Yaşam kaynağımız ve sevgi dolu organımızla çarpan sol yanımızla bu gün yazıma başlamak istiyorum…
Yaşadığımız bu ülkede, koşullarımızı, yapımızı, iktidara giden yolda yürür’ken yönetim anlayışımızı ve siyasal parti yöneticilerimizi çok İyi bir biçimde, analiz etmek zorundayız.
Yapmacık ve yüzeysel gülücükler atarak siyasi yapılanma içerisinde konumunu ve anketini yükseltmek İçin yanımızda görünür gibi yaparak, ittifak sözcügünü kullanarak kendilerine güç sağlayıp, Meclis,te sayısını Çoğaltan sağ eksenli siyasal partilerini ve liderlerini ittifak yapacağız adı altında güçlendirerek, sol yanımızı çürütmeye bırakamayız….
Sözde bu liderler, Halka demokrasiden, özgürlükten,insan haklarından, Hakça paylaşımdan bahsediyorlar, ancak unuttukları ve yaptıkları bir geçmişinin olduğunun farkında degiller.
Şöyleki birileri 1995 ve 1997 yılları arasında bu Ülkenin İçişleri bakanlığını yaptığı dönemde Devrimci Demokrat, Yurt sever, Aydın,Alevi ve Kürt iş insanlarının katillerini serbest bırakırken, Failli Mechul cinayetlere yol verirken, Mafya bozuntularına istibaratçı kimligi verip, cinayet işlettiklerini unutmamızı beklemesinler…
Bunlar değilmidir? O tetikci canilere,vatansever milliyetçi evlatlarımızdır diyenler. Bu gün kalkmışlar, üstündeki kılıfı ve gömlegini degiştirerek, İttifak söylemleriyle yanımızda görünüp, iki taraflı oynamaya ve üzerimizden nemalanmaya çalışan bu zatların geçmişini ve gelecegini gözden geçirmek her yurtseverin görevi olmalı ona göre davranarak SOL YANIMIZI ÇÜRÜTMİYELİM.
Gömlek değiştirmeye çalışan bu liderlerin yaşam biçimi ve özel hayatı asla kimseyi ilgilendirmez.Fakat ne kadar güvenir olduklarını, İnsanlık adına toplum adına ne yaptığına ve yalansız beyanlarına bakmak lazım.
Birileri Bir İlin Belediye Başkanıyken Otel’in içinde cayır cayır yanan 35 can + insan + aydın demokratların katillerini uzaktan seyir ederken, en azından itfaye araçlarını gönderip yangını söndürme çabasında olsalardı,hiç bir söz söyleme hakkımız olamazdı. Ancak bunun tersini yapanlar bugün kalkıp Demokrasiden özgürlükten insanlıktan söz ediyorlar. Kusura bakmasınlar bu sözleri sarfetmekle hiç kimseyi inandıramaz.
Ülkemizin vatanımızın bölünmez bütünlüğünü savunan Devrimci Demokratların Kahrolsun Amerika Kahrolsun süper güçler Yaşasın Tam bağımsız Türkiye dediklerinde bu günkü ittifak liderleri Dostlarımız dahil Olmak üzere Koministler Rusyaya diye bağırıp slogan atıp saldırıyorlardı. Bu gün baktığımızda biz Cumhuriyet Halk partisi Olarak kalıplaşmış bir kelime üzerinden konuşuyoruz Söz konusu Vatan ise gerisi Teferuatır….
Doğrudur Eee be kardeşim be siyasi arkadaşım bee Partililerim Bu Ülkemizin vatanımızın bu hale gelmesinde başta saray sultanı ve bu siyasi parti liderleri Rol Aldıklarını kendi gelecekleri ve koltukları uğruna her türlü oyunu oynadıklarını göz önünde bulundurarak unutmamaya çalışalım basite almayalım.
Cumhuriyet Halk Partisi 97 yıllık geçmişi olan dev bir çınar’dır. Gölgesi milyonlarca canlıya yeter Düne kadar kapı kapı dolaşmış bir yerde tutunamayan şimdide yenilikçilik adına bürünüp kendilerini pazarlamaya çalışanlardan Cumhuriyet Halk partisine dal olmaz meyve hiç vermez. Bunlar geçmişteki sağın aynı modelleridir.
Bu gün yaptıkları sadece, günümüze uygun, peruk ve maske takmaktan ibarettir. Cumhuriyet halk partisi bu gibi ittifakları yaparken çok düşünmelidir. Liderlik İlkelerine binayen, Devrimci Sosyal Demokrat toplumu, yapısından uzaklaştırıp sağcılaştırmamalıdır. Gerekirse tüm üyelerin görüşüne önem verilmelidir. Aksi halde altından çıkamayacağınız sorunları yaratmış olursunuz…
Gelelim Liyakat esaslı sözcükleri kullanma alışkanlığına ne kadar önem verildigine, Cumhuriyet Halk Partisinde kadroları yönetecek her görevi eksizce yerine getirecek binlerce partililer var iken, onları degerlendirmek yerine her nedense dışarıdan partiye hiç emegi geçmemiş çalışması olmamışları getirip vitrin süsü yapıyoruz. Ancak vitrin bir türlü dolmuyor, bardak ve camlar hep çatlak veya kırık. Bunun Nedeni nedir. Ben biliyorum ama onuda başka zamana saklıyorum…
Birileri AKP nin Danışmalığından kuruculuğuna ve Başbakanlığına kadar yer alırken her şey güllük gülüstanlık, özel okullar alırken ve araziler kapatırken,Türkiye güzel yönetiliyormuş gibi gösterme çabalarını eksiltmeyenler, halkın halinden bihaber olanlar, çıkar çatışmaları başlayınca hemen doksan derece yer degiştirme çabasına girerek, Demokrasiden özgürlükten bahsetmeye başlıyor ve milletin duygularıyla oynamaya çalışıyorlar.
Hadi be ordan! Siz kim Demokrasi ve özgürlükten bahs etmek kim…
Aynı Şekilde biri daha var Kemal Derviş’in Ekonomi programıyla yıllarca hava atan bakanlık yapan. Sonradan ekonomiyi batıran ve halkın halinden anlamıyan aç ve tok olandan haberi olmayan AKP nin silahsörlügünü yapan, şimdi Demokrasiden ve ekonomiden bahsediyorlar.
Bakınız siz bu martavallarla kimseyi kandıramazsınız. Başta şunlara açıklık getirin Reza Zarrab’la Aranızdaki ilişki nedir? Medyada olan söylentilerin Zarrab’ın verdigi açıklamanın neresindesiniz? Bunları açıklarsanız sanırım daha inandırıcı olursunuz.