Gündem değiştirme taktiği!

Ülkemizde en büyük sorun geçim. İnsanlar aş-iş derdinde… Ekonomik kriz çok derin. İnsanları kıskaç içine almış durumda. Vatandaş aç, çaresiz, gelecekten umutsuz, bugünü kurtarma peşinde, yaşam mücadelesi veriyor… Pazarcı artıklarından geçinmeye çalışan, mutfağında dert kaynatan, çöplükten beslenen insanların sayısı her geçen gün artıyor. Esnaf ve çiftçi iflas etmiş durumda. Çiftçi üretim araçlarını, esnaf ise ekmek […]

Yayınlama: 08.02.2021
A+
A-

Ülkemizde en büyük sorun geçim. İnsanlar aş-iş derdinde…
Ekonomik kriz çok derin. İnsanları kıskaç içine almış durumda. Vatandaş aç, çaresiz, gelecekten umutsuz, bugünü kurtarma peşinde, yaşam mücadelesi veriyor…
Pazarcı artıklarından geçinmeye çalışan, mutfağında dert kaynatan, çöplükten beslenen insanların sayısı her geçen gün artıyor. Esnaf ve çiftçi iflas etmiş durumda. Çiftçi üretim araçlarını, esnaf ise ekmek kapısını tefecilere-faizci bankalara kaptırıyor.
Bankaların geçtiğimiz yıl %23 olan icralık alacağı bu yıl %55’leri geçti. Geçim kaynaklı intiharların sayısı arttı. İnsanlar artık geleceklerinden umudu kesti. Saraydan bakınca; kapanan kepenk yok, işsizlik değil iş beğenmeme sorunu var, yoksulluk değil değer bilmeme var-nankörlük var. Dünya bizi kıskanıyor sanıyorlar…
İçeriye başka, dışarıya başka mesajlar veriliyor…
Yabancı sermayenin ülkeye gelmesi için kaynaklarımız peşkeş çekiliyor. Garantili ve yüksek faizli projelerle ülke soyuluyor. Muhalefet partileri çarşı-Pazar dolaşıp vatandaşla yüzyüze görüşürüp, dert dinlerken, egemenler kendi dünyalarında acı acı gülümseten
müjdeli haberler veriyor (!)
Doğal gaz bulunmuş, altın rezervlerimiz 400 bin tonlara çıkmış, milli otomobilimiz yollardaymış, uzaya roket gönderecekmişiz, savunma sanayimiz milli gelirimizi artırıyormuş, kişi başına düşen milli gelir 20 binler seviyesine çıkmış…. Mış mış mış mış…
Ama vatandaş elektrik, su, doğalgaz, sebze-meyve, en temel ihtiyaç maddelerine ulaşmakta sıkıntı içinde…
İktidar için ne dert! Pembe hayaller, güzel düşler, büyüklere masallarla insanları avutma ve kandırma peşinde…
Son olarak iç siyasette ekonomiye kayan ve giderek daha çok konuşulan, vatandaşın haykırışlarını yansıtan aş-iş-geçim sıkıntısından başka bir yöne kaydırma, gündem değiştirme gayretleri var. İktidar; evde-sokakta ekonomi konuşulsun istemiyor. Muhalefetin bu konuyu işlemesinden, vatandaşın derdini dinlemesinden, umutsuzlara umut olmasından rahatsız. Boğaziçi’nde yakılan ateşin yayılmasından, yeni bir Gezi eyleminden korkuyor.
Bu ülkenin geleceği olan, bilim yuvasını savunan öğrencilerin yaka-paça, itilip-kakılarak, şiddete uğrayarak gözaltına alınmak istenmesine tepki koyan vatandaşların görüntüsü; artık insanların korku imparatorluğu yaratma çabalarının boşa çıkmak üzere olduğunu
gösteriyor.
Gündem değiştirme girişimlerinin işe yaramadığını, baskıların geri tepeceğini ve daha fazla açlıkla terbiye edilmek istenmediğini ortaya koyuyor. Ankara’da yaşanan bu örnek; giderek ülke genelinde yaşanan hoşnutsuzluğun boyutlarının sadece buzdağının üstü olduğu gerçeğini gözler önüne seriyor.
Yandaş ve liboş yayın organlarının ülkeyi güllük-gülistanlık gösterme gayretlerinin boşa çıktığını, vatandaşın gerçek gündeminin açlık olduğunu, tehdit-baskı ve zindan söylemlerinin işe yaramadığını gösteriyor…
“Deli Dumrul’a, Sülün Osman”a rahmet okutacak projelerle ülke kaynaklarının heba edilmesine, Faiz lobisine köle yapılmak istenmesine karşı koyan, kendi yediklerini belediyeye fatura edip sonra da, “bir lokma kuru ekmek midesine giriyorsa, aç değildir” diyen arsız ve uğursuzlara artık kanmıyan vatandaş, aşını-işini-ekmeğini, zulüm ve
işkencenin bitmesini, insanca yaşamak, hakça bölüşmek istiyor. Hak-hukuk ve adalet bekliyor. Çok şey mi istiyor!

Bir Yorum Yazın
Ziyaretçi Yorumları - 0 Yorum

Henüz yorum yapılmamış.