Günümüz de gazetecilik, mualesef her geçen gün daha da ayaklar altına alınmaya devam ediyor. Oysa gazetecilik kutsal bir meslektir. Gazeteci; Haber ve bilgi kaynağına ulaşmak adına, araştıran sorgulayan ve edindiği bilgi ve sonuçlar ışığında, vicdanının sesini dinleyerek, tarafsız bir şekilde sentezledikten sonra, haberi okurlarına ulaştırmakla mükellef olan biridir. Şu an piyasada kendisine gazeteciyim diyerek dolaşan ve emeğe […]
Günümüz de gazetecilik, mualesef her geçen gün daha da ayaklar altına alınmaya devam ediyor.
Oysa gazetecilik kutsal bir meslektir. Gazeteci; Haber ve bilgi kaynağına ulaşmak adına, araştıran sorgulayan ve edindiği bilgi ve sonuçlar ışığında, vicdanının sesini dinleyerek, tarafsız bir şekilde sentezledikten sonra, haberi okurlarına ulaştırmakla mükellef olan biridir.
Şu an piyasada kendisine gazeteciyim diyerek dolaşan ve emeğe saygısı olmayan, bir çok kimseye raslamak mümkündür. Bazıları ise elinde bir cep telefonu ile ortalarda dolaşıp her hangi bir gazete kurumuna bağlı olmadan veya kendisine ait bir işyeri bulunmadan, maliye derdi yok, işci derdi yok, gider yok, nerede kallavi bir yemek veya lokma varsa, zübük her an orada hazır bulunarak, kendini boy göstermeye çalışır.
Eh arkadaş gazeteci ya… bu tür zübükler, kendini göstermesini çok iyi bilirler. Göstermelik bir kaç poz resim veya videoyu çekip, birde sosyal medya da yayınladımı? Değme keyfine artık…. bu tür zübükleri artık kim yerinde tutabilir. Gerçi suç onda değil, suç o tür insanlara itibar edenler de desek, inanın daha yeridir.
Gazetecilik bu kadar basite indirgenmemeli bence… Herkes yapabildiği işi yapmalıdır.Sorunun asıl temeli, bu konuda yasal denetimsizlik ve yetkili mercilerin sessiz kalmasıdır.
Gazetecilik mesleğinin bu duruma düşmesini ve gerçekten bu işi kendisine meslek edinenleri üzdüğünün farkında olabiliyormuyuz? Taktirini okuyucularıma bırakıyorum.
Bu meslekte tüm bunlar yaşanır ken, gelin biraz da haberlerin hazırlanma şekline bakalım…. Kurumlar, odalar ve partide ki siyasetçiler, kendilerine göre haber bülteni hazırlarlar. Bağlı oldukları alanlarda da tabii ki bunların birde basın danışmanları olur. Gerçi onlarda işin kolayını bulmuşlar…. Araştırma yok, irdeleme yok…Google amca sağolsun. Kopyala yapıştır. İşin içerisine, birde bağlı oldukları kişinin ağzından çıkacak iki cümleyi de haber bültenine ekledimi? Yetiyor ve artıyor. Ne diyorsunuz bu böylemi olmalı? Tabiki değil…
Eh bülten hazır olduğuna göre, şimdi yapması gereken tek iş, hazırlamış olduğu bu bültenleri gazete ve ajansların mail adreslerine göndermeye kalıyor…
Bu bültenleri alan gazete ve ajanslar, haberleri kendi okur ve abonelerine ulaştırmak adına, kopyala yapıştır mantığı ve el çabukluğu ile, gazetecilik görevini tamamlamış oluyorlar. Haberin içerisinde hakaret küfürmü? Bunlar sanki onlar için çokmu önemli diyorsunuz. Okuma zahmetinde dahi bulunmadan, koyala yapıştır mantığı ile hareket edenler var. Çok yazık
Haydi gelin şimdi, pirincin taşını ayıklayın da göreyim sizi…
Sizce bu uygulama gazetecilikmidir? Her şeyde olduğu gibi, mualesef gazetecilik mesleğide modaya ve çağa uydu. Oysa gazetecilik emek ister, yürek ister, haktan hukuktan adaletten şaşılmadan, doğru tarafsız ve etkin bir habercilikle, şeffaf olunmak ister.
Gazeteci karanlıkları ortaya çıkarandır. Olumsuzlukların karşısında, gerçek ve doğrunun yanında olandır. Gazeteci ya bu işin hamurunda yetişerek görev üstlenmeli, yada bu işin eğitiminden geçerek, bu misyonu üstlenmelidir. Aksi hali vallahide billahide kopyala yapıştır yapmaktan öteye gidilemiyecektir….