KUR AN KİMİ ÇARPAR

İmamoğlu’nun mitinginde, bir Akp li, Eh li Sünnet vel cemaatinden, Müslüman bir bacımız. Eline Kur anı alıp, sen Akp ye ve Allahın şimdi ki tek sözcüsü, Peygamberin halefi olan reize karşı olduğun için seni bu kitap çarpacak diye haykırmış.

Kadın öyle inanmış ki, bu çarpma olayına. Bu Kur an, yani İslamın kutsal kitabı, 1400 yıldır ki, kimseyi çarpmadı. Kimseye bir şey demedi. Kur an eğerim ki! Kötüleri çarpacaksa önce. Kul hakkı yiyen, yalan söyleyen, iftira eden, devlet malını çar, çur edip, hazineyi batıran, yanlış ve gereksiz işlerle devleti ve hazineyi boşaltan, yöneticileri çarpmalı ama çarpmıyor.

Memleketin demografik yapısını bozup, Suriye, Afgan, Pakistan gibi dünyanın en geri ve ne idüğü belli olmayan insanları ülkeye dolduranları çarpmalı ama onu da çarpmıyor. Bu Kur anda ne gibi bir enerji var ki, insanı çarpsın. Artık İnsanoğlunun büyük bir kısmı, bu dini argümanlara ne inanıyor, ne de güveniyor.

Düşünen, soran, sorgulayan insanlar. Dinlerin bütün akıl, mantık ve bilim dışı söylemlerine karşı bir karşı duruşları ve inançsızlıkları gelişti. Toplumun büyük bir kesimi ise, yoksulluğun artmasıyla. Eğitim düzeyinin düşmesi ve cehaletin artmasıyla, dahada geriye gidip, doğaüstü güçlere, dinlere, tarikatlara ve hurafelere sım sıkı sarılıyor. Anadolu toplumunun ağırlıklı bölümü, Laik, seküler bir yaşamı tercih edip, çağdaş ve modern bir dünyayı hayal ediyor.

Akp ve dini her şeye alet eden sayın büyük akıllar. Gelecekte nüfusun büyük bir bölümünün kendilere karşı olan bir anlayışın çoğunluk olup, seçimlerde Laiklerin iş başı yapacağını düşünerek. Çok geri ve dini referans alan, başka ülkelerin insanlarını, özellikle ülkeye getiriyorlar. Bu gün ki, bizim durumumuz, tarihte bütün dünya halklarının başına gelmiş. Makyevel bu durumu yüz yıllar önce anlatmış. Devleti yönetenler, özellikle askeri eğitimlerde, Makyevel in kitapları ders olarak okutulur.