Değerli Okurlarım ! Bu yazımda sizlere Parti örgütün’den sorumlu kişilerin yaptıkları oyunlarla başlamak istiyorum. Yurt içinde ve yurt dışında parti içinde nice emek veren kişilerin, seçimlerde nasıl nöbet tutarak çaba ve emek sarfeden ve zaman zaman Parti bürolarına kira, yakıt ve bazı giderlere katkı sunmak adına cebinden harcama yapan bu partililerimizi dışlayan ve ötekileştiren bir anlayış, kendi emelleri uğruna, kendilerine yandaş ve […]
Değerli Okurlarım !
Bu yazımda sizlere Parti örgütün’den sorumlu kişilerin yaptıkları oyunlarla başlamak istiyorum. Yurt içinde ve yurt dışında parti içinde nice emek
veren kişilerin, seçimlerde nasıl nöbet tutarak çaba ve emek sarfeden ve zaman zaman Parti bürolarına kira, yakıt ve bazı giderlere katkı sunmak adına cebinden harcama yapan bu partililerimizi dışlayan ve ötekileştiren bir anlayış, kendi emelleri uğruna, kendilerine yandaş ve yalaka kadroları oluşturmanın hesabı içerisinde olmaktan çekinmiyorlar. Ancak bunlar utanmadan sıkılmadan yaptıkları her usulsüzlük ve yanlışlar ayyukaya çıkınca işin içerisinden sıyrılmanın yollarını aramada tereddüt etmekten çekinmiyorlar. Yapılan yanlışlarına parti liderinden talimat aldık diyebilecek bir seviyesizliğede damga vurarak kendilerini temize çıkarmanın gayreti içerisinde olabiliyorlar. O nedenle kendilerine çıkarmaya çalışan oyunculara bu son uyarım olsun diyorum.
Sonrasını ben düşünmem onlar düşünsünler.Çünkü bu emekçilerin ve canı pahasına mücadele veren yol arkadaşlarımızın hakkını yediklerinin ispatıdır. İşte o zaman, bende bunların isimlerini tek tek açıklamaktan ve bütün yaptıklarını ifşa etmek’ten kaçınmayacağımı açıklamak isterim…
Gelin bu gün bir şiirle yazıya devam edelim:
Halkım ben Halk. Hani şu sayılamayan, Hani şu çok büyük olan o halkım ben. Ama göz önünde bulundurulmayan. Sen ne olursan ol, kim olursan ol. Soluğumun öyle bir gücü var’ki, Sessizliği deler geçerim diyen halkım ben. Filiz verir boy atarım. Zifiri karanlık demem. Zulüm acı, ölüm şu bu verasil kelam. Bir anda gizlerse’de tohumu. Ölmüş gibi görünse’de bu halk. Bir gün döner gelir elbet o nisan ayı. Kavuşur baharına toprak. Kızgın eller o zaman dağıtır atar, ağır havayı. Ölümün içinden yeşerir gelir, özgürcesine yaşamak…
Evet bir atasözü vardır!
Yapraksız kaldın diye gövdeni kestirme. Zira bu işin baharıda vardır. Şimdi bu sözlerim mevcut iktidara’dır. Hükümetin sonu, toplumun mutluluğudur. Halk günlük yaşamındaki güvenceye sahip olmadığı için hiç kimseye inanmıyor. Haksızmı? Tabi ki hayır. Sonuna kadar haklı. Bakıyoruz iktidarın yirmi yılda halka yaptıkları ortada, bu halkın ağzında aş, gözünde yaşı bir türlü eksilmedi daha, fazla bunları anlatıp sahte kahraman yapmaya hiç niyetim yoktur..
Peki diğer çığırtkanlık yapan partiler ne yapıyor, Sözde ittifak içindeler, iyi partinin kurmayı geçinenler, Ana muhalefete karşı biri davul çalıyor.Biri zurna. Biri’de tulum diyorlar. Her şeyi ben buldum. Diğerleri biri Başbakanlık yaptığında cicim aylarının günahını çıkarıyor. Biride on sene ekonominin başındaydı, şimdi o dönemin methiyelerini yapıyor. Burda şunu tespit edelim. Ana muhalefete düşen en önemli görev çok güvenir’li ve net olmalıdır. Aksi halde BAŞKASININ YOLUNDA YÜRÜRSENİZ, KENDİ İZİNİZİ KAYBEDERSENİZ…
Bu partilere güven olmaz. Bu partililerin ittifakı, Araya makamlar girene kadardır. Bizden uyarması diyoruz…