Sizi gidi utanmazlar sizi

28 Mayıs’ta ülkemiz’de gerçekleşen Cumhurbaşkanlığı seçimi ve onun sonucunda muhalefet açısından yaşanan hüsran dolu gelişmeler…

Evet hüsran dolu gelişmeler demiyelimde; ne diyelim?  Daha seçim akşamından başlayan CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’na karşı tutum ve davranışlar, bir partili olarak inanın bir çok insanı üzdüğü gibi elbette bizi’de üzdü. Yenilginin sanki tek sorumlusu Sn Kılıçdaroğlu’dur.  Vur abalıya deyimi ile, Sn Genelbaşkan adeta parti içerisinde ve  bir çok çevrede linç edilmeye çalışılıyordu.

Tepkiler tepkiler tepkiler ….parti içerisinden ve parti dışından bazı çok bilmiş kişilerce bir kampanya başlatılarak, Kılıçdaroğlu’na karşı aşağılayıcı söz ve hakaretlerin ardı arkası bitmiyordu.

Parti içerisinde basılan düğme ile ne yapılmak isteniyordu? Kılıçdaroğlu gerçekten bu olanları hakediyormuydu? Bu haksız suçlamalar unutulacakmı sanılıyor. Kılıçdaroğlu belki iyi niyetinden ve almış olduğu insani değerlerden dolayı, bu suçlamayı yapanları belki afedebilir. Ancak yapılan bu haksız suçlamalar unutulacak gibi değildir.

Kayıtsız şartsız Sn genel başkana ve CHP’ye gönül veren biri olarak, elbette bu linç hareketini bizlerden unutmamızı beklemesinler. Buradan bir kez daha tekrarlıyorum: Kılıçdaroğlu’nun ekmeğinin tuzu yoktur…. Kime hızır dediyse hınzır çıkıyor. Örnekmi diyorsunuz. Saymakla bitmez….

Eh bu gün bu eleştiriyi yapanlar, şayet seçim alınmış olsaydı.Bizlere fırsat vermez ve Sn Kılıçdaroğluna yaklaşmak için elbette 40 takla atar ve bir yerlere gelmek için, kılıktan kılığa girmekten geri kalmazdınız. Seçimde adam gibi durulsaydı, ihanet içerisinde olunmasaydı seçim kaybedilirmiydi. Şimdi meydan boş….ağzı olan konuşuyor. Burada şunada açıklık getirmek isterim. Emek verene elbette hiç bir sözüm olamaz. Benim muatabım emek veriyor gibi görünenleredir. Hiç durmayın siz gazel atmaya ve her türlü omurgasızca ihanetinize devam edebilirsiniz. Suç sizde değil, sizi adam yerine katan ve hak etmdiğiniz halde size fırsat verendedir.

Kılıçdaroğlu’nu bir türlü içinize sindiremediniz…. Ayrım yapıyorsunuz ayrım çok ayıp. Siz bu ayrımcılığa devam ederseniz. Kılıçdaroğlu belki görevden ayrılabilir. Ancak asla unutulmasın. Ondan sonraki dönemde de sizler avcunuzu yalarsınız. Elbette bu toplumda o kadar aptal değil ve elbette olmayacaktır.

Abdüllatif Şener olayından sonra bazı CHP’liler Tanju Özcan ve İnce’ye methiyeler dökmeye başladılar ve efendim siz haklıydınız mesajları başladı. Muharrem İnce seçimde tarafsız kalarak zaten Erdoğan iktidarına ve Faşizme açıktan destek vermedimi diyorsunuz.

Karayalçın yine sahnede…Karadeniz familyası yine işbaşında. ABD’nin ve ingilizlerin iç misyonerleri işbaşında Efendim neymiş İmamoğlu genel başkan olsun… Eeee İmamoğlu genel başkan olursa, Karadenizlilerin desteği muazzam  olurmuş. Hadi be ordan… Şuralı buralı önemli değil, insan olsun insan.

İlkeli dürüst, onurlu ve kucaklayıcı, bütünleştirici olmalıdır. Kılıçdaroğlu’nda bunlar yok diyebilirmisiniz…. Elbette diyemezsiniz. Ancak size göre işin özü başka. Sizi gidi utanmazlar sizi. Eh bunlar böyle’de diğerleri sanki dürüstmü?

Daha düne kadar Piro Piro diye şakşakçılık yapanlar, Bugün ihanetin bayraktarlığını yapıyorlar. Dün dede baba diyenler, seçim günü sandığa gitmeyerek veya ittifak içerisinde olupta omugasızca yan çizenler…  şu an kalkıpta ileri geri konuşarak insafsızca sırtından hançerlemek için elinden geleni yapıyorlar.

İşte burada asıl büyük görev Sn Kılıçdaroğlu’na düşüyor. Bu işler devşirmelerle olmuyor be Sn Genelbaşkanım olmuyor. Partiye gerçekten emek verenleri görmemekten gelemezsiniz. Demek’ki devşirmelerle bu işler olmuyormuş… Partinin öz dinamiklerine görev vermek, tabanın sesine kulak vermek daha akıllıca ve sorunların çözümü olacaktır.  Haksız Hukuksuz ve Adaletsiz davranışlara meydan okumak ve düzenin değişikliğine alternatif olacaktır. Parti içi sosyal demokrasi dışarı yansıyacak olup,ülkede sosyal demokrat düşünce ve siyaset ile tarihsel sorumluluk gerçekleşmiş olacaktır.