Halkı çok sevdiğini, Halk için öldüğünü, Halk sever görüntüsüyle, yani Halk yağcılığı yapanlara Halk dalkavukçusu denir. Halkım için her şeyi yaparım, Halkım bana ne görev verirse, onu yaparım,Halk savarlık. Sivas’ta bir halk deyimi vardır, guru, guru gadan alıyım, tahır, tahır önün sıra ölüyüm,yani boş laf. Hani Patriot var ya, Amerikalıların ünlü füzeleri, onun esas ismi, […]
Halkı çok sevdiğini, Halk için öldüğünü, Halk sever görüntüsüyle, yani Halk yağcılığı yapanlara Halk dalkavukçusu denir.
Halkım için her şeyi yaparım, Halkım bana ne görev verirse, onu yaparım,Halk savarlık. Sivas’ta bir halk deyimi vardır, guru, guru gadan alıyım, tahır, tahır önün sıra ölüyüm,yani boş laf. Hani Patriot var ya, Amerikalıların ünlü füzeleri, onun esas ismi, halk savar, Halk severmiş.
Elazığ depremi oldu, bakanlar, devlet büyükleri, hürra Elazığda, can hıraş depremzedelere yardıma gittiler. Görüntülerde neredeyse, bakanlar elleriyle enkaz kazarak, yer altından yaralı çıkaracaklar. Hökümat her şeyi kendi lehlerine çevirmek için, her türlü, manevrayı yapıyor, reklam bol.
Birde güzel oyun tezgâhlamışlar, güya yakışıklı bir Suriyeli genç, ellerini parçalatırcasına, zavallı
bir kadını, enkaz altından çıkarmış. Kadın enkazdan çıkarılmış, yorgan döşek yatıyor, bir gün sonra, Suriyeli kahramanı getiriyorlar, kadının yanına. Abooo bir dram, bir duygusal hava ki, izleyenler yağmur gibi gözyaşı döküyor.
Bir bakıyoruz o da ne? Ne Suriyeli gençte yara bere, ne de kadında hiç enkaz kalıntısı yok, benden temiz ve sağlam. Osmanlıda oyun çoktur derler ya bunlar bu işleri iyi beceriyorlar.
Şimdi bütün bunlar hiç tartışılmıyor, Ekrem İmamoğlu neden Erzurum’a kayak yapmaya gitti, ne yapsaydı, on gün dışarıda milletin karşısında, titrese mi idi. Efendim, kırktan fazla insan ölmüş onlara saygısızlıkmış.
Bence böyle felaket olan bir yere, hiçbir devlet büyüğü, siyasetçi, vs gitmemeli, yasak konulmalı. Orada büyük bir devlet ve siyasetçi gidince protokol denilen zıkkım oradaki çalışmaları engelliyor.
Şimdi AKP duygu sömürüsü yaparak, İmamoğlu’na vurmaya başladı, Halkı çok seviyorlar ya. Halk öyle olay mahallinde şov yaparak sevilmez, halkı sevmek, halkın çıkarlarını, uzun ve kısa vadede koruyup kollamakla sevilir, mesela. 17 Aralıktan sonra konulan ve toplanılan deprem vergilerini, kuruşuna kadar hesabını sorarak.
Her evde iki, üç işsiz genç var neden bunların derdine derman olan yok diye sorularak sevilir. Elektriğe, Doğalgaza, Ekmeğe, Suya, Tuza, her şeye, her gün neden bu kadar zam yapılıyor diye sorulursa, halk sevilir. Asgari ücret 2334 lira olarak belirlenip,ülkeyi yönetenlerin maaşları, 80-60-40-30-20 milyon, neden oluyor diye sorarak sevilir. İşsiz iş bulamazken, iktidarın yöneticileri, üç, beş ayrı kurumdan, maaş alırken bu nasıl olur, vicdansızlar diye haykırırsan, halkı sevmiş olursun.
Saraylar yaptırıp, Sarayın bütün giderini halktan toplanan vergilerle karşılanıyor, neden? Diye sorularsa halk sevilmiş olur. Bu halktan toplanan vergilerle, halkın evini depreme dayanıklı evler yapıp, güvende yaşatarak halk sevilmiş olur. Muhalefet lideri bu deprem vergileri nereye gidiyor deyince, biz onun hesabını sana verecek zamanımız yok dediğinde, bir şeyler yapabiliyorsan, halk için bir şey yapmış olursun.
Bu milletin o kadar, hayati sorunları varken, bir de kanal İstanbul diye millete, yüz yıllık bir yük getirmeyin denildiğinde halk sevilmiş olur. Her gün iki, üç asker şehit geliyor, buna kökten bir çözüm bulun diye haykırırsan ve bu işi kökten çözebilirsen, halkı sevmiş olursun.
Halk yoksulluktan intihar ederken kimsenin kılı kıpramıyorsa, bu halk sevmek değil sevmemek olur. Ulan bu kadarda ağır vergi yükü bu halkın sırtına yüklenir mi diye haykırırsan, halkı sevmiş olursun. Ne zaman şu kral çıplak diyen o gerçek kahraman çocuklar, kadınlar, insanlar yüzde sekseni bulursa, işte ben o zaman halkı seveceğim.
Yoksa uyuyan, duymayan, görmeyen, hiçbir şey hissetmeyen, halkı sevme düşüncesi yok bende. Kendi sorunlarını ne zaman kendisi çözme cesareti gösteren halkı görürsem. Bende o rüzgârın önüne düşer, o güruhun içinde erir, o halkın sevdalısı olurum.