Sevgi dolu Okurlarım! Yaşam kaygısı duyduğumuz her Günün acısını o kadar his ediyoruzki, ömrümüzün kısaldığını daha çok iyi anlıyoruz… Çünkü; Hergün iş aş kaygısını yaşıyoruz. Can ve mal güvenliginin olmadığını görüyoruz. Ülkemizde ifade özgürlügü ve Adaletsizligin kaygılarını yaşarken, Artık siyasi AHLAK yasasınıda çıkarmak kaçınılmaz olmuştur… Şimdi bakıyoruz’da; Bütün parti Liderleri Milletvekilleri A Takımı olanlar PM, İl başkanı olanlar, yani sözün kısası […]
Sevgi dolu Okurlarım! Yaşam kaygısı duyduğumuz her Günün acısını o kadar his ediyoruzki, ömrümüzün kısaldığını daha çok iyi anlıyoruz…
Çünkü; Hergün iş aş kaygısını yaşıyoruz. Can ve mal güvenliginin olmadığını görüyoruz. Ülkemizde ifade özgürlügü ve Adaletsizligin kaygılarını yaşarken, Artık siyasi AHLAK yasasınıda çıkarmak kaçınılmaz olmuştur…
Şimdi bakıyoruz’da; Bütün parti Liderleri Milletvekilleri A Takımı olanlar PM, İl başkanı olanlar, yani sözün kısası suyun başında oturanlar, partililerine seslenerek, Ağzına tek bir kelime dolamışlar. Ben ne olacağım demiyeceksiniz.? Parti içinde(dava) insanı olacaksınız. Diger adıyla, yukardakilere padişahım siz çok yaşayın diyeceksiniz..
Tabi’ki bu durum bölge ve yereller içinde aynı geçerliliği arzediyor. Sanki bunlardan başka hiç kimse yoktur..
Bunlar kendini çok akıllı görüyorlar. Partide emek veren herkesi ve milleti akılsız koyun sürüsü gibi görüyorlar. Halbuki kendilerinin ne kadar akılsız olduklarının ispatı, partilerindeki yöneticilerinden belli oluyor. Ama işine gelmedigi için, entrika oyun, fırıldaklıkla tüzük degişikligi yaparak Genelbaşkan kalmaya bakıyorlar. Ondan sonra birileri Başbakanlık İstiyor.
Aslında mevcut iktidar’a işaret veriyor. Yani diyor’ki sen yerinde kal ben Başbakan olmaya razıyım diyor.Bu arada sevgili ortakları nasıl anlıyor veya nasıl okuyor bilemem, benim anladığım budur.
Bu gibilere güvenilmez, dört kapı dolaşandan siyaset dilinde lider denilmez. Ancak politikacılar lider derler ama ne kadar lider olur varın onun kararını siz verin.
Size güzel bir Anehtod : Babaları Ölen üç Kardeş akşam toplanırlar ve şöyle bir karar alırlar. Tarlalarımızı kendimiz ekecegiz. Aynı haklara sahip oluruz. Eşit bir şekilde bölüşecegiz diye anlaşıyorlar. Tabi ekiliyor biçiliyor bölüşme zamanı geliyor..
Büyük kardeş koltukta otuyor. Diger iki Kardeş yerde oturuyorlar. Büyük kürek’le buğdayı kendine alıyor. Birer kürek kardeşlerine veriyor en küçük kardeş ortanca abisine göz kırparak dudaklarını ısırıp işaret ediyor ve abilerinin hep kendine doğru yontuğunu söylüyor.
Sonuçda bakıyorlar buğday bitmiş. Kendi çuvalları boş, abilerinin üç dört kat daha fazla olmuş diyorlar. Eşit dedigin bumudur diye soruyorlar. Büyük abilerinin verdigi cevap şu: Ben yüksek koltukta oturuyordum ve AŞAGIDA ne kadar aldığımı görmedim.
İki kardeş çuvalları tekrar dökerler. Abilerine sende bizim gibi yere otur öyle bölüşelim derler.
Evet LİDERLİK sultasında oturanlar, Evet MİLLETVEKİLİ görevine doymuyanlar. Evet Rüşvetle aday atayan A takımı ve onların altını besleyen, yalaka il yönetimleri, yeter artık hep siz olmayın. Bırakın birazda bu millet için çalışmalarını gece gündüz yürütenler görev alsınlar.
Yüreginiz varsa; partililere güvenerek üye bazında,ön seçime girin ve sonucuna saygılı olun. Bu millete güvenin.Öyle boş vaadlerle milleti kandırmayın birazda kendiniz dava adamı olun.
Ayda 30 bin maaş alarak, aşağıda askari ücret maaşıyla parti çalışmalarına koşturanlara dava adamlığını ögretmeye kalkmayın. Etrafınızdaki hırsızları görmemezlikle emekçilere dava adamlığını önermeyin. İlkin kendinizin ne yaptığınızı görün. Aksi halde bu Halk bu Millet Kendinize doldurduğunuz o çuvalları devirip boş çuvalları başınıza geçirir. Benden söylemesi, yok sonra söylemedi demeyin…
Bu hafta’da bu kadar olsun.Haftaya tekrar İLKGÜN gazetesinde ve ilkgunhaber.com’da görüşmek dileğiyle kalın sağlıcakla…