İnsanoğlu ilkel toplumdan, sırasıyla Köleci, Feodal ve Kapitalizmi bütün yönleriyle yaşayarak bu günlere geldi. İnsanoğlu devamlı geliştikçe, toplum yapısında, yaşam biçiminde, yeni alışkanlıklar elde etti. Yeni beceriler, buluşlar, elde ettikçe, aslında doğuştan, doğallıkla elde edilmiş olan, bütün kazanımlarını tek, tek kaybetmeye başladı. Bu gün doğal kazanımlarının hiç birine sahip değil, ah bir geriye bakıp geçmiş, […]
İnsanoğlu ilkel toplumdan, sırasıyla Köleci, Feodal ve Kapitalizmi bütün yönleriyle yaşayarak
bu günlere geldi. İnsanoğlu devamlı geliştikçe, toplum yapısında, yaşam biçiminde, yeni alışkanlıklar
elde etti. Yeni beceriler, buluşlar, elde ettikçe, aslında doğuştan, doğallıkla elde edilmiş olan, bütün
kazanımlarını tek, tek kaybetmeye başladı. Bu gün doğal kazanımlarının hiç birine sahip değil, ah bir
geriye bakıp geçmiş, haklarını bir anımsasa, çok şaşıracak.
İlk insan, doğada ne bulduysa, aynı Maymunlar ve başka hayvanlar gibi, onları yiyerek karnını
doyuruyordu. Bu yiyecekleri bulmak için, çok yürümesi, gezip dolaşıp onları arayıp bulması
gerekiyordu. Böylece de aynı hayvanlar gibi, kasları gelişip, güçlü kuvvetli olup, hastalıklara karşı daha
dirençli oluyordu. Toprağı, sürüp, ekmek vs yoktu, ne yetişmişse onu bedavadan koparıp yiyordu.
Soğuktan, sıcaktan, yağmurdan korunmak için, hazır ve bedava ev bulup, ağaç kovukları ve
mağaralarda barınıyordu. Hiç birisi de kendisinin değildi, bu gün burada başka bir gün başka yerde
kalıyordu. Kendisinin terk ettiğini bir başkası kullanıyordu, öyle tapu, kira ücret, hiç yoktu. Doğayla
beraber, iç içe yaşıyordu, doğanın kanunlarını, aynen kabul edip, onu takip ediyordu. Tıp gelişmemiş,
doğa kendi temizliğini yaparak, bir hastalık gelince, düzenli bir nüfus planlaması yapıp, zayıfları alıp
götürüyordu ve doğayla dengeli büyüyordu. Geriye doğanın en zor koşullarına direnecek sağlam
olanları, hayatta kalıyordu, sağlıklı bir üreme devam ediyordu.
Bir zaman gelip, güçlüler şu topraklar benim diye, çitler çekilmeye başlayınca, bütün
topraklar, birilerinin eline geçmiş oldu. Doğanın bütün varlığı, birilerinin eline geçince, büyük
çoğunluğun, elinden bütün haklar alınmış oldu. Topraklar, Sular, Ormanlar, Irmaklar, Denizler,
sahiplendi, sahipleri dışındakiler, bu haklardan yoksun kaldı. Artık eskisi gibi, ne orman ne de
denizlerden bedava faydalanmak yoktu, geçti Borun pazarı.
Güçlü ve örgütlü topluluklar, topraklarını, makinelerini kullandırıp, işlerini yaptırmak için,
güçsüz örgütsüz kişileri, köleleştirdiler. Amerika keşfedilince, Afrika’dan yerli, Zenci köleler getirildi,
köleler pazarlarda öyle satıldı ki. Bir Papaz köle satışını öyle dramatik anlatır ki, karı koca çiftler,
yalvarıyorlardı, ne olur bizi aynı köle sahibine satın diye. Köle tüccarları, erkek köleye başka alıcı fazla
para verdiği için, onu başkasına satıp, eşleri ayırdılar, o eşlerin ayrılışına, yürekler dayanmıyordu der.
Bu gün hiçbir maddi varlığı olmayan, sadece emeğinin, gücüyle hayatını, sürdürenler. Varlıklıların
modern kölesi olarak, bu gün açlık sınırının altında, sessiz ve çaresizce, ilkel köleler gibi yaşamaya
çalışmaktadırlar. Geçmişteki bütün doğal hakları ellerinden alınmış, sadece iş gücü varsa, yarı aç
yaşamaya, devam edebiliyorlar. Ne ağaç kovuğu, ne mağarası, ne de doğadan karnını doyuracak
yiyecek elde edeceği hiçbir yeri kalmadı. Şimdi birde, her kullandığı, yediği, içtiği, giydiği, her şeyden
vergi adı altında, zorla haraç vermek zorunda kaldı.
Savaşlarda, köle ticareti ve mal ticaretiyle, bu gün büyük sermayeler elde eden Emperyalizm
büyük bir örgütlü güçle, dünyanın bütününe hâkim olmuş durumdalar. Bu ulus ötesi sermaye, bu
gün, dünyaya mal değil artık para Dolar ihraç ediyor. Ne fabrika, ne enerji, ne vergi, işçi, Pazar derdi
yok, hiç emek vermeden, paradan para kazanıyorlar, sen didin dur. Bu gün dünyada, insanların
önemli ihtiyaçlarını üreten fabrikalar, birkaç şirketin elinde bulunmakta. Fabrikalara, Makinelere,
toprağa, paraya, evlere sahip olanların dışındakiler, her şeylerini kaybetmiş durumdalar. İnsanlık bu
gün geçmişte, kaybettiği doğal ve asli haklarını geri almak için, mücadele ediyor.