Nefret kin ve ötekileştirme dilinin kullanılmış olması, cahalet?le gelen bazı provatik eylemlerin yaşanmasına fırsat vermektedir.
Nefret kin ve ötekileştirme dilinin kullanılmış olması, cahalet’le gelen bazı provatik eylemlerin yaşanmasına fırsat vermektedir. Bu güne kadar, kandan ve kutuplaştırmaktan Ülkemize fayda gelmemiştir. Bu tür şeylere kalkışanlar ve bunlardan medet umarak, yaşamını sürdürmeye çalışanlara fırsat varmemek adına, sağduyulu davranarak, bu tür oyunlara elbette fırsat vermeyeceğiz…
Sen kalkıp elinde seccadeyle miting alanlarında, ben 85 milyonun Cumhurbaşkanıyım diyeceksin, sonra kalkıp kişilerin inançları üzerinden milyonlarca insana hakaret edeceksin. Ondan sonra bu haksız hakaretlerine cevap verenlere, vay efendim Cumhurbaşkanına hakaret etti diyeceksin. Ayıptır günahtır. Hakkın yaratmış olduğu kula hakaret ediyor ve kul hakkına giriyorsun. Oysa devlet anadır. Devlet babadır. Devletin başı ve bir makamı temsil ediyorsanız. Makam’a elbette saygımız sonsuzdur. Ancak; 85 milyon insana aynı mesafede olmanız gerekmiyormu?
Şayet hakka olan bir inancınız varsa, hakkın yaratmış olduğu bir insana, inanca hakaret edilmek’le, cahil insanlara provatik hareketlerde bulunulmasına fırsat vermiş olmazmısınız? Bu tür davranışlar ülkeye ve ülke insanına yapılan en büyük kötülüktür. Ülkede yaşayan ve kimliğinde TC vatandaşı yazan her kişi bu ülkenin gerçek vatandaşlarıdır.
Oysa siyaset yapmak,güzel bir sanat dalıdır.Çok seslilik ve renklerin demokratik şekilde yarışı Demokrasinin gereğidir. Seçimler demokrasinin vazgeçilmez kavramı ise bu telaş peki nedir. İktidarlar seçimle gelip seçimle gitmelidir. Bunların dışında yapılan her hareket ülke demokrasisine zarar vereceğini bilerek, siyasiler buna göre bir tavır içerisinde olmalıdır. Bu ülke hepimizindir.İnsanların dili dini inancı, inansızlığı kendinedir. Devlet adamlığı tüm reklere aynı mesafede olduğu an güzellikler doğar…
Yoksa Adıyaman’da ve daha önceleri bir çok yerde olduğu gibi, bu tür cahilce menfur ayrıştırıcı provatik eylemlerin önünü alamazsınız ve Allah korusun ülke’yi bir kaosa sürüklemekten başka bir şey olamaz….
Cumhurbaşkanı Adayı Sn Kılıçdaroğlu, bayram nedeniyle deprem bölgesi Adıyaman’da gerçekleştirdiği mezarlık ziyaretinde bir kişinin sözlü saldırısına uğraması elbette manidardır.
Kılıçdaroğlu mezarlıkta dua ederken, mezarlıkta bulunan bir şahıs, “Bu Fatiha okumayı dahi bilmiyor’ki, siz buna neden Fatiha okutturuyorsun?” sözleri boşa sarf edilmiş sözler değildir. Çevredekiler, söz konusu şahsın ifadelerine, “Terbiyesizlik yapma” diye tepki gösterdi. Şahıs, çevredekiler tarafından uzaklaştırıldı. Kılıçdaroğlu ise,Twitter hesabından yaptığı paylaşımda: “Mezarlıkta acılı insan her şeyi söyleyebilir, yapabilir; acısına vermek gerekir. Bugün bunları konuşmayalım, kayıplarımızı hakkıyla analım. Lütfen o insanımızı da ifşa edecek şeyler yapılmasın, özellikle sosyal medyada sorumlu davranalım. Benim hakkım varsa ben helal ettim” diyerek, İnsanlığı unutmanın getirdiği eksiklikleri mazur görüp, kocaman yüreği ile halkını ve ülkesini bu denli sevmesi ne kadar güzel ve anlamlıdır.
O bağışlayan ve koca yürekli insan Sn Kılıçdaroğlu, Hak Muhammet Ali iştihatı ve terbiyesi ile yetişmiş temiz ahlak ve yaşamıyla yaşamını sürdüren, asla harama el uzatmayan, eline beline diline sahip bir yolun içinden gelen kişi olup, soyu’da belli yolu’da belli olan kişi olarak, haksızlığa zulme karşı yüzyıllardır mücadele veren bir soydan gelen neslin evladıdır. Onun inancını eleştirenler, önce kendi cinsini cibilliyetini araştırsın ve ondan sonra konuşsunlar…
Şayet susuluyorsa; Hakka, Yola, Hakın yaratmış olduğu insana ve makama olan hürmetimizdendir…