Bir halk, kendisini ilgilendiren her şeyi sorup, sorgulayıp, neden? Niçin diye irdeleyip nedenini bulmaz ve buna karşı önlem almaz ise sonucuna katlanmak zorunda kalır. 1980 yılından sonra Özal’la başlayıp devletten alıp halka vereceğiz diye güzellemeler yaparak Cumhuriyet hükümetlerinin yüz yıllık kamu kurumlarını özelleştirdiler. Özelleştirenler halkın fakirliğini kamu kurumlarına yani devletin işletmelerine bularak, devlet Bakkal mı işletir diye dalgalarını geçtiler. […]
Bir halk, kendisini ilgilendiren her şeyi sorup, sorgulayıp, neden? Niçin diye irdeleyip nedenini bulmaz ve buna karşı önlem almaz ise sonucuna katlanmak zorunda kalır. 1980 yılından sonra Özal’la başlayıp devletten alıp halka vereceğiz diye güzellemeler yaparak Cumhuriyet hükümetlerinin yüz yıllık kamu kurumlarını özelleştirdiler.
Özelleştirenler halkın fakirliğini kamu kurumlarına yani devletin işletmelerine bularak, devlet Bakkal mı işletir diye dalgalarını geçtiler. Kamu bilindiği gibi halkın ihtiyaçlarını karşılamak için kurulmuş devlet işletmeleridir. Kamu kurumunda kar amacı güdülmez, sadece halkın ihtiyaçlarını karşılamaktır. Özelleştirilen kamu kurumlarının ürettiği ürünler bize pahalılığın bir sonucu olarak yansıyor.
Elektrik üreten devlet kurumlarının ürettiği enerjiyi özel şirketlere halka dağıt diye verdiler. Elektrik Mühendisleri odası Elektrik dağıtım şirketlerinin devletin ürettiği Elektriği 32 kuruşa alıp halka 190 kuruşa sattığını belirtiyor. Bütün altyapı devletin özel şirketler hiçbir yatırım, iyileştirme ve yenileme yapmadan sadece devletin malıyla kar üstüne kar yaparak halkı kazıklıyor. Yüzde yüz otuza yakın Elektriğe zam koyarak halkın resmen beli büküldü. Çay kaşığıyla devletin emekliye ve çalışanlara verdiği zam ı halktan kürekle almaya başladılar.
Nüfusun yüzde yetmişe yakını açlık sınırı olan 4250 TL asgari ücretle çalışıyor. Emeklilerin çoğunluğu bu açlık düzeyini bile alamıyor emekli alt sınırı 2500 TL olarak iktidar limit koydu. Bu ülkedeki bütün soygunları, devleti dolandıran, devletten haksız kazanç sağlayan her türlü yolsuzluğun bedelini 80 milyon halk ödüyor. Her şeye zam koyanlar, devleti yandaşlara peşkeş çekip hazineyi boşaltanlar bütün yükü vergi ve zamlarla halkın sırtına yüklüyor. Bu halk devlet soyulurken, yolsuzluklar yapılırken hiç sesini çıkarmıyor ama zamlar ve vergiler artınca homurdanmaya başlıyor.
İktidarlar Türk halkının hiçbir iktidarı sorgulayıp onlardan hesap sormadığı için bu konuda çok rahatlar. Hükümet akıl almaz, adaletsiz, hukuksuz, vicdansız ve merhametsiz zamlarına karşı halkın sessizliğinden çok memnun. Bay Kemalin Elektrik zamları geri alınmadan faturaları ödemeyeceğim demesine, Bay Bahçeli ve yandaş yayın isyan, halkı sokağa dökmek istiyor diye yaygarayı kopardı.
İktidarın en korktuğu şey ise halkın kendisine itaat etmemesi onun için bu yöndeki muhalefet hareketlerini en sert şekilde suçluyorlar. İktidarın en yetkili ağzı Elektrik zamlarının muhalefetin dediği ölçüde halkı etkilemediğini ve geri çekilmeyip hiçbir değişiklik yapılmayacağını geri çekilmeyeceğini söyledi. İktidarı denetleyecek hiçbir kurum yok, demokrasinin olmazsa olmazı kuvvetler ayrılığı iktidarca yok edildi. Sayıştay, Danıştay Anayasa rafa kaldırılmış durumda.
Devletin soyulması, hırsızlıklar, yandaş şirketlerin vergi borçlarının silinmesi, haksız kazanç sağlayanların hepsi. 80 milyonun verdiği vergi ve zam kazıklarından toplanan paralarla ödeniyor. Bu soygun, vurgun devleti yönetenlere hiç yansımayıp sadece halktan alınıyor. Halkın ödediği vergiler geri halka hizmet olarak gelmeyip, yandaşlara, mafyaya gittiği için halk fakirleşiyor.
Gelişmiş Avrupa demokrasilerinde devletin soyulmasını önleyecek kurumlar çok şeffaf şekilde işlediği için devlet soyulmuyor ve Avrupa halkı zengin ve yaşam standartları çok yüksek. Bizde geleceğimiz olan çocuklarımız için iyi bir ülke bırakmak için. Bizi soyup fakirliğimize neden olan bu denetlenmeyen, sorgulanmayan düzeni tersine çevirip güçlü bir demokratik işleyişi kurmamız gerekiyor. Bu olumsuzlukların esas nedeni ne kadar iktidarlar olsa da esas onları denetleyip düzeltecek olan halktır.
Yaşasın halkın kendi kendini yönettiği halk iktidarı ve Demokrasi.