Susmayacağız ve halkın sesi olmaya devam edeceğiz!

Vatandaş avazının çıktığı kadar zor şartlar altında da olsa yetkililere sesini duyurmaya çalışıyor. Ancak bu sesi Gören, bilen, duyan varmı dersiniz. İşte orası pek bilinmez bir, muammaya dönüştüğü görülüyor. Zamların ardı arkası bitmiyor. İşcinin, çifcinin, emeklinin derdi bir görülebilse, zaten sorunlar kendiliğinden çözülecektir. Nasılmı? Eh bunun gerisini siz çözüverin gariiii…. Garibanın evinde ocağın tütmemesi veya tencerenin […]

Yayınlama: 02.10.2021
A+
A-

Vatandaş avazının çıktığı kadar zor şartlar altında da olsa yetkililere sesini duyurmaya çalışıyor. Ancak bu sesi Gören, bilen, duyan varmı dersiniz. İşte orası pek bilinmez bir, muammaya dönüştüğü görülüyor.

Zamların ardı arkası bitmiyor. İşcinin, çifcinin, emeklinin derdi bir görülebilse, zaten sorunlar kendiliğinden çözülecektir. Nasılmı? Eh bunun gerisini siz çözüverin gariiii….

Garibanın evinde ocağın tütmemesi veya tencerenin kaynamaması ne demek bilirmisiniz? Birilerine göre veya tuzu kuru olanlara göre, çok normal bir şey olarak görülebilir. Kendilerinin dünyaya bakış açısı güllük gülüstanlık olabilir. Ancak işin özü bu gördüğünüz gibi değildir.

Bir ocak tüpü olmuş 164 TL, sebze meyve dersen yanına yaklaşılmıyor. Bakliyat veya zaruri gıda ihtiyaçlarına ulaşmak dersen, cep boş olunca, zaten söylemeye gerek yok…

Kısacası; gariban sofrasında zaten bir parça ete hasret, ne yeyip ne içsin, nasıl giyebilsin bu şartlarda. Emekli vatandaş, zar zor bu şartlarda, evini geçindirmek için kıvranıp duruyor. Bir nezde olsun çözüm çare için,Emekli olduğu halde, geçinemeyip ek iş yapmak için iş arıyor. Bulsa dahi emekli olduğu için bir köleci anlayış mantığıyla çok cuzi para karşılığında çalışabiliyor. Onun hayatta yıpranması çektiği çile dolu bir yaşam, kimin umurunda…

Ülkede yaşanan enflasyon karşısında, alınan maaş eridi kaldı. Alınan emekli aylık maaşıyla, elektrik, su,doğal gaz veya ocakta yakmak için kullanacağı bir tüp almak için dahi zorlanan insanların var olduğunu biliyoruz. Bu insanlar bu maaşla nasıl geçinsinler. Yeter lütfen sesimize kulak verin diye feryat ediyorlar. Emekliye bir sorduk, bin ah işittik. Lütfen yazın belki sesimizi bir duyan olur diyerek, bizden ricada bulunuyorlar.

Gerçekleri yazsan bir türlü yazmasan bir türlü. Kim aykırı ve gerçekleri yazıyor ve eleştiriyor? Malum damga hazır… Haydi ayıkla pirincin taşını derler ya, işte bizim yaptığımızda bu hale düşmüş.

Varsın düşerse düşsün. Ne diyor üstat nazım: Ben yanmasam,sen yanmazsan, nasıl çıkar karanlıklar aydınlığa

O nedenle; İLKGÜN olarak nerede bir haksızlık ve mazlumiyet varsa onların sesi olmaya devam edeceğiz. Ne diyor yüce şahım: Haksızlık karşısında susan, bizden değildir der. Susmayacağız ve halkın sesi olmaya devam edeceğiz…

 

Bir Yorum Yazın

Ziyaretçi Yorumları - 0 Yorum

Henüz yorum yapılmamış.