DEVLET SOFRASINA ELİM SUNMAZAM

Teslim Abdal bir deyişinde “devlet sofrasına elim sunmazam Sadetli Sultanın yari böyle olur” der. Osmanlı hiç bir zaman halkın dertlerini kendi derdi, halkın sorunlarını, sıkıntılarını kendi sorunu olarak görmemiş. Osmanlı Saraylarda yüzlerce Kadın,köle bakıcılarıyla ekmek elden su gölden misali halkın sırtından geçinmiş. Aleviler hiç bir zaman Osmanlıyı kendi devleti olarak tanımamış,görmemiş başlarında bir garabet ve bela olarak bilmiş. Bundan dolayıda Devletten her zaman uzak durup devletin sofrasına el sunmamışlar. 
Ankara Hüseyin Gazi Cemevi yöneticileri Tayyip Erdoğan ve AKP kadrolarını Alevilerin en hassas olduğu yası matem Muharrem ayında, Hüseyin Gazi Cemevine davet edip Cemevinde görkemli bir karşılamayla kabul etmişler. Yalnız Cemevindeki yılların birikimi olan duvarlarda ki Atatürk, Hz. Ali, Hacıbektaş Veli ve Alevilikle ilgili resim ne varsa hepsini duvardan idirip Reizi öyle karşılamışlar. Erdoğanın bir Cemevi ziyareti için başka Alevi kurumlarına da istek ve davet gitmiş ama öteki Alevi kurum yöneticileri bu ziyarete şiddetle karşı çıkıp hiç birisi bu daveti kabul etmemişler. Bu haberi gazeteci İsmail Saymaz servis etmiş. 
Her zaman devletin ve siyasi iktidarların yanında duran devletten nemalanmak isteyen insanlar olur. 
Hüseyin Gazi Cemevi yöneticileri Perinçeğin Vatan partisinden Gülağ Öz ve kardeşi Hüseyin Öz yıllardır Hüseyin Gazi adını ve onun manevi değerlerini sömürüp,Aleviliğe, Alevi düşmanlarına peşkeş çeken yanlarında kendilerine oyuncak olan Alevi görünümlü insanları yıllardır  toplayıp Hızır Paşanın felsefesini güderler. Bu iki kardeş gençliklerinden beri Perinçeğin mürüdü olup Perinçek ne derse aynı doğrultuda hiç aksatmadan yollarına devam ederler. 
Gülağ Öz yaptığı yanlış işlerden dolayı geride durup başkanlığa kardeşi Hüseyin Özü getirip esas ilişkileri Gülağ organize ediyor.  
Bu iki kardeş aşık Veyselin köylüsü yani Sivrialanlı. Gülağ ve Hüseyin Öz nereden bir çıkar geleceğini anladıkları an hemen onun üzerine üşüşürler.  
İşin en garip yanıda Televizyonlarda ve kamuoyunda Alevi ileri gelenleri, yazar, araştırmacı olarak tanınan herkese ayar veren Ali Yıldırım ve daha niceleri gibi bir sürü insan var.  Bende bunların çıkarmış oldukları YOL adlı dergiye yıllardır yazı yazarak bende bu günaha ortak olmuş oldum, bende Mansur darına çıkmaya bu konuda hazırım. 
Bu tip Alevi önderi, ileri gelen ve kamuoyunda hızlı tanınanlar her konuda birbirleriyle ilişki içersindeler.  Kendilerini eleştiren laf edenleri hemen devletin ajanı, Alevi düşmanı ilan ederek defterini dürerler. Onun için hiç kimse bu tiplere bulaşmaz ama bunlar en baş köşede her zaman yer alırlar. 
Mersin Toroslar Cemevi başkanı benim yıllardır arkadaşım Hüseyin Değerli de Perinçeğin müritlerinden devlet sofrasına el sunanlardan. Hüseyin Kargınoğlu gibi bir çok Alevi dedesi devlet sofrasına el sunup Hızır Paşanın yar ve yardımcılığını gönülden kabul etmiş Hızır Paşa militanlarıdır. 
 “Bir musibet bin nasihattan iyidir” derler. Bu musibetlik Alvilik Sol gerçek ve hakikatçilik hangi sofraya el sınma anlayışını çok iyi anlatacaktır.  Ben şu an Sivas’ın Kaymak köyünde internetin olmadığı ve telefondan acelece böyle bir yazı yazmak, okuyanlara sıkıntı verebilir ama siz okuyucuların hoş göreceğini umuyorum der’ken köşe yazıma şu cümleleride eklemesem gercekten vijdan azabı duyacağımı bilmenizi isterim….

Aleviler’le Cumhurbaşkanı, Başbakan ve iktidarın herhangi Bakanı istediği zaman görüşebilir.Buna bir şey demeye elbette hakkım yoktur.  Alevilerin binlerce üyesiyle seçilmiş Alevi Bektaşi Federasyonu. Alevi Kültür dernekleri genel merkezi ve Pirsultan Abdal kültür derneği genel merkeziyle her konuda konuşup karşılıklı talepler ve istekler belirtilebilir. 
Yalnız şunu belirtmeden edemiyeceğim : Perinçeğin  müritleri olan Gülağ Öz kardeşi Hüseyin Öz ve yanındakilerle Alevilerin temsilcisi olarak kesinlikle görüşülemez. Çünkü bu insanlar geçmişte Aleviliğe karşı büyük suçlar işlediler. Bir İran Kültür Bakanlığının davetiyle Türkiyeden İrana Alevi yazar vs gönderdiler.  Bu ilişkiler nasıl gelişti kimsenin haberi yok. 
İki şovmen Mehmet Ali Erbil Alevilere bilerek bilmeyerek bir gaf işleyerek Alevileri üzmüştü. Gülağ Öz gurubu Hüseyin Gazi Cemevinde bir Cem tertipleyip Aleviler adına onu dardan kaldırıp affetti.  Bu devlet sofrasından hiç kalkmayan kişiler Alevilerin ne temsilcisi ne de dostu bile olamazlar. Onlar olsa olsa Hızır Paşanın dostu ve maşası olabilirler bunuda böyle bilsinler…