. Bu gök kubbenin altı bütün canlıların cümle canın ve cansızın evidir. Hepsine yetecek çok fazlasıyla her şey varken her canlıya yetecek derecede üleşilmediğinden biri yer biri bakar olur.
Kenelerle mücadeleyi hiç hafife almadan bütün hak sahipleri olarak topyekûn bir mücadeleye girmez isek. Çocuklarımızın rızkı, alın terimizin karşılığı, yaşama tutunacak dalımız kırılır. Yemyeşil ormanlarımız yakılıp keneler için lüks oteller, tatil yerleri yapılır. O otelleri yapan eller oralarda sefa süremez, o ormanları yakanlar ve yaktıranların eğlence yerleri olur. Herkes her canlı düşünen, konuşan insan kenelere ve bütün haşerelere karşı âmâsız, fakatsız bu kervana katılmalıdır. Artık suya, sabuna dokunup, içinden mırıldanmak yerine var gücüyle haykırıp, yeri, göğü yıkmak için narasını atması gerekir. Sessiz, pısırık, korkak, neme lazımcılık kenelerin çoğalıp nefes almamızın sonu demektir. Kısa çöp uzundan hakkın almalı bu dünya haramilere kalmamalı.