Adam Olmak

Sonunda 65 yaş üstü emekliler belediye otobüslerine binebilecekler.

Yayınlama: 29.03.2024
A+
A-

Türk halkını şüküre, sadakaya alıştırdılar. Liderlerin, zenginlerin, kralların verdiği ufacık bir sadakaya, anlık bir tebessüme sevinip mutlu oluyoruz.

Belediye otobüslerine 65 yaş üstü emekli ve ileri yaşlıların ücretsiz binebilmeleri için yıllarca mücadele verildi.
Sonunda 65 yaş üstü emekliler belediye otobüslerine binebilecekler.
Bu küçücük sadaka biz emeklileri devrim yapmışız gibi sevindirdi.
Aslında bu talep çok doğal ve bütün yolcuların hakkı olan bir talepti.
Yalnız 65 yaş üstü yaşlılara hak vetilerek, öteki yurttaşların haklarını gasp etmiş ve küçücük bir sadakayla genelin hakkını almaya da engel olmuş olduk.
Özel otobüs işletmecilerin hakkını yedik ve bunu büyük bir hak kazanma ve kazanç olarak sevindik.
Şimdi özel hastanelerin, yüzde yüz zamlı ve halkı kazıklayıcı sağlık hizmetlerini, biz emeklilere ve başka anlaşmalı kurumlara yüzde sıfır nokta sıfır indirimle sağlık hizmeti sunmalarını büyük bir kazançmış ve indirimmiş gibi yaşasın özel hastaneler diye ahmakça alkış tutuyoruz.
Bu gibi sadaka, şükür ve dilenci kültürünü içimizde içselleştirip hak alma yolu gibi kendimizi sadaka kültürüne iyice pekiştiriyoruz.
Belediyelerin Halk ekmek büfelerinde ucuz ekmek, askıda ekmek uygulamalarını, Belediyelerin büyük bir lütfu gibi algılıyoruz.
Her seçim döneminde, siyasi iktidarın geçici ucuz et ve gıda marketlerine, gecenin bir yarısında sabahlara kadar sırada bekleyerek, aldığımız bir kg eti, hiç bitmeyecekmiş gibi mal bulmuş mağrip gibi mutlu oluyoruz.
Hiç utanmıyoruz, sıkılmıyoruz.
Hiç demiyoruz ki, bu uygulamalar biz uyanık, şükürcü, dilenci, sadakacı lanet yanımızı günden güne büyüterek, esas hakkımızı isteme refleksimizi ve inancımızı yitiriyoruz.

Bu göz boyama cüzi indirimler, nüfusun binde birine bile tekabül etmediğini bile bimeden, Türkiye halkının yüzde doksan dokuzunun da hakkını yediğimizi ve onların hak almalarınıda engel olduğumuzu hiç düşünemiyoruz.

Allah sevdiği kulunun önce Eşeğini kaybettirir üzermiş, sonra geri buldurup sevindirirmiş.

Bir türlü adam gibi adam olamıyoruz.
Ne istediğimizi, gerçek taleplerimizi ve hakkımız olan haklarımızın ne olduğunu bile bilemiyoruz.
İşte bu şükür ve sadaka kültürü bizi, bizden, insanlığımızdan uzaklaştırıyor.

Bize bağış, sadaka, indirim gibi yarım, yamalak verilen bütün kırıntılar, köpeklere atılan kemiklerden ibarettir. Biz bu kemikleri almakta hiç utanmıyor ve dert etmiyoruz.

Bütün bu ürünleri üreten, yaratan, yapan, hazırlayan onları tasarlayan düşünen bizleriz. Bizim hakkımızı bize sadaka olarak verenlere şükretmeyi bırakmadığımız sürece, bu sadaka, şükür kültürü uzayıp gidecek.

Biz yine Allahın kulu, kenar mahallenin ötekisi, fakiri, sadakaya muhtaç dilencisi olacağız.

Ya adam gibi adam olup, gerçek yolumuzu biz çizip, doğru, gerçekçi taleplerimizle, hakkımız olan hakkımızı alacağız
Ya da sürüneceğiz.

Bir Yorum Yazın

Ziyaretçi Yorumları - 0 Yorum

Henüz yorum yapılmamış.