insanı seviyor ve benim kabem insan diyorum. Kişi dürüst, onurlu ve şeffaf ise hiç korkmaya gerek yoktur. Çünkü o bir İnsandır. İnsandan zarar gelmez… Zarar dindar görünümü altında her türlü haltı yiyerek, dini kendi çıkar ve menfaati için kullanandan gelir. Sahtekarlığın dindarı olmaz…
Yaşanılan süreçte önemli olan en büyük kavram, insan olabilmektir. Kişi insanlık onurunu yaşayıp, yaşatabiliyorsa ne mutlu o kişiye… İnsan olabilmek çok güzel bir şeydir.
İnsan olmadıktan sonra, kişi dindar olmuş veya dinsiz olmuşun ne farkeder. İnsanlığın gereğini yerine getirebiliyormuyuz? Zorda, darda olan bir kişiye imkanlarımız ölçüsünde yardım eli uzatarak, onun derdine, hiçbir karşılık beklemeden derman olmaya çalışıyorsak, insan olarak hakkın hoşnutluğunu kazanmış oluruz. Hani deler ya insanı yaşat’ki devlet yaşasın. İnsanın olmadığı yerde devlet olurmu?
İnsanı sevmeyen, devletini sevemez. Oysa devlet Anadır,Devlet babadır. Anne Baba evlatları arasında ayrım yaparmı? Ayrım yaparsa ikilik başlar. İkiliğin olduğu yerde, birlikten söz edilebilirmi? Elbette edilemez…
Ayrımcılığın her türlüsü çok kötü bir şeydir. İnsan olan ayrımcılık yapmaz. Hele hele kendi şahsi çıkar ve menfati için insanların inanç ve duygularını istismar ederek, Allah ile halkı kandırmaya çalışıyorsa bunun vebali hak katında çok büyük olacaktır. Bu tür insanlar belki bir an için umduklarına erişebilir ve mutlu görünebilirler. Yarın eğer inanıyorlarsa hak divanı kurulduğunda iş işten geçmiş olacaktır.
İnsan canlı bir Kitaptır. Önemli olan o kitabı severek okuyabilmektir. Sevgi hakkın içindedir. Hakkı uzakta aramaya gerek yok. Kişi kendini tanıdıktan sonra, Hak kişiyle beraberdir.
İşte bu nedenlerle ben insanı seviyor ve benim kabem insan diyorum. Kişi dürüst, onurlu ve şeffaf ise hiç korkmaya gerek yoktur. Çünkü o bir İnsandır. İnsandan zarar gelmez… Zarar dindar görünümü altında her türlü haltı yiyerek, dini kendi çıkar ve menfaati için kullanandan gelir. Sahtekarlığın dindarı olmaz…
Sakın yanlış anlaşılmasın. Benim meselem kutsal inancı, kendi şahsi çıkar ve menfaati için dini siyasete alet edenlerledir. Yoksa gerçekten inanan ve bu inancını, insani değerler ölçüsünde dürüst olarak yapanlara saygım sonsuzdur. Aksini düşünüyorsam hak hesap sorsun.
Gerçekten inanarak inancının gereğini yapan dindarları sevgi ve muhabbetle kutlarım. Ancak inanç yobazlarından mutlaka uzak durun, onlarla ilişkileri mesafeli tutmakta fayda vardır. Çünkü bu tipler, kendi çıkar ve menfaatleri için kılıktan kılığa giren din tüccarı mahlukatlardır. Bu tiplerden ne kadar uzak durursanız, hakka o kadar yakın olursunuz.
Karanlık düşüncenin esiri olan bu tiplerle, kesinlikle yol yürümek mümkün değildir. Her zaman hep egemen ve hükmetmek isterler. Aç gözlü, hırslı ve kıskanç olurlar. Allah doyursun gözlerini. Bu tiplerin gözleri hiç doymaz. Bu tür zübük ve fırıldaklardan uzak durmak gerekir.
Gizli kapaklı işleri çok severler ve sürekli başkalarının yaşamları üzerine hayaller kurup fırsatı kollayarak her zaman açık ararlar. Ancak kendi açıklarını kapatmak için ellerinden gelen her türlü yalan dolan ve takkiye yapmayı ihmal etmiyerek, utanmadan sıkılmadan din adına fetbalarla yalan söylemekten geri kalmazlar. İnanç ve din, onlar için bir araç ve ticaret mekanizmasıdır.
İşte tüm bu nedenlerle dini siyasete alet eden her kim varsa, bunlar hakkın düşmanıdır. Hak bu tür insanlardan, elbette eşimizi dostumuzu, tüm sevdiklerimizi ve bizi bunlardan uzak eylesin. Haydi bu günlük’te köşe yazımız bu kadar olsun. Dostca ve Sağlıkla kalın …