Ne zaman askerlerimiz öldürülse, bütün ülkede bir gerginlik, tedirginlik savaş baltaları bilenir. Siyaset dünyası karışır, iktidar ve muhalefet yüksek perdeden birbirlerine etmediklerini koymazlar. Ateş düştüğü yeri yakar derler ya tam da öyle olur, ölenler, aileler unutulur, her şey iç siyasetin çarkına işler. İktidar ve muhalefet işin gerçek nedenini ve çözümünü hiç akıllarına bile getirmezler. Siyasetin […]
Ne zaman askerlerimiz öldürülse, bütün ülkede bir gerginlik, tedirginlik savaş baltaları bilenir.
Siyaset dünyası karışır, iktidar ve muhalefet yüksek perdeden birbirlerine etmediklerini koymazlar.
Ateş düştüğü yeri yakar derler ya tam da öyle olur, ölenler, aileler unutulur, her şey iç siyasetin
çarkına işler. İktidar ve muhalefet işin gerçek nedenini ve çözümünü hiç akıllarına bile getirmezler.
Siyasetin görevi, ülkenin sorunlarını çözecek çözümler üretmektir.
Yürekleri yakan Gara faciasının gerçek nedenini ve bu sorunu çözmek siyasi iktidarların görevidir. Kırk yıldır ki bu sorun çözülmüyor ise bu işte bir bit eniği var demektir. Biz ve çocuklarımız bütün hayatımız boyunca bu belayla yaşamak zorunda mıyız? Bu can alıcı sorunları çözemeyen siyasi iktidarlar hemen özür dileyip istifa etmelidirler. Bu terör, kart-kurt ya da Kürt sorunu, bu ülkenin bütün enerjisini tüketiyor. Her gün bir eve ateş düşüp ocakları söndürüyor. Türk, Kürt düşmanlığını körükleyip halk içinde birbirlerine karşı sevimsizliği ve ayrışmayı hızlandırıyor. İş, aş, eğitim, sağlık ve bütün yatırımlara harcanacak bütçeyi bu adını açıktan söyleyemediğimiz sorun çekip somuruyor. Ekonominin çöküşüne halkın yoksullaşmasına, sırasıyla her şeyin kötüye gidişini hazırlayıp tetikliyor. Hava öyle bulanıyor ki, gerçek yalan hangisi onu ayırmakta insan zorlanıyor. Hukuk, adalet işlemediği gibi, yolsuzluk, haksızlık sorup, sorgulanıp açığa çıkarılamıyor. Yani insan hakları yok olup Demokrasi işlemiyor. Terör vurdukça milliyetçilik, ırkçılık ve sertlik yanlıları çoğalıyor. Siyasi iktidarlar bu işin kaymağını yemekten çok haz alıp, savaş naraları atıyorlar. Terör arttıkça iktidarın oyu da artıp bu işlerden nemalanan onlar oluyor.
Halk bütün siyasi partilere seçimlerden önce şunu demeli. Hangi Parti bu sorunu iktidar olunca kesinlikle çözeceğine ve çözüm yollarını halka anlatmalı. Hukuku, adaleti, fırsat eşitliğini, özgürlüklerin önündeki bütün engellerin kaldırılacağı sözü verilmeli.
Terör ya da kart- kurt ve Kürt sorununu kökünden çözecek politikası olmayan seçimlere bile girmesin demeli. Dini, Mezhebi, etnik ayrılıkları siyasi malzeme yapanlar def olup gitsin demeli. Fransız devriminde halk, seçilecek vekil adayları ile bir mukavele imzalarmış. Siz seçilince bizim bu taleplerimizi mecliste savunmayıp, hakkımızı almayıp isteğimiz dışında işler yaparsanız. Seçimlerden önce sizi vekillikten alma yetkisini bize verin diye bir senet imzalatırlarmış. Hangi vekil seçimden önce verdiği sözü yerine getirmemiş ise, halk imza toplayıp, o vekili vekillikten düşürürmüş.
İnsan var oldukça insana dair sorunlarda olacaktır, bilimin teknolojinin bu kadar geliştiği bir dünyada bu sorunlar kolaylıkla çözülür. Kart-kurt sorunu bu ülkede en kolay çözülecek bir sorundur.
Türklerde Kürtlerde bu sorunun bir şeklide çözülmesini en samimi acil olarak çözümünden yanalar.
çünkü bu sorun onların yaşamını zehirleyip Cehenneme çeviriyor. Bütün halkın, mecliste gurubu olan
olmayan siyasi Partilerin ve kitle örgütlerinin içinde olduğu bir geniş akılla bu sorun çözülmelidir. Bu
sorun çözüldüğü gün bu ülkeye barış, adalet, zenginlik ve huzur gelir. Açlık, işsizlik, yokluk, yoksulluk
ve yolsuzluk arasan da bulunamaz.
Türkiye Ekonomisi dünyanın ilk sıralarını alıp, Cenneti alayı yeryüzüne indirmiş oluruz. Bunlar bir hayal değil yeter ki bütün Türkiye halkı ve siyasi Partiler bu işi canı gönülden istesinler. Çünkü her şeyin çözümü halkın isteği ve bilimin kılavuz edildiği bir yolla olur.
Bu yolu yüz yıllar önce, Hacıbektaşlar, Yunuslar, Mevlanalar bize öğretti. Bu yol barıştan ve bilimden
gidilen yolun ta kendisidir.