Atatürk’ü anlamak ve anlatabilmek

Türkiye Cumhuriyetinin kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk, her yıl olduğu gibi bu yılda 10 Kasım günü ölümünün 81. yıl dönümünde,ülkenin her yöresinde  saygı sevgi ve özlemle anıldı.

Gazi Mustafa Kemal Atatürk, Osmanlının son döneminde padişahın ilgisizliği yüzünden enkaz haline dönüştürülen ve işgalci devletler tarafından paylaşılan yurdumuzun, yok edilmek istenen ulusumuzun kurtarıcısıdır.

Tüm hayatını ulusunun kurtuluşuna adayan, dünyada eşine az rastlanan liderlerden biri olan  Mustafa Kemal Atatürk, ulusal kurtuluş mücadelesinden sonra’da, Yurdumuzu çağdaş ülkelerin seviyesine çıkarabilmek için, gece gündüz demeden çalışmıştır.

Halkın kendi kendini yönettiği cumhuriyet idaresini kurmuştur. Yaşamı süresince yapmış olduğu devrimlerle, ülkemizi çağdaş ülkeler seviyesine ulaştırmıştır. Atatürk’ü anlamamak ve ona ihanetci bir yaklaşımla hakaret ve ilkelerini çiğnemekle kafasını yormaya çalışanlar, dün olduğu gibi mualesef günümüzdede kendilerini çeşitli kisveler altında ne yazıkki göstermeye çalışanlar olabiliyor. Ancak şunu unutuyorlar! Atatürk bir gider bin gelir. Onun ilkeleri sonsuza dek yaşayacağından hiç kimsenin kuşkusu olmasın.

10 Kasım 1938 tarihinde saat dokuzu beş geçe ulu önderimiz Mustafa Kemal Atatürk hayata gözlerini yummuş olabilir.Giden tendir. İlkeleri sonsuza dek yaşayacaktır…..

Atatürk ‘ün yurdumuz ve Türk ulusu için yaptıklarını anlamak ve anlatmak için onu iyi tanımamız gerekir. Fikirlerinden yararlanılarak geleceğimizin temelini sağlamlaştırmalı, emanet ettiği Türkiye Cumhuriyetini sonsuza kadar yaşatmalıyız.

Atatürk’ü anlamak ve anlatabilmenin önemi büyüktür. Ne diyor üstat Nazım Hikmet bir siirinde, Dörtnala gelir Uzak Asya’dan , Akdeniz’e bir kısrak başı gibi uzanan, Bu memleket bizim, bizim dostlar….

 “Yaşamak bir ağaç gibi tek ve hür  ve bir orman gibi kardeşcesine , Bu hasret bizim”  Davet adlı bu şiirinde  üstat Nazım Hikmet boşuna söylemiyor elbette bu mısraları…