Din ve bilim en karşıt iki zıt kutuptur, dinsizlik Ateistlikte bilimin sınarları içindedir. Bilim doğanın fizik kanunu olup, bilimsel verilerin, analizlerin sonucuna inanmaktır. Din bilimsel bir açıklaması olmayan metafizik kanunudur. İnsanlığı daha ahlaklı, adaletli bir toplumsal birliğin kurulması için dinin çıktığı savunulur. Kâinatı, canlıları Allahın yaratıp, insanların geleceğini kaderini, hayır ve şerrin Allahtan geldiğine inanılır. Ateistler madem bütün […]
Din ve bilim en karşıt iki zıt kutuptur, dinsizlik Ateistlikte bilimin sınarları içindedir. Bilim doğanın fizik kanunu olup, bilimsel verilerin, analizlerin sonucuna inanmaktır. Din bilimsel bir açıklaması olmayan metafizik kanunudur.
İnsanlığı daha ahlaklı, adaletli bir toplumsal birliğin kurulması için dinin çıktığı savunulur.
Kâinatı, canlıları Allahın yaratıp, insanların geleceğini kaderini, hayır ve şerrin Allahtan geldiğine inanılır.
Ateistler madem bütün her şeyi belirleyen Allah, bir insanın iyi, kötü, katil, tecavüzcü ve
hırsız olacağını Allah belirliyor ise, neden biz bu insanları kötüleyip suçluyor ve yargılıyoruz diyor. Dünyadaki bütün kötülükleri, savaşları, depremi, yangınları ve bütün felaketleri Allah çıkarıyor ise, neden biz suçluyu başka yerlerde arıyoruz. Öyleyse Açlığın, yokluğun, yoksulluğun, haksızlığın, ölümlerin, zalimliğin ve zulmün nedeni Allah değimli. Allahın bütün kâinatı yaratıp düzenleyen, her şeye gücü yetense, neden bu kötülüklere izin veriyor. Bilim ve Ateistler Din teori olarak kendi içinde tutarsızlık ve çelişkilerle yumağıyla dolu diyorlar. Cehenneme giden yolun taşları iyilik taşlarından yapılmış derler. Binlerce yıl bu dünyada iyilik adı altında dünyayı Cehenneme çeviren dinler olmuştur.
Bütün savaşlar tarihte neredeyse dinlerin çıkardığı savaş ve felaketlerdir. Bütün dinler kendi dinlerinin tek doğru ve Allahın dini olduğunu, öteki dinlerin sahte ve Allaha karşı olduklarını savunur. Bu gün bile farklı dinler birbirlerine düşman, her fırsatta dini cinayetler işlenmektedir. Allahın yarattığına inanılan dinler bile bir birlerine karşı düşmanca bir tavır alıp anlaşamıyorlar.
Ateistler ve bilim çevreleri, dinlerin bütün ilkelerinin hepsini insanların hayal ve uydurmalarıdır diyor. Allah kullarından neden gizlenip, neden elçileriyle kitaplarını ilkelerini
gönderiyor. Madem insanların sahibi ve yaratıcısı, neden insandan kaçıyor, neden yeryüzüne inmiyor diyorlar. Hatta Allah nasıl bir varlık, insan gibimi, erkek mi, dişimi, nasıl bir görünümlü o bile muamma. Allahın her dediği olabiliyorsa, bütün insanları istediği düşünceye çekebilir deniliyor.
Marks, din vicdansız bir dünyanın vicdanı, halkın afyonudur der. Din acı çeken insanın iç
çekişi, kalpsiz dünyanın kalbi ve duygudan yoksun dünyanın ruhudur diyor. Marks dine Allaha kesinlikle inanmaz ama din düşmanlığına çok karşı çıkıp, din halkın yanılsama mutluluğudur der. Din bu dünyada insanlığın çaresiz kaldığı bir zamanda tek sığınabileceği limandır der. Marksistler ve Ateistler dine ve insanların inancına karşı değildir. Marks biz insanları yalanla, bilimsel olmayan bir şeyi olmuş gibi gösterip aldatmaya kandırmaya karşıyız der. Marks Manifestoda biz hiçbir düşüncemizi saklamadan açıkça söyleriz. Her ne pahasına olursa olsun düşüncelerimizi saklamayı onursuzluk sayarız der.
İnsanoğlu var oldukça, kendi yarattıkları sorunlarla, çelişkilerle uğraşıp, onun çözümünü arayacaktır.