Son günlerde yaşanan döviz kurlarının olabildiğince yükselmesi ve ardı ardına her şeye gelen zamlar vatandaşı adeta bunaltacak bir hal aldı.Türk lirasının değeri dünya piyasasında her geçen gün düşmeye devam eder’ken, ülkeyi yönetenler bu gidişattan rahatsızlık duymuyorlarmı dersiniz… Pencerenin dışından bakıldığında görülen şu’ki, aslında onlarda farkındadır. Cumhur ittifakının her geçen gün eridiğini görmekte ve bu nedenle, […]
Son günlerde yaşanan döviz kurlarının olabildiğince yükselmesi ve ardı ardına her şeye gelen zamlar vatandaşı adeta bunaltacak bir hal aldı.Türk lirasının değeri dünya piyasasında her geçen gün düşmeye devam eder’ken, ülkeyi yönetenler bu gidişattan rahatsızlık duymuyorlarmı dersiniz…
Pencerenin dışından bakıldığında görülen şu’ki, aslında onlarda farkındadır. Cumhur ittifakının her geçen gün eridiğini görmekte ve bu nedenle, olası bir erken seçimin olmasına sıcak bakılmıyor. Çünkü Cumhur ittifakı her geçen gün oy kaybediyor. En güvenilir ve kendi yaptıkları anketlerde dahi bu tabloyu gördükleri için iktidarı kaybedeceklerinin farkındalar ve bu nedenle 2023 ten önce olası bir erken seçimin oluşmasına yanaşmadıkları görülüyor.
Vatandaşın en önemli gündem konularından biri ekonomik olarak sıkıntıya düşmeleri, ekonomideki gelişmeler ve döviz kurlarının artışlarıdır.İktidar bir an önce borç, faiz, zam, vergi ekonomisi yerine üretim, istihdam ve ihracat odaklı bir ekonomiye geçişi hızlandırmak zorundadır.
Türk lirasının değerinin korunması için öncelikli olarak üretim ve ihracatın artırılması gerekir. Ülkede hayvancılık, tarım bir an önce ayağa kaldırılmasının çareleri aranmalıdır. Dışa bağımlılıktan uzak kendi öz kaynaklarını kullanarak üretim artırılmalıdır. Çifci, üretici desteklenmelidir. Kalkınmanın yolu üretimden geçmektedir. Üretimi ihracatı olmayan bir toplum yapısı yıkılmaya mahkumdur. Her şeyin ithalata dayalı mantığı ülkeye çok zarar vermiş ve ülke insanlarını bir ekmeğe muhtaç eder hale getirmiştir.
Peki tüm bunlar ülkede yaşanır’ken gelin birazda mualefet cephesine bakalım. Ne dersiniz…
Bundan bir süre önce CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ve İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener’in yapmış oldukları görüşmede “Güçlü Millet İttifakı” vurgusu öne çıkmıştı.
Uzun süredir “güçlendirilmiş parlamenter sistem” üzerinde çalışma ve görüşmeler yapılıyor. Bu görüşmeler neticesinde, altı muhalefet partisinin tümünün “Millet İttifakı içinde yer alacağı” beklenir’ken, DEVA Partisi, Gelecek Partisi ve Mustafa Sarıgül’ün Türkiye Değişim Partisi’ninde Millet İttifakı’na katılmasına büyük olasılık görülüyor. Pekii tüm bunlar beklenir’ken, bunların dışında üçüncü bir ittifak yolununun açılma sanaryosu olurmu dersiniz?
Kamuoyunda üçüncü ittifağın olasılığından’da bahsediliyor. Peki bu ittifak içerisine hangi partilerin isimleri kendine yer bulabiliyor derseniz; İYİ Parti, BBP, Demokrat Parti, Saadet Partisi ve Gelecek Partisi’nden oluşan 3.bir İttifak sanaryoları kamuoyunda kısır’da olsa kendine yer bulabiliyor. Haydi Hayırlısı…