CUMHURİYET

Yayınlama: 27.10.2023
A+
A-

Türkiye 29 Ekimde Cumhuriyetin 100 yılına basmış olacak. Anlaşılan ne Türkiye, ne Türk halkı, nede Türk devleti ve yönetenlerinin umrunda bile değiller.
100 yıl önce bu ülkede 600 yıllık Osmanlı hanedanlığı vardı.
Osmanlı Türkleri yani halkı, insan yerine bile koymayan, idraksiz, akılsız, kaba, hayvan derecesinde aşağılık bir yaratık olarak tanımlamıştı.
Bu tanımlama Osmanlıdan önce, Emevi, Abbasi Arap yani, İslam devletlerinin Türkler hakkındaki görüşüydü.
Peki, neden böyle, aşağılayıcı ve ökekileştirici bir dil kullanıyordu, İslam devletleri.
Araplar, İslamı ilan ettikten sonra, (632) büyük ordular kurup, bütün dünyayı İslam dinine davet edip, kabul ettirmek için ekde kılıç akınlara başladılar.
Türk yurtlarında, yıkılmadık şehir, ev kesilmedik baş koymadılar. Arapların, Türkleri İslama davetleri, hiç bir zaman, barışçı, hoş görülü, insani bir şekilde olmadı.
Çünkü Türkler binlerce yıllık inançlarına sıkı ve sadakatle bağlıydılar.
Türkler Gök Tengi inancını ve iyilik tanrısı Gök Tengrilerine sonsuz inanmışlardı.
Arap, İslam orduları neden Türkleri ve başka milletleri zorla İslamı kabul ettirmek için, olmadık katliamlar yapıyorlardı.
Araplar, İslamdan başka hiç bir dinin Allahın dini ve inancı olamayacağına inanıp, bütün dünyayı Allahın inancına bağlamayı, Allahın emri kabul ediyorlardı.
Allaha inanmayan, putprestler, Yahudi, Hıristiyan, Zerdüşt, Budist ve paganlar, İslam için din dışı ve kafir sayılıyorlardı.
İslamı kabul eden bütün halklar ve başka inançlar, İslamın bütün yükümlülüklerinide kabul etmiş oluyorlardı. Hepside İslam halifesi altında, İslam devletinin bir elemanı sayılıyorlardı.

İslam ordularına mağlup olan bütün İslam dışı halkın tümü, İslam devletinin kölesi, kulu, kadınları cariye oluyorlardı.
Bu kul ve köleler, İslam devletine cizye(kelle vergisi) vermek zorundaydılar. Bu köle esirler, İslam dinini kabul ederlerse, hem özgür oluyor, hemde kelle(cizye)vergisi vermekten kurtuluyorlardı. Türklerin isteyerek, İslam dinine geçmelerinin tek nedeni. Kölelikten ve kelle vergisinden kurtulmaktı.
Türkler, İslam öncesi yaşamlarında, hiç bir zaman, kölelik diye bir zilleti yaşamamışlardı. İslamla birlikte kul, köle yapılıp eski inançlarından zorla, Müslümanlaştırılmışlardı.
Osmanlı felsefesi, Arap, İslam felsefesini, tam olarak benimseyip, Türklerin halen gerçek Müslüman olmadıklarına inanarak. Türkleri aşağılayıp, anlaksız, anlayışsız, akılsız ve Allahsız Türk diye aşağılıyordu.
Osmanlı sarayında, Türkçe konuşmayı, Türk töresine uyup, Türk gibi yaşamayı aşağılık bir yaşam sayıp. Sarayda Arapça ve Farsça dil konuşup, Türk dili yasaklanıp, Arap, Fars kültürü benimsenmişti.
Yavuzun halifeliği alması, yeryüzündeki Allahın tek temsilcisi ve varisi olarak, bütün dünya malı ve ganimeti kendilerine haktı.
Osmanlı, tarihte en çok, Türk öldürüp, aşağılayan İmparatorluk olmuştur. Başka Türk devletlerine savaş açıp, bütün Türk Beyliklerinide yok etmiştir.
Osmanlı 1919 yıllarında, dünya devletlerinin güdümüne girmiş, Emperyalistlerin uşağı olup, toprakları işgal edilmişti.
1919 yılında Mustafa Kemalin öncülüğünde, Emperyalist hegemonyaya ve işgale karşı, Kurtuluş savaşı vererek, bu gün kutlamadığımız Cumhuriyeti, kimsenin haberi bile olmadan kuruldu.
Osmanlıda bütün halkın, yurttaşın, Padişahın kulu, kölesi, satılık malı olan vatandaş. Cumhuriyetle birlikte, eşit haklara sahip, eşit yurttaş kabul edildi. Artık hiç kimse, ne Padişahın, nede bir devlet yöneticisin malı, kulu, kölesi değildi.

Ülkenin yönteni, ve bütün bireyler eşit olup, hukuk karşısında aynı haklara sahip özgür ve bağımsız insan sayıldı.
Yalnız Allahın yeryüzü temsilciliği olan halifelik fes edilip, Laik bir devlet yönetimi, halifeliğin yerine geçti.
Kulluğa, köleliğe, insan bile sayılmayıp, hayvan gibi alınıp satılan bir dönemden, Padişahında sıradan bir yurttaş olması, insanların hiçte alışık olmadıkları bir memnuniyetsizlik yarattı. Biz illada Padişahın, şeyhin, tarikatların kulu, kölesi olacağız diyenler eski düzeni yeniden kurmanın gayereti içine girdiler.
Bu gün, kulluk, kölelik aşkıyla yanıp tutuşan, dünyanın gelişmiş medeniyetlerinin kabul ettiği
Muasır medeniyeti olan Cumhuriyeti hazmedemeyenler.
100 yıllık Cumhuriyeti anmak ve halen kabul etmek istemiyorlar.
Halkın büyük bölümü Cumhuriyetin, evrensel hukuk, adalet ilkeleriyle yaşamak isterken. Halen halifelik ve Padişahın kuluk rejimini isteyenler, iktidar olabiliyor.
100 yıllık Cumhuriyet, gerçek anlamda, ilkeli bir batı medeniyetine bu güne kadar ulaşamadı.
Kişi hak ve özgürlükleri, yönetenlerin kendilerini, Padişah gibi görüp, hak, hukuk tanımayıp ayaklar altına alarak çiğnediler.
Özgürlük isteyenleri, din düşmanı, vatan haini görüp hapse attılar.
Cumhuriyet ne kadar aksak, topal ve eksik uygulansada, Padişahlığın, kulluk düzeninden, bin kat daha iyi ve özgürdür.
Eşit yurtaşlık, fırsat eşitliği, düşünce özgürlüğü, hak, hukuk Cumhuriyetin en önemli ilkeleridir.
Egemenlerin, despotların, hukuk tanımayanların indına.
29 Ekimde.
İnadına Cumhuriyet diye haykırmak her yurttaşın görevi olmalıdır.

Bir Yorum Yazın

Ziyaretçi Yorumları - 0 Yorum

Henüz yorum yapılmamış.